anadoluverumelimedya.com

No filminin kahramanı referandumda ‘Hayır’ın formüllerini açıkladı

No filminin ilham kaynağı Eugenio Garcia Ferrada, İzmir’de yaptığı konuşmada, referandumda ‘Hayır’ın kazanmasının formüllerini açıkladı.

Dün İzmir’de Francisco Garcia Ferrada ile birlikteydik. Ferrada, 1988’de Şili’de Pinochet’nin kaybettiği referandumdaki başarısıyla “Hayır”ın kazanmasını sağlayan, “No” filmine ilham kaynağı olan iletişimci. CHP Gençlik Kolları Genel Merkezi, Ferrada’yı bir hafta için deneyimlerini paylaşmak üzere Türkiye’ye davet etmiş. İstanbul’dan sonra ikinci durak İzmir.

Reklam alanı

AMAÇ POZİTİF KAMPANYAYA VURGU

CHP İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven, il başkanlığında Ferrada’yı İzmirli gazetecilerle buluşturdu. Gerekçesi şuydu buluşmanın: “Pozitif kampanya; yeni bir siyaset diliyle genç kitleyle buluşmak.”

“Bay No”, akşam da ayrıca Fuar’daki İsmet İnönü’de İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’ne konuştu. İzmirliler bu buluşmaya yoğun ilgi gösterdi. Konuşmasının ardından soru-yanıtlarda da ince zekasını, kıvrak ve kısa ama özlü mesajlarını gördük. Gösterdiği videolarda da keza. Türkiye’deki hayır kampanyasını nasıl bulduğu ve başarı şansına ilişkin soruyu iki eliyle başarı işareti yaparak “İnşallah” şeklinde yanıtladı.

İngilizce de bilen ancak İspanyolca tercümanı aracılılığıyla İspanyolca konuşmayı tercih eden Ferrada tipik bir 70’ler genci. 30 yıl önceki “hayır” kampanyasının heyecanını hala duyumsadığı her halinden belli. 30 yıl sonra ise deneyimini Şili’den yaklaşık 14 bin km uzaktaki Türkiye’de paylaşmak da onun için heyecan verici.

2009 yerel seçimlerinde CHP için iki önemli noktada eş zamanlı olarak siyasi iletişim çalışması yapan (İki noktadada belediyeyi AKP’den CHP’ye geçirmiştik) ve geçmişinde reklam-iletişim boyutu olan birisi olarak Ferrada’yı dikkatle dinledim. Kulak verdiğim sözleri bana hiç de yabancı gelmedi. Aklın yolu bir sonuçta…

AKIL VE MANTIKTAN ÇOK KALBE SESLENMEK

Ferrada’dan dün duyduklarımızın özeti şuydu; “Hayır kampanyası akıl ve mantıktan çok kalbe seslenmeli, yapıcı ve birleştirici olmalı, ortak bir hayali, ideali beslemeli”.

Ferrada’nın kısa özlü konuşmasından ve sorulara verdiği kısa yanıtlardan not aldığım satır başları şöyle:

-Hükümet her yerde çizgi dışına çıkarak istediği sonucu almaya çalışır, burada da böyle olması şaşırtmamalı ama hayır için çalışanlar yine de hükümet yanlısı kesime de seslenebilmeli, kucak açabilmelidir. Referandum süreciniz hükümete karşı evet ya da hayıra dönmüş durumda. O yüzden anayasa değişikliklerinin içeriğinin seçmen tarafından anlaşılması zor. Böylelikle, getirilmek istenenin ne olduğunu anlatmanız gerekiyor, tek adam rejimini iyi anlatmanız gerekiyor. Anayasa değişiklikleri geçerse Türkiye’nin nasıl bir ülke olacağını anlatmak gerekiyor.

-“Hayır” diyenlerin ortaya bir hayal koymaları, nasıl bir ülke istediklerini ortaya koymaları gerekiyor. Bu hayal birleştirici olmalı, hükümet yanlısı kesimler de içinde olmak üzere bütün yurttaşları kapsamalı. Hayır’dan sonrası mutlaka vurgulanmalı. Hayır’dan sonra her şey kendi kendine hallolacak gibi bir şey yok…

-İnsani değerleri öne çıkarmak gerekiyor. Kişileri değil, kötülükleri hedef almalı…

-Kampanya ne kadar kararlı olursa, kapsayıcı olursa kararsızları ve karşıdakileri içine alabilir zaman içinde.

-Kampanya, mutluluk yaymalı, huzura vurgu yapmalı, gülümsemeli ve neşeli olmalı, asla agresif olmamalı…

-Korkutucu gelişmeler olabilir, hükümet korkuyu pompalayabilir ama “hayır” kesimi korkuyu da kaldıran, yok etmeye dönük pozitif bir dili ve üslubu tercih etmelidir.

-İnsanların birbirine olan ihtiyacı vurgulanmalı, birbirine sarılan insanları göstermeliyiz, ne kadar iyi olduğumuzu göstermeliyiz; şarkılar, imgeler bu yönde olmalı… Kalbe akacak mesajlar vermeliyiz.

-Ayrıştırmaya kesinlikle karşı çıkılmalı… Yurttaşların bir arada olabileceğini işlemeliyiz, kutuplaşmadan kaçınmalıyız. Hükümet ötekileştirebilir, bunu isteyebilir oylarını konsolide etmek için ama “hayır” kesimi asla ötekileştirmemeli, bundan ısrarla kaçınmalıdır. “Hayır” kesimi, “evet” demeyi düşünenlere de mutluluk vaat etmelidir, onları tedirginliğe sevk etmemelidir.

-Protestolar olsa da barışçı olmalı ve sevimli, güleryüzlü olmalı…

ŞİLİ VE ŞİLE

Evvelsi gün Başbakan Yıldırım’ı grup konuşmasında dinlemiştim. CHP’nin Garcia’yı davetine gönderme yaparak, “CHP Şili’ye gidiyor, biz Şile’ye gideceğiz” dedi kendine özgü espri anlayışıyla. Tabii bu esprinin karnını yardığınızda kendilerini ‘yerli’ CHP’yi ‘dışarıdan’ gösterme gayretkeşliği dikkati çekiyor. Yıldırım’a şunu hatırlatmak farz oldu artık; AKP’nin bir proje olarak kuruluşunda Amerikalıların rolü neydi? Cumhurbaşkanı Erdoğan’a henüz belediye başkanı iken Amerikalılar neden ilgi duyuyordu? Fuller’lerin teorik katkıları nasıldı? Suudi ve Körfez sermayesinin AKP kadrolarına daha Refah ve Fazilet dönemindeki katkıları nasul ve ne şekildeydi? Vb.

Dün Garcia ile sohbet ederken baktım ki bu konuşmadan haberi olmuş, Şile’yi de duymuş böylece Garcia. Belki gitme durumu da olabilirmiş. CHP sözcüleri de herhalde “Şili’ye de Şile’ye de gideriz” demiştir ya da diyecektir.

GARCIA’NIN YÖNTEMİ VE ÇİZGİSİ OLDUKÇA BAŞARILI VE YOL GÖSTERİCİ

Sonuç olarak bir siyasi iletişim, reklam-tanıtım şapkamla şunu söylemek isterim; Garcia’nın 30 yıl önceki deneyimi Türkiye için yöntem olarak, çizgi olarak, yaklaşım olarak çok yararlı ve yol gösterici. Yeter ki hayır kampanyasının belkemiği niteliğindeki CHP örgütleri reflekslerinden, alışkanlılarından çabucak sıyrılsın ve Garcia’nın pozitif çizgisini ve yöntemini hayata geçirsin. Genel olarak “hayır” kesimi imgelerini doğru seçsin, meseleye kapsayıcı yaklaşsın, özellikle sosyal medyadaki agresiflikten çabucak sıyrılsın. Siyasi iletişim açısından yoğun iletişim çalışmaları yapılıyor sahada çalışacaklar için; ancak bir kulaktan çıkan öbür kulaktan çıkmamalı…

YETER ARTIK! “HAYIRCILAR” BİRBİRİNE DEĞİL SAHADA VATANDAŞA ANLATMALI

Bitirirken bir örnek vermek isterim: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu iki hafta önceki CHP PM toplantısında konuştu ve aynen şunu dedi; “Konferanstı, paneldi bırakın…” Ertesi gün İzmir’de birisi genel başkan yardımcısı olmak üzere iki CHP milletvekilinin paneli ve konferansı vardı! Şöyle düşündüm; bu arkadaşlar kendilerini dinlemeye gelenleri de alıp örneğin tam günü veya yarım gün Torbalı ve Kemalpaşa’da saha çalışması yapsalardı daha yararlı olmaz mıydı? Cevabı duyar gibi oluyorum; “Önceden belirlenmişti…” İptal edersin gider genel başkanın o konuşmasından -direktifinden sonra, o kadar kardeşim…

Hayır” Türkiye için ilaç gibi gelecek. İnanın halk “hayır”a hazır, sandıkta tek adam rejimine güzel bir yanıt vermeye hazır. Yeter ki “hayır “ çalışmasını yürütenler kendi ayağına ateş etmesin, yanlışlardan kaçınsın ve unutmasınki artık şurada 50 gün kadar kaldı. Şu da unutulmamalı; hükümet de çok yanlış yaptırmak isteyecektir, aman dikkat! Son bir not: Aman seçmenin sandığa gelmesi için ne gerekiyorsa yapılmalı ve hiçbir zaman unutulmamalı ki AK Parti ve MHP seçmeninin ciddi bir kısmı o taraftan bu tarafa çekilecek, ikna edilecek, sabırla çalışarak, asla vazgeçmeden. Pozitif kampanya buna da dönük olacak, geniş bir şemsiye açılacak, O yüzden vaktin çoğu kendi evinde değil başkalarını ziyaretle geçirilecek. Başka illere, ilçelere telefonlar edilecek; asker arkadaşları, okıl arkadaşları, uzak akrabalar, eski komşularla temas kurulacak.

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.