anadoluverumelimedya.com

Bir kırılma noktasına daha geldik

Bülent Esinoğlu / Ulusalkanal

Reklam alanı

Halk oylamasına yaklaştığımız şu günlerde, önemli siyasi gelişmelerin işaretleri geliyor.

Bu işaretlerden en önemlisi; Almanya’nın verdiği tankların yedek parçasını vermemesidir. Sanayide dışa bağımlılığın bedelini bu kez, daha yüksek ödeyeceğimiz anlaşılmaktadır.

Bu tür askeri siyasi ambargoların Halk Oylamasından sonra gelmesi beklenirken, Halk Oylamasından önce de gelemeye başlaması, Batı’daki “acil eylem planlarının” devreye sokulduğunu gösteriyor.

Bildiğiniz gibi; Batı’da bilhassa da Amerika’da, birçok acil eylem planı, olaylar başlamadan önce oluşturulur ve olayın karakterine göre devreye sokulur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CNN Türk’e verdiği söyleşiden de anlaşılacağı gibi, Avrupa ile üyelik müzakerelerini Halk Oylamasından sonra, Avrupa müzakereleri kesmese bile, Türkiye tarafından kesileceği anlaşılmaktadır.

Erdoğan sürpriz dedi ama sürprizin, Türk ticaret kesimine mi yoksa Avrupa’ya mı, olduğunu açıklamadı!

Siyasi ilişkilerin kesilmesi anında ekonomik ilişkilerin kesilmesi anlamına elbet gelmez. Ancak belirleyen tarafın Avrupa olacağını bilmemiz gerekir. Çünkü teknoloji ve sermaye açığı Türkiye’dedir.

Avrupa ve Amerika’dan Türkiye’ye siyasi, askeri ve ekonomik ambargolar uygulanması, Türkiye’yi çok zor durumun içine iter. İter, çünkü bu güne dek, böyle bir duruma hazırlık yapılmış değildir.

Öncesinde bir direnme ekonomisinin şartları oluşturulmadığı gibi, Batı ile entegre olacağız diye, her ürünü ithal eden bir konuma geldik.

Bir plan ve program dâhilinde, içinde bulunduğumuz entegrasyondan çıkmamız gerekirdi. Gümrük Birliğine ve AB ticari entegrasyonuna girerken de, plansız ve programsız hareket ettiğimiz gibi, bu entegrasyondan çıkışta da plansız olursak, çok zor günler bizi bekliyor demektir.

Ben hala, Suriye sürecinin, Türkiye’nin kaderini belirleyeceği kanaatindeyim.

Esad’ı kainat düşmanımız olarak ele alıp, Suriye macerası için yola çıktığımız günden beri, Suriye’de siyasi bir tutarlılık ve güvenirlilik sağlayamadık.

Başlangıçta Suriye devletini ortadan kaldırmak isteyen tüm taraflar, şimdi Esad ile birlik olmak noktasına geldi. Biz ise Suriye devletiyle birlikte hareket etmeyi kendimize yediremedik.

Kişiler üzerinden yürütülen stratejilerin strateji olmadığını anladığımızda, kazandığımızı sandığımız Fırat Kalkanı Harekatının da gidecek fazla bir yolunun olmadığını gördük.

Halk oylamasından HAYIR çıkması halinde, Türkiye’deki 3,5 milyon Suriyelinin Cerablus bölgesine naklinin, halkımız tarafından talep edilecek ilk talep olduğunu bilmeliyiz.

Hayır çıkması halinde, hem Suriye’de cereyan eden olaylardan gelen baskı, hem Avrupa’dan gelen siyasi ve ekonomik baskı, Türkiye’yi Suriye siyasetinde yeni yol arayışına sokacaktır.

Türkiye’nin ekonomisi ve iç dengeleri dışarıdan gelen bu baskıyı kaldırmaya daha fazla dayanamaz.

Borç vericilerin, borç vermemesi zaten başlı başına bir sorundur.

Bir kırılma sürecine daha girdiğimiz çok açıktır.

Çare Türk halkının kendisidir. Halkın birleştirilmesidir. Ayrışmayı önceleyenler, Türkiye’nin sorunlarını yönetemezler.

Bir süreç bitti. Yeni ve zor bir sürece giriyoruz.

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.