Mehmet Bedri Gültekin / Aydınlık
Gerek kamuoyu yoklamaları, gerekse doğrudan tespitlerimiz; hatırı sayılır bir AKP’li seçmen kitlesinin 16 Nisan’da yapılacak referandumda “hayır” diyeceğini gösteriyor.
Bu oran AKP’nin toplam seçmeninin yaklaşık yüzde 20’sidir.
Bugün seçim olsa büyük ihtimalle gene AKP’ye oy verecek olan bu seçmenler, neden “Hayır” terciyi yapmayı düşünmektedirler?
Görevimiz gereği son iki ay içinde en Doğu’dan en Batı’ya Türkiye’nin her tarafına gittik. Gittiğimiz illerde görüştüğümüz arkadaşlara, akrabası, komşusu, iş arkadaşı vb tanıdıkları AKP’lilerden “Hayır” diyecek olup olmadığını sorduk.
Hemen her yerde “Evet var” cevabını aldık.
İkinci sorumuz; “Neden ‘Hayır’ demeyi düşünüyorlar? Gerekçeleri nedir?” oldu. Ve hemen herkesten aynı cevabı aldık.
200 yıllık demokratikleşme sürecinin kazanımları
Birinci cevap: “80 milyonun kaderi bir kişiye bırakılamaz” şeklindedir.
Bu cümle aslında Türkiye’nin 200 yıldır yaşamakta olduğu demokratikleşme mücadelesinin özetidir.
Türk milleti, tam 200 yıldır Ortaçağ’dan kurtulmanın mücadelesinin veriyor. Hemen her konuda bir kişinin söz sahibi olduğu sistemden, halkın, temsilcileri aracılığı ile kendini yönettiği sisteme geçmek için tam 200 yıldır mücadele ediyor.
1876 yılında ilk Meclis açıldı. 1908 yılından bu yana ise kesintisiz olarak Meclisin yetkili olduğu bir sistemle yönetiliyor Türkiye.
Bu gelişmeden siyasi görüşü ne olursa olsun bütün yurttaşlarımız nasibini almıştır. Türkiye, yeniden 1876 öncesine döndürülemez.
AKP seçmeni de bu yöndeki girişime destek olamaz.
Başkanlık için makul bir gerekçenin olmaması
İkinci cevap, “AKP’nin 2002 yılından bu yana büyük bir çoğunlukla iktidar olmasını sağladık. Yapmak isteyip yapamadığı hiçbir düzenleme, çıkarmak isteyip de çıkarmadığı hiçbir kanun olmadı. Bugün de önemli bir çoğunluğa sahip. Ve gene istediği her kanunu çıkarabilir. Durum böyleyken Tayyip neden Başkanlık da ısrar ediyor? Yapmak isteyip de yapamadığı ve bizim bilmediğimiz bir hedefi mi var? Bunu da kabul etmek mümkün değil!”
AKP’li seçmen, cevabını tam olarak bilmese de, 15 yıldır Meclis çoğunluğuna sahip olan Partisinin, Başkanlık Sistemi ısrarının altında, ülke için tahmin edemediği tehlikelerin olduğunu düşünüyor ve onun için destek vermekten kaçınıyor.
Diğer nedenler
Elbette AKP seçmeninin “Hayır” tercihi sadece bu gerekçelerle açıklanamaz. Barzani’nin ziyaretinde Kürdistan bayrağının asılması, Kerkük’ün bir oldu bitti ile Barzanistan’a bağlanması girişimleri karşısındaki sessizlik, Egedeki kimi adacıklarımızın Yunanistan tarafından işgal edilmesi, derinleşen ekonomik kriz, Almanya ve Hollanda ile yaratılan gerginlik ve belini yeni yeni doğrultmaya çalışan turizm sektörüne vurulan ölümcül darbe, Avrupa’da yaşayan yurttaşlarımızı gelecekleri konusunda endişeye sevk eden gelişmeler, Askeri alanda başarı kazanan Fırat kalkanı operasyonunun diplomasi alanında gereken adımlarla yeterince desteklenmemesi vb.vb.
Bu listeyi daha da uzatabiliriz. Ve şüphesiz bütün bunlar, AKP seçmeninin kayda değer bir bölümünün bugün neden hayır demek eğiliminde olduğunu açıklayan diğer etkenlerdir.
Vatan Partilisi, CHP’lisi, SP’lisi, Demokrat Partilisi, AKP’lisi ve MHP’lisiyle bütün Türkiye “Hayır” da birleşiyor…
AKP, 16 Nisan’da “Evet” çıkarabilmek için bir propaganda temasına bütün gücüyle sarılıyor:
“Kandil ‘hayır’ diyor, İmralı ‘hayır’ diyor, FETÖ ‘hayır’ diyor. Onun için biz ‘evet’ diyoruz. ‘Hayır’ diyenler terör örgütleriyle beraberdir.”
AKP’nin bu söylemi inandırıcı olmak bir yana, kendi seçmenini bile ikna edememektedir.
“Hayır” cephesi içinde Vatan Partisi’nden Saadet Partisi’ne siyasi yelpazenin bütün partileri var.
Terörle mücadelede hayatlarını ortaya koyan askerler, yargı ve güvenlik mensupları “hayır” diyorlar.
FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz kumpası ile hedef aldığı, asker ve sivil bütün yurtseverler bugün “Hayır” diyor.
AKP’nin “Evet” uğruna milleti ikiye bölen birbirine düşürmeye yol açacak söylemi, sonuçta “Hayır”ın daha güçlenmesine yol açıyor.
Üstelik AKP daha yakın zamana kadar sözünü ettiği o terör örgütleriyle birlikte Türkiye’yi yönetti. Onlarla birlikte bu ülkenin yurtseverlerine saldırdı.
Geçmiş defterleri karıştırmayalım, Türkiye’nin geleceğine bakalım ama AKP “Evet” çıkarmak uğruna gerçekleri çarpıttı mı, halk da kaçınılmaz olarak daha yakın geçmişimizde kimin kiminle kolkola olduğunu hatırlar.
Sonuç olarak Türkiye hatırı sayılır bir AKP seçmeninin de katılımıyla “Hayır”da birleşiyor…