MHP’den ihraç edilen Sinan Oğan İzmir’de referandum için toplantı yaptı. Oğan, 500 bin Suriyeli’yi Avrupa’ya yollamayı, eli silah tutan 500 bin Suriyeli’yi de ülkelerine göndermeyi teklif etti.
Referandum öncesi ‘Hayırlı Anadolu Yürüyüşü’ kapsamında İzmir’e gelen ve Balçova Orman içi Restoran’da toplantı yapan Sinan Oğan, şunları söyledi: “Avrupa’da bakanlarımız polis eşliğinde sınır dışı ediliyor. Avrupa’yı kınıyorum. Yaptıkları terbiyesizliktir. Provokasyon amacıyla gitseler dahi Türk bakanına yapılan terbiyesizliktir. Türkiye’nin temsilcilerine yapılan terbiyesizliğine ‘bir dakika’ diyecek kadar da cesur Türk milliyetçileriyiz. Avrupa’ya 40 tane inek gönderiyorlar. Narenciye sıkıyorlar. Lale kesiyorlar. 4 milyon Suriyeli var. Kadın, çocuk, yaşlı, hasta hepsine biz bakalım. 500 binine de hadi Avrupa baksın. Sahilde taşı sıksa suyunu çıkaracak Suriyeli delikanlılara, nargile fokurdatanlara biz niye bakalım? Sahillerde milleti dikizleyeceğine gitsin kendi memleketinin derdine düşsün. Bunu söyleyince ‘faşist’ diyorlar. Çok istiyorlarsa birazını Avrupa’ya gönderelim. 500 bin Suriyeliyi bir tanesinin burnu kanamadan, son derece modern gemilere dolduralım ve Avrupa’ya gönderelim. Hodri meydan. Avrupalı bizden fakir mi? 1 milyon eli silah tutan var. 500 binini Suriye’ye gönderelim, onların önünde PYD, Esad durmaz. 3 milyonuna biz bakacağız. Sokaklardan da toplayacağız. Modern kamplarda bakılacaklar.”
‘BUNLAR SADECE HOLLANDA’DA OLUR’
MHP’nin kurultay sürecine durdurma kararı veren hakimin Adalet Komisyonu Başkanlığı’na getirildiğini dile getiren Oğan, “Bunların hepsine tırnak içerisinde ‘tesadüf’ diyoruz. Bunlar Türkiye’de olmaz, sadece Hollanda’da olur. Hukuk Hollanda’da ayaklar altına alınır. Türkiye’de mümkün mü? Asla. Türkiye’de hiç salonlar kapatılır mı? Kürsüler devrilir mi? Bunlar ancak Hollanda’da olur. Hiç ‘hayır’ diyenlere baskı yapılır mı? Bunlar Almanya’da, Belçika’da, Fransa’da Hollanda’da olur. Bizde vali talimatıyla asla salonlar iptal edilmez” dedi.
‘DEVLET KURUMLARI SALON VERMİYOR’
Konuşmasında, İzmir’de toplantı yapmak için salon bulamadıklarını belirten, Oğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmir’de salon bulamadık. Biraz yoğunluktan biraz da baskından kaynaklanıyor. Devlet kurumları salon vermiyor. Devlet kurumlarından bir tane salon almak mümkün değil. Oteller öyle bir baskı ile karşı karşıya ki 5 liralık salona 55 lira diyorlar. ‘Aman bizden uzak durun’ diyorlar. Bunların hepsinin arkasında Hollanda derin devleti var. Hollandalılar, İngilizler o kadar içimize sızmışlar ki bütün toplantılarımıza karışıyorlar. Avrupa’da nasıl ‘demokrasi lazım’ deniyorsa burada da dönüp kendimize dönüp bakmamız lazım. ‘Evet’ diyen ve ‘hayır’ diyen arasında ne fark var? Madem anayasa oylaması, ‘evet’ diyenin de ‘hayır’ diyenin de anayasa önünde hakkı var. ‘Hayır’ diyenler teröristse, o zaman bu oylamayı niye yapıyorsunuz? Oylama sonucunda ‘hayır’ oyları galip gelecek. Sizin mantığınızla teröristler galip mi gelecek?”
‘HANGİSİ ABİDİK, HANGİSİ GUBİDİK’
Başbakan Binali Yıldırım’ın ‘abidik gubidik’ sözlerine ilişkin de konuşan Oğan, “Binali Bey, başbakanlığı abidik gubidik işler yapan şahıslar olarak tarif ediyor. Kendinden önceki başbakanının Ahmet Davutoğlu, ondan öncekinin Recep Tayip Erdoğan, ondan öncekinin Abdullah Gül olduğunu unutuyor. Onun seçim bölgesinden soruyorum; 15 yıldır başbakanlık yapanların hangisi abidik, hangisi gubidik? Biz muhalefetiz, biz bile ‘abidik gubidik başbakan’ demiyoruz” dedi.
‘LAZİSTAN, KÜRDİSTAN, BARZANİSTAN’
Başkanlık sisteminin işlemesi için federal sistem ve iki partili sisteme ihtiyaç olduğunu ve tek bir kişiye yetki verilirse Lazistan eyaleti, Kürdistan eyaleti ve Barzanistan eyaletine hazır olunması gerektiğini savunan Oğan, şöyle devam etti: “Eğer parlamentoya 4 parti girerse, hatta 3 parti girse dahi kriz olur. Bunun için seçim kanunu değiştirmeleri lazım. Daraltılmış bölge sistemi gittikleri zaman parti sayısı otomatik olarak ikiye düşer. Diyarbakır’ı 13 bölgeye dönseniz, 13’ünden de HDP çıkar. Dar bölgede ana muhalefet partisi HDP oluyor. Dört maddeye dokundurtmayız diyorlar ama yarın 2019 seçim yapıldı, dar bölge sistemi geldi ve parlamento iki partiye indi. İktidarda AKP muhalefette HDP. Nasıl değiştirmeyecekler dört maddeyi? Adamın elinde kararname yetkisi var. Rahatlıkla Türkiye’de federal bölgeler kurma yetkisi var. Emniyet tedbiriniz yoksa ne yapacaksınız? Bu kadar yetki tehlikelidir. Anayasal düzen diye bir düzen kalmaz. Böyle bir sistemde sadece iki parti kalır. Onun dışında bu sistem işlemez.”
‘İNANSAK EVET DERDİK’
“Türk milliyetçileri olarak ‘evet’in Türkiye’ye zerre kadar faydası olacağına inansaydık biz de ‘evet’ derdik diyen Oğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bir parti için mesele, genel başkanlık yarışı, sen-ben kavgası değil, memleket meselesi. Memleket meselesi olduğu için yollara düştük. Dört bir yanda ‘hayır’ı anlatmaya devam edeceğiz. ‘Hayır’ için o kadar çok sebebimiz var ki. ‘Evet’i akşama kadar anlatıyorlar. Bir tanesi çıkıp gerekçe ortaya koyabiliyor mu? 2019’da düşünün ki AK Partili biri seçilmedi. Bu kadar yetkiyi alan ve AK Partililerden hoşlanmayan biri, ‘devlet kurumlarında başörtüsünü yasaklıyorum’ dese, hangi mahkemeye gidilecek? Öyle bir sistem getiriyorlar ki önünde sonunda gelip bunların ayağına dolacak ama olan Türkiye’ye olacak.”
Oğan, MHP’deki kurultay konusundaki son durum hakkında da “Mahkeme sürecinde olağanüstü kurultay için imza topluyorduk. İki gün sonra olağan kurultay süreci doluyor. 21 Mart günü iki yıllık olağan kurultay süreci doluyor. Artık tüzük değişikliğine gerek yok. Her an delege isterse, olağan kurultayı istediği tarihe koyabilir” dedi.
Odatv.com