MHP Genel Başkan adaylarından Sinan Oğan, Başbakan BinaliYıldırım’a bir mektup yazdı. Oğan, referandum için yapılan ‘hayır’ çalışmalarının engellendiğini belirterek “Kendi aramızda topladığımız üç beş kuruşla toplantı salonu kiralıyoruz bir de bakıyoruz ki salonumuza hükümetinizin baskısı sebebiyle iptal edilmiş. İş adamlarını hükümetiniz tehdit ediyor, korkudan hiçbir iş adamı bize salon veremiyor” ifadelerini kullandı.
Oğan’ın Yıldırım’a yazdığı mektup şöyle:
“Sayın Binali Yıldırım’a açık mektubumdur.
Sayın Başbakan,
Referanduma sayılı günler kaldı. Maşallah bütün devlet imkanları, bütün erkanlar size açık. Miting meydanlarında hapşursanız bile canlı yayınla veriyorlar. İçinde kul hakkı olan Devletin uçağını, devletin imkanlarını kullanarak şatafatlı “Evet” kampanyaları yapıyorsunuz.
Ancak unutmayınız ki, bizler de bu ülkenin siyasetçisi olarak demokratik hakkımızı kullanarak Hayır kampanyası düzenliyoruz. Devlet imkanlarını kullanmıyoruz, arkamızda sermaye grupları yok. Kendi aramızda topladığımız üç beş kuruşla toplantı salonu kiralıyoruz bir de bakıyoruz ki salonumuza hükümetinizin baskısı sebebiyle iptal edilmiş. İş adamlarını hükümetiniz tehdit ediyor, korkudan hiçbir iş adamı bize salon veremiyor. Bazı STK’ları ise Anayasa’daki siyasi ortaklarınız yerelde “asarız keseriz” diye korkutup vazgeçiriyorlar. Bulduğumuz salonlara silahlı baskınlar düzenleniyor. Hızını alamayan bakan akrabanız Kars’ta Sinan Oğan’a salon vereni Kars’ta yaşatmam diyor! TV’lerde bize hiç yer verilmiyor. Yer verilmediği gibi ekranlara çıkan siyasetçiler, gazeteciler hakkımızda her türlü karalama kampanyası yaparken cevap hakkımızı dahi kullanamıyoruz.
Sayın Başbakan,
“Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer’den sorulur!” diyen bir İslam Halifesi’nden sonra, bize yapılan bunca haksızlığa siz nasıl sessiz kalıyorsunuz? Siz sadece Evet diyenlerin başbakanı mısınız? Eğer bir Türk vatandaşı olarak demokratik hakkını kullanan bir siyasetçi olarak bizim haklarımızı koruyamıyorsanız kul hakkına giriyorsunuz demektir. Sayın başbakan bu ülkede sizin kadar bizim de hakkımız var. İnanıyorum ki, bu mektubuma bir cevap verecek ve sesimize siz de kulaklarınızı tıkamayacaksınız. Olur da bize yapılan bunca haksızlığa sessiz kalmaya devam ederseniz hakkımızı size, bu ülkenin başbakanı olmanız sebebiyle helal etmeyeceğiz. İnşallah Hayırlısıyla günü gelecek siyaseten de bunun hesabını soracağız…
Sinan Oğan”
birgün