anadoluverumelimedya.com

Kılıçdaroğlu’ndan önemli açıklamalar

KONTROLLÜ DARBE GİRİŞİMİ AÇIKLAMASI

Reklam alanı

15 Temmuz’da bir darbe girişimi oldu. 248 şehidimiz var. Darbeye karşı 4 siyasi parti mücadele etti. İnsanlarımız sokağa çıktı. Üzerimize düşen bu darbeyi bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarmaktır örtbas etmek değil. TBMM’ye bir önerge verdik, 15 Temmuz darbe girişimini araştırma komisyonu kuralım dedik. Önce mırın kırın ettiler ama sonra komisyon kuruldu. Yenikapı dendi gittik. Bir daha darbe ile karşılaşmamak için ne yapılması gerektiğini 12 madde halinde açıkladım. Darbe komisyonu bizim arzu ettiğimiz şekilde görevini yapmadı ve yapmıyor. Ben 248 şehidin kanının hesabının sorulmasını istiyorum. Bir siyasal iktidar darbe komisyonunu çalıştırmazsa bizim arzu ettiğimiz kişileri davet ettirmezse biz ne yapacağız? Hükümetin samimiyetini sorgulayacağız herhalde değil mi?

“FETÖ İDDİANAMESİNİ YAZAN SAVCI NEDEN GÖREVDEN ALINDI?”

Özel kuvvetler komutanı Zeki Aksakallı’nın ifadesi, “TSK’da kriz ve olağanüstü durumlarda ilk haber alınır alınmaz personel kışlayı terk etmesin emri verilir. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural 15 Temmuz 2016’da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır.” Ben bunu kime soracağım. Darbe komisyonunun en kilit iki ismi var ikisi davet ediliyor. Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı. Bu temel kural neden yerine getirilmedi soracağız. Bunu engelleyen Hükümet bana hesap soruyor. Neden engelliyorsun gelmelerini? Ben bunu sormazsam bu darbenin üstü örtülecek. Bir hükümet darbe girişiminin ortaya çıkmasını engellerse ne diyeceğim. Peki Aksakallı Paşa kim? Aksakallı Paşa, Ömer Halisdemir’e darbeci Semih Paşa’yı öldürme emrini veren kişidir. Bütün vatandaşlarıma söylüyorum elinizi vicdanınıza koyun düşünün ben bunu araştırmayıp ne yapacağım. FETÖ iddianamesini yazan savcı görevden neden alındı? Bu iddianame neden Adalet Bakanlığı’na gider ve içi boşaltılır? Siyasi iktidar benim haberim yoktur diyemez. HSYK da diyemez. Kim aldı bu savcıyı görevden? Hurafeler iddianamesine dönüştürüldü.

Darbe komisyonu kurulduktan ve bir süre çalıştıktan sonra biz anladık ki hükümet bu darbenin üstünü kapatmak istiyor. Üst akıl kim? Falan devletse devletin adını yaz. Hurafelerden iddianame mi olur? Ben bu 248 şehidin hakkını nasıl arayacağım? Hükümet neresinde bunun? Biz hesap soruyoruz, bırakmışlar hesap vermeyi neden bu soruları soruyorsun diye hesap soruyorlar. Darbeden yararlanmak için değil zarar gören herkes için ben bu soruları soruyorum.

“BAŞARISIZLIĞA MAHKUM EDİLEN BİR DARBE GİRİŞİMİ”

Başarısızlığa mahkum edilen bir darbe girişimi. Biz en basit kuralı kriz anında asker sokağa çıkmasın diye talimat vermeniz gerekirken o askerleri sokağa salarsanız ne olur? Hiçbir günahı olmadan linç edilen askerler vardı. Sarayda söyledim masanın etrafında hepimiz askerlik yaptık komutan emir verir asker gereğini yapar. Asker emri sorgulayamaz. Bu askerleri linç edenlerden hesap sorulmalı ve dava açılmalı dedim. Niçin dava açılmıyor? 6.6.2016 darbeden önce. FETÖ terör örgütü iddianamesi. Bu iddianamede,”FETÖ/PDY’nin kuvvet komutanlıkları, jandarme ve emniyet teşkilatları içindeki mensuplarından oluşan ve 10 binleri bulan devletten ayrı hiyerarşiye bağlı silahlı bir yapılanmasının olduğu” darbeden önce söylüyor. “FETÖ’nin anayasal düzeni değiştirecek veya ortadan kaldıracak silahlı güce ulaştığı ve bir askeri darbe yapabilecek tek organize güç olduğu” darbeden önce söyleniyor. Aynı iddianamede, “FETÖ/PDY’nin darbe teşebbüsünde bulunma tehlikesinin açık ve yakın olduğu.” Bunu hükümet bilmez mi? Bu iddianameye dayanarak Anayasa Mahkemesi’nin iki üyesi şu anda hapiste. Bunu bilmiyorlar mıydı? Biliyorlardı. Tamamı savcılı tarafından tespit edilmişti.

Neden hükümet bu darbe girişini örtmek istiyor neden açığa çıkmasını istemiyor? Darbe komisyonu kuruldu raporu Cumhuriyet Halk Partili ve diğer partili milletvekillerine verilmiyor. 16 Nisan’dan sonra verilecek. Hangi gerekçeyle? Darbe raporunun 16 Nisan’la ne ilgisi var? Dosyalarımızdan birisi darbe komisyonuna vereceğimiz dosyada bütün bu ayrıntılar ve daha fazlası o dosyada olacak.

“ADİL ÖKSÜZ’ÜN İSMİNİ İLK BEN SÖYLEDİM”

Mahkemelerle ilgili ayrı bir dosyamız var. Bu darbe komisyonuna vereceğimiz dosya. Darbe komisyonu başkanı bize raporu vermiyor. Raporu vermediği için biz de dosyamıza son şeklini veremiyoruz. Darbe komisyonu oturdu kendi aralarında anlaştılar. Raporun yazım aşamasında Cumhuriyet Halk Partisi’nin grup danışmanları da AKP, Milliyetçi Hareket Partisi ve HDP’nin de grup danışmanları birlikte yazacaklardı. Hepimiz darbeye karşıyız çünkü. Bundan vazgeçtiler. Bizim grup danışmanlarımızı dahil etmediler. Darbeye karşı olduğunu söylüyor ama darbeyi kapatmak istiyor. Adil Öksüz’ün ismini ilk kim telaffuz etti. Bir televizyon programında ilk ben söyledim. Adil Öksüz’ün çok önemli bir isim olduğunu, dikkat edilmesi gerektiğini söyledim. Önce bana saldırdılar şimdi onlar da telaffuz etmeye başladılar. İki cep telefonunu kullanır GPS cihazı vardır. Herkesin telefonları alınır, Adil Öksüz’ün alınmaz. GPS cihazı ve telefonlarıyla birlikte serbest bırakılır.

Bunun muhatabı hükümet. Ben bütün bu soruları soruyorum. Cevap vereceği yerde hükümet beni suçluyor. Çıkın diyin ki yanlış bu soru gerçek değil desinler. Diyemiyorlar. Sen şehitlerin kanının hesabını sormuyorsun ben soruyorum. Kapatmıyorum diyorlarsa darbeyi neden araştırma komisyonuna en önemli isimlerine gelmesine engel oldunuz?

Hükümet neden bu darbe girişimini kapatıyor?Darbe komisyonuna ayrıntılı dosya vereceğiz. Adil Öksüz’ün adını ilk kez ben söyledim. Soruları hükümetin yanıt vermesi için soruyorum. Adil Öksüz’ün GPS cihazını hangi kurum ithal etti? Adil Öksüz neden tutuklanmadı? Öksüz’ün adı darbe öncesi iddianamelerde geçiyor.

ByLock listeleri neden açıklanmıyor? ByLock listesi devlette, teröristler saklanmamalı. Bu darbenin üstü kapatılmaya çalışılıyor. Hükümete çağrım var, ByLock listeleri açıklansın.

BYLOCK’ÇU SİYASETÇİLER İDDİASI

Hükümet çağrı yapıyorum. ByLock listelerini açıklayın. Açıklamazsanız, bunların çoğu sizdedir. Ben darbenin açığa çıkmasını, siyasi ayağının ortaya çıkmasını istiyorum, onlar istemiyorum. Bylock kullanıldığının açığa çıkmasının ardından Eagle ortaya çıktı. Adalet Bakanı mail geldiğini söylüyor, açıklasın.

DARBE GİRİŞİMİ SONRASI KILIÇDAROĞLU NEREDEYDİ?

Bana haber mi verdi? ‘Sayın Kılıçdaroğlu Atatürk Havalimanı’nda bekle geliyorum’ mu dedi. Nerede olduğu bile belli değildi. Bana haber verseydi bekle diye beklerdim. Koruma müdürü var, telefon açar, ‘Cumhurbaşkanı’ geliyor diye. Laf söylemek kolay, önemli olan niyettir, niyet. Kendisi geldi de tankın üstüne mi çıktı? Yok öyle bir şey.

ERDOĞAN’IN “NE ALDATAN OLDUM NE DE ALDANAN’ AÇIKLAMALARI

Sorun aslında daha derinde Sayın Cumhurbaşkanı açıklama yapıyor. ‘Siyasi hayatımda ne aldatan oldum ne de aldanan oldum’. Gazeteci arkadaşlarımıza bir mesaj verdi. Noktayı burada bırakalım. 19 Temmuz 2015 açıklama yapıyor: Şahsım başta olmak üzere . Tüm ülke ve şahsım yanlış yönlendirildi ve aldatıldı. Ama bugün ne diyor, ne aldatan oldum ne de aldanan oldum.

CUMHURBAŞKANI İTİRAF ETTİ

Ne aldanan oldum, ne aldatan oldum dedi. Bu laf çok güzel. Bu laf bütün olaylardan kendisinin haberinin olduğunu itiraf eden bir cümledir. Hiç aldatılmamışsa, aldanmamışsa bütün olaylardan kendisinin bilgisinin olduğunu söylüyor. Bu itirafı yaptığı için yürekten kutluyorum. Bu itirafı yapmak yürek ister.

KILIÇDAROĞLU’NUN ‘EVET’ ÇADIRI ZİYARETİ

‘Neden Hayır’ dediğimi sordular. 18 yaşında niçin milletvekilliğine karşı çıkıyorsunuz diye sordular. Karşı çıkmadığımızı fakat ömür boyu askerlikten muaf olmaya karşı çıktığımızı söyledik. Sayın Cumhurbaşkanı ‘Hayır’ çadırını ziyaret ederken kullandığı bir ifade var. ‘Kılıçdaroğlu yalan söylüyor’ dedi. Ben böyle bir ifade kullanmadım. ‘Evet de Hayır da kullananın başımızın üstünde yeriniz var’ dedim. Güzel bir konuşma oldu tahrik edici konuşmadım. Neden ‘Hayır’ dediğimizi bilmediklerini gördüm. CHP’yi hiç sevmeyen, beni hiç sevmeyen gazeteceleri de gördüm. Gaziantep’te yanıma birisi geldi. Elindeki cep telefonunda Erdoğan’ın fotoğrafı vardı. ‘Ben Ak Parti’ye oy veriyordum ama bu kadarı fazla’ dedi.

Evet pankartları her yerde Hayır’a izin verilmiyor. Biz adaletsizlik var koşullar adil değil.

Öyle bir atmosfer var ki. Acaba Hayır dersem başıma bir şey gelir mi? Kararlarını anketörlere bile söyleyemiyorlar. Kararsızların çoğunluğu hayıra yakın seçmen. Vatandaşın büyük bir kısmı bu anayasa değişikliğinin ne öngördüğünü ne getirdiğini bilmiyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu olmasa mitingde anlatacak konuları yoktu.

CHP’Lİ HÜSNÜ BOZKURT’UN AÇIKLAMALARI

Bu tür açıklamaları doğru bulmadığımı onaylamadığı birkaç kez ifade etmiştim. Hayır diyenler teröristtir diye bir suçlama geldiğinde evet diyenin de hayır diyenin de başımın üstünde yeri var demiştim. Evet diyeni suçlamaktan hayır diyeni suçlamaktan kaçınmaları gerekiyor. Kendisiyle konuşmadım. Kendisi sözlerinin çarpıtıldığını ifade ediyor. Emperyalist sözcüğünü de kullanıyor. Düşüncesi şu, bu yeni rejimde anayasa değişikliğile 1 kişiye olağanüstü yetkiler verdiğinizde, 24 saatte Türkiye Cumhuriyeti Devleti ele geçirilebilir. Bir kararname ile devletin bütün bakanlarını, bütün başkan yardımcılarını, bütün valilerini, komutanlarını, müsteşarlarını ele geçirebilirsiniz. Çanakkale örneğini veriyor, Çanakkale’de 7 düvelle çarpıştık mı? Çarpıştık…

sözcü

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.