Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın mevcut sistemi prangalı sistem olarak tanımlamasına muhalefetten tepki geldi: Asıl pranga bu sistemle TBMM’ye vuruldu.
‘YASAMA YETKİSİNİN TBMM’YE AİT OLMASI ERDOĞAN İÇİN BİR PRANGADIR’
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz: Erdoğan, 16 Nisan’da Anayasa değişikliğiyle “100 yıllık prangayı söküp atacağız” diyor. Erdoğan bu söylemiyle anayasa değişikliğinin hedefini ve saflaşmayı doğru tanımlıyor.
Dayatılan anayasa değişikliğiyle yüzyıllık Cumhuriyetimiz hedef alınıyor. Saflaşma, Cumhuriyet güçleriyle Cumhuriyet karşıtı güçler arasındadır. Milli egemenliğin temsilcisi olan Meclis, bu tanımlamaya göre prangadır. Meclis’in yürütmeyi denetlemesi, yürütmeye pranga vurulması olarak kabul edilmektedir. Yasama yetkisinin TBMM’ye ait olması Erdoğan için bir prangadır. Cumhurbaşkanının da tek başına yasama yetkisine sahip olması, kanun çıkarabilmesi istenmektedir. Keza, yargısal pranganın sökülüp atılması için de hukuk devletinden vazgeçilmeli, üst yargı organları Cumhurbaşkanınca belirlenmelidir.
Özetle, ‘100 yıl’ tanımlamasından da açıkça anlaşıldığı gibi, Cumhuriyet ve Meclis hedef alınmakta, “prangaların sökülüp atılması” ile olağanüstü yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanından ibaret denetimsiz yürütme hedeflenmektedir.
Milletimiz bunu kabul etmez. Cumhuriyetimizin “pranga” olarak nitelendirilmesine “Hayır” diyecektir.
‘PRANGALI’ SİSTEMDE, EYALET SİSTEMİNİ Mİ GETİREMEMİŞLER?
Getirdikleri sistem söylediklerinin tam tersine özgürlükçü bir sistem değildir. Yargıyı kontrol altına alan tek insanın hakimiyetine bırakan, Meclis yerine kişiye KHK ile yasa çıkarma yetkisi veren bir sistem getiriyorlar. Şimdi yasama ve yürütmenin tek kişinin emrinde olan bir sisteme özgür bir sistem denmez ki. Tam tersine despot bir sistem denir. Hukuk dışı bir sistem getiriyorlar. Prangadan bahsediyor. Getirdikleri sistem tek parti sistemi dahi olmayacak. Çünkü tek parti döneminde bile yargı ve yasama tek kişinin elinde değildi. Tek partinin elinde ama tek kişinin elinde değildi. Bunların getirdiği sistemde yargı ve yasama tek kişinin elinde olacak.
Anayasa Profesörü Süheyl Batum: Bir referanduma gidiyoruz. Referandumda bir metni oylayacağız. Metin belli. İçine yetkiler koymuş. Buna göre her şeyi, yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı cumhurbaşkanına vermiş. Şimdi biz neyi oylayacağız? Metni. Metni oylarken, metnin dışında her şey söyleniyor. “Prangaydı”, “Hayır veren PKK ile ve FETÖ ile beraber olmuş demektir.” Söylenenler tamamen bunlar. Aynı konuşmanın içinde “yol yaptık, köprü yaptık” diyor. Nasıl? Pranga varken bunları yaptık. Böylece nereye dönüyoruz. Her şeyi cumhurbaşkanına veriyoruz. Peki bunlar demiyorlar mıydı “Tek adam milli şef döneminde hiçbir şey yapılmadı, baskı getirdi” diye. Biz o köprüleri yolları yaparken baskıya dönmek için mi tekrardan tek adam rejimini getiriyoruz? Sadece cumhurbaşkanı değil, herkesten “100 yıllık pranga bitti”, “200 yıllık baskı bitti”, “Vesayet bitecek” lafları duyuyorum. 2010 da biz bunları izliyorduk. Malını anlatmak yerine dönüyor, “bana güvenin, prangayı kıracağız” diyor. Malına güvenen içeriğini anlatmaz mı? Sen bu paketin içeriğini anlatan bir ‘evetçi’ duydun mu? Nereden kaynaklanıyor bu? Demek ki, referanduma sundukları metine kimse güvenmiyor ve inanmıyor. Ne yaptıysalar prangalı vesayet rejimi dedikleri rejimde yapmışlar. Şimdi nereye gitmek istiyorlar? Tek adam rejimine. Hani tek adam rejiminde hiçbir şey yapılmamıştı. Oraya mı dönmek istiyorlar? Ben söylüyorum bu anayasa değişikliği tek adam rejimi getirecek, her şeyi bir kişiye verecek. Benim için kimin olacağı önemli değil. Bana göre, tek adam rejimi demek tek adam için engel olan prangaları çözüp, o prangaları milletin ayağına vurmak demektir.
aydınlık