Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
Sertab Erener vapurda İzmir Marşı söyledi..
Karadeniz’li kadınlar “Cevriye yengem, ne deyirsun, ben hayır deyirum” videosu çekti.. (bkz. Videolar) Bu kadınların “hayır”deme nedenleri halkımızın düşüncelerinin ortaya dökülmesi idi..
Trabzonspor taraftarı İzmir marşı söylemeye başladı.. (Yılmaz Özdil: Bu bir kırılma noktasıdır)
Gülse Birsel “Bu ülkenin prensesi artık yaratan, yaptığı ile varolan kişidir, yani benim” dedi padişah torunu, ada isteyen evetçi hanıma..
“Madem sporcuların söylemesinin etkili olacağı düşünülmüş, o zaman biz ortaya çıkarız” dedi mesela basketbolcu Mehmet Okur ve eşi..
“Demek sanatçıların etkili olacağı düşünülüyor” deyip sanatçılar kendi “hayır” videolarını yayınladılar.
Ve daha bir sürü örnek..
Aslında her şeyin bir başlangıç noktası vardı..
Halkın tanıdığı, sevdiği kişiler birdenbire televizyona çıkıp “evet diyorum, çağrını aldım”.. demeye başladı. Herkesin başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi oldu. Bu o kadar ağır bir etki yarattı ki çoğu kişide, arada insanlardaki çekinme eşiği denen şey yerle bir oldu.
Zaten bir şey yapmak gerektiğini düşünenler, “demek ki böyle başlıyormuş bu iş” dediler, ve hepsi harekete geçti.
Yönetici konumunda olan bir takım kişiler zaten aktifti, ama halk ne yapacağını, nereden başlayacağını kestiremiyordu.
Yönetime yakın bazı kişilerin dediği gibi “evet demek isterim, ama düşünürsem mümkün değil diyemem” lafı hükümete yakın olan kesimde dahi o kadar çok kişinin aklından geçeni ifade ediyordu ki, büyük ihtimal şiddetle geri tepti bu kampanya.
Gençler şarkılarla hayır videoları çekmeye başladılar.
Mecliste olmayan bütün siyasi partiler ortak harekete geçmek için birbirlerine çağrı yapmaya başladılar.
Tanınmış kişiler, müzisyenler “başbakanın ‘hayır’ demek isteyen insanları ötekileştirmesi ve aşağılaması kabul edilemez” diyerek ortaya çıktılar..
Gençler ‘hayır’ cevabının tanıtım için bildiri dağıtmaya başladılar ve polisten dayak yemek durumunda kalınca “beni dövdünüz, şimdi ülke kurtuldu mu” dediler.. Arkasından bir daha aynı yerde aynı bildiriyi dağıttılar..
Bir anneanne “bir kere evet dedim evlenirken, bir daha kimseye evet demem, cevabım ‘hayır’ olacak” dedi muzurca..
Mhp yönetimi “evet” şıkkını benimseyince Chp-Mhp tabanı ortak hareket etmeye başladı..
Bir orkestra gibi..
Çeşitli müzik aletleri ve onları çalanlar, ve hepsi bir arada olunca bir orkestra oldu bu.
Her müzik aleti bir ses çıkarıyor ve orkestra şefi de ortak ülkü..
Öyle görünüyor bakınca…
Bu orkestranın uyumu o kadar muhteşem ki, sesini kesmez artık kanımca bir daha hiç..
görsel: www.facebook.com/photo.php?fbid=1274318382654908&set=gm.1847078428838619&type=3&theater