CHP Genel Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’da iş adamlarıyla kahvaltıda bir araya geldi.
Burada bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır. Yapılan değişiklikle başkan aynı zamanda partinin genel başkanı da olacak. Bu doğruysa evet oyu verelim. Cumhurbaşkanı tarafsız olsun istiyorsak hayır oyu vereceğiz.
Bir partinin genel başkanı hakim tayin edecekse ve bunu olağan karşılıyorsak evet diyeceğiz. Bu olursa adalete güven olur mu diyosanız hayır oyu kullanacaksınız. Yargı maddesinin yanına tarafsız ifadesi eklenmiş. Bağımsızlık zaten tarafsızlığı da kapsam. Siyasi partinin başkanı hakim tayin ederse bağımsızlık olmaz.
“PARTİ DEĞİL, MEMLEKET MESELESİ”
Şimdi siz buna evet diyorsanız itirazımız yok. Evet diyorsanız da hayır diyorsanız da başımın üzerinde yeriniz var. Milli irade böyle olması lazım. Vatandaşın kararına saygı duyacağız. Hiçbir tarafta CHP bayrağı görüyor musunuz? Çünkü bu memleket meselesi, parti sorunu değil.
Genel başkan hakim tayin ederse ne olur. Sadece AYM değil HSYK’nın da 6 üyesini tayin edecek. Hakim alımında sınavı o yapacak, ceza verirken o karar verecek, başkanın arzu ettiği kararı vermeyeni ertesi gün Şırnak’a sürebilecek. Hakim vicdanına göre karar vermeyecek mi?
Evet çıkarsa terör bitecek diyorlar. Birinci gerekçe bu. 15 yıldır iktidardalar, neden bitmedi. Terörü bitirmek için istediğiniz desteği vereceğiz. Evet çıkarsa ekonomi düzelecek diyorlar. Buna hangi iş adamı inanıyor, çok merak ediyorum. Ekonomide istikrar toplumsal uzlaşmayla sağlanır.
“SİYAH İLE BEYAZ KADAR NET”
TBMM, siz seçiyorsunuz milletvekillerini Meclis’e gönderiyorsunuz. Başkana şimdi bir yetki veriyoruz istediği zaman Meclis’i fesedebilecek. Neden feshediyor? Bir sabah kalktı, feshetti. Bu doğru diyen gidip evet oyunu kullansın. Anlaşılmaz değil. Hepsi güzel anlaşılacak maddeler. Evet ile hayır siyah ile beyaz kadar açık ve net.
1 made ile anayasanın 30’a yakın maddesi değişiyor. Anayasaya aykırı mı aykırı. Bunu belirleyecek olan milletin kendisidir dedik ve AYM’ye gitmedik. İlk 3 madde bu değişiklikle fiilen değişmiş oluyor, çünkü demokrasi askıya alınmış olacak. Bir kişi hakim tayin edecek hem devleti yönetecek hem Meclis’in yerine geçecekse demokrasi askıya alınmış olacak. Bir kararname ile mal varlığınıza el konulabilir, içeri atılabilirsiniz.
Oy kullanmayan vatandaşlar… Tercihi ne olursa olsun sandığa gitmeli. Bunun vebali ağırdır. Ya barış içerisinde yaşayacağız ya da toplum ikiye üçe bölünmüş olacak. Bu gidişin gidiş olmadığını anlatmanız lazım. Memleket sadece benim memleketim değil, sorun siyasi parti sorunu değil, memleket sorunu. Bu işin sağı, solu, ortası yok. Bu iş demokrasiden mi tek adamdan mı yanasın?
“TELEVİZYONA ÇIKARMIYORLAR”
Önümüzde kısıtlar var, televizyona çıkarmıyorlar, gazeteler aleyhimize yazıyorlar. Ama ben ve arkadaşlarım siyasi çıkar gözetmeden bu ülkenin geleceği için çalışmak zorundayız. Bu anayasa değişikliği toplumu ayrıştırıyor, toplumu bölüyor. Bunların bilinmesi lazım.
Dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında başkanlık sistemi sadece ABD’de var. Ama bu başkanlık sistemi değil. Orada başkan büyükelçi bile atayamaz. Başkan sistemin en zayıf halkasıdır. Hiçbir hakim başkan geldiğinde ayağa bile kalkmaz.
550 milletvekili bizim neyimize yetmiyor? Bu bile fazla. 450 en normalidir. Şimdi 600 yapılmak isteniyor. Kimin çocuğu 18 yaşında milletvekili olabilir? Kendi çocukları için istikbal hazırlamak istiyorlar.
Hayır çıkarsa Cumhurbaşkanı ve Başbakan görevine devam edecek. Bir saray darbesi olmazsa başbakan görevine devam edecek. Parlamento yerinde duruyor. Parlamenter sistemin eksikleri var mı, var. Biz parlamenter demokratik sistemin güçlendirilmesi için tekliflerimizi verdik.
BİNALİ YILDIRIM VE BAHÇELİ’YE ÇAĞRI
Hayır bu memleket için hayırlı olacak. 141 yıllık parlamento sistemimiz var. Dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan modeli getiriyoruz. TRT’ye çıkalım. TRT’de ben olayım, Sayın Binali Yıldırım, Sayın Devlet Bahçeli olsun. Onlar da anlatır ben de anlatırım. Vatandaş dinler. Bunlardan hangisi doğru söylüyor. Ben bu teklifi yapıyorum. Olur ya ben yanlış söylüyorum. Burada yanlış söylüyorsunuz desinler. 1 saat konuşulacaksa 45 dakika siz konuşun.
Birbirimizi karalamayalım, oturup medeni insanlar gibi bunu konuşalım. Bu dünyanın her yerinde oluyor Türkiye’ye gelince olmuyor. Daha önce bizde de oluyordu. Siyasi liderler çıkıyor düşüncelerini anlatıyordu.”
yeniçağ