Erdem Özdemir / Aydınlık
Kritik dönemlerde, toplumun öncüleri aldıkları kararlarla hafızalara kazınır. Hangi kesimden olursa olsun, o döneme kadar ne yapmış olursa olsun, tarihe geçeceği ve hatırlanacağı an o kritik dönemde aldığı karar ve tavrıdır. Referanduma giderken, bu mealde isimlerle karşılaşıyoruz. İzmir’den bir kaç örnekle durumu açıklayalım.
İLK İSİM BURHAN ÖZFATURA
1984 yılında ANAP’tan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. 1994’te bu kez DYP adayı olarak belediye başkanlığı koltuğuna oturdu. Merkez sağın İzmir’deki önemli isimlerinden birisi. Yeni Asır, Ege haber, Dünya, Türkiye gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Yerel gazetelerde hala yazıları yayınlanmaktadır. AKP iktidar olduktan sonra Tayyip Erdoğan’ı destekleyen yazılar da kaleme aldı. Geçtiğimiz günlerde Türk Parlamenterler Birliği İzmir Şubesi’nin davetlisi olarak konferans verdi. Konferans öncesi Ulusal Kanal ekibi olarak kendisiyle özel bir röportaj da yaptık. Özfatura, Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir rejim değişikliği olduğunu düşündüğünü söyledi. Özfatura, “Ya demokrasiye tamam diyeceğiz yada devam edeceğiz. Yani bu referandumun kesinlikle rejim değişikliği olduğuna ve bütün yetkilerin tek elde toplanmasına sebebiyet verileceğine inanıyorum.” Dedi. “Hayır” diyenlerin terörist ilan edilmesine de tepkiliydi. Hem konferansta hem yaptığımız röportajda halkı “hayır” demeye çağırdı.
İKİNCİ İSİM MURAT TAŞER
Yerel seçimlerde MHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayıydı. Geçtiğimiz günlerde sayın Taşer ile de bir sohbet gerçekleştirdik. Uzun uzun referandumda neden “hayır” diyeceğini açıkladı. Önemli bilgiler de verdi. MHP’nin mevcut yöneticileri ve ilçe başkanlarıyla sık sık görüştüğünü ve büyük çoğunluğun “hayır” eğiliminde olduğunu söyledi. Seçmenlerden parlementer sistemi savunduklarını söyleyerek oy topladıklarını, şimdi ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçmene verdiği sözü tutmadığını anlattı. Köy köy çalışma yapıyor Taşer, her gittiği yerde “cumhurbaşkanlığı sistemini” halka anlatıyor. MHP’nin İzmir’deki etkin isimleriyle toplantılar yapıp yol haritası da belirliyorlar.
Toparlayacak olursak, kaygısı vatan olanlar önemli dönüm noktalarında vatan çıkarını göz önünde bulundurup tavır alıyorlar. Burhan Özfatura ve Murat Taşer bunlara örnek. Tarih bu iki ismi bugünkü tavırlarıyla hatırlayacak. Tabii “hayır” diyen tüm AKP’li ve MHP’lileri de…
“EVET” BULUŞMALARINDA HAYAL KIRIKLIĞI
Öte yandan demokratik kitle örgütlerinin düzenlediği “Hayır” panellerinde salonlara sığmayan kalabalığı, “evet” buluşmalarında göremiyoruz. Geçtiğimiz günlerde “Anayasa değişikliği tanıtım grubu” İzmir’de bir otelde buluşma gerçekleştirdi. İl il gezip neden “evet” denilmesi gerektiğini anlatan ekipte, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum, Milli Savunma Bakanı Yardımcısı Şuay Alpay var. Planlanan toplantının, başlaması gerektiği saatlerde salondaydık. Yaklaşık bin kişilik salonda görevli birkaç kişi dışında kimse yoktu. Görevlilere panelin ne zaman başlayacağını sorduğumuzda da yanıt alamadık. Aradan tam bir buçuk saat geçtikten sonra salonun bir kısmı gelen otobüslerle doldu. Hala yarısı boş olan salonda panel iki saatlik bir gecikmeyle başlayabildi. Anayasa değişikliğinin neden yapıldığına dair tek kelime de çıkmadı konuşmacılardan. Nitekim dinleyici olarak taşınan insanlarda bu durumdan sıkılıp salonu terk etti. Bu somut durum Türkiye’nin hemen her noktasında farklı şekillerde kendini gösteriyor. Nitekim Tayyip Erdoğan’ın, Binali Yıldırım’ın konuşmaları hep “evet” cephesindeki bu olumsuz havayı kırmaya yönelik oluyor dikkat edin. Tek çabaları, motivasyon sağlamak ve anlatamadıkları bir sisteme seçmenin evet demesini sağlamak. Şimdiye kadar pek başarılı oldukları söylenemez.
