Doğu Perinçek / Aydınlık
24 Nisan, artık kaygılanacak bir tarih değil.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2. Daire ve Büyük Daire kararları, yeni bir iklim yaratmıştır. O iklimin özeti şudur:
Bir: “Ermeni Soykırımı emperyalist bir yalandır” deme özgürlüğü, uluslararası hukukun güvencesine kavuştu.
İki: 1915 olayları hakkında soykırım suçu işlendiğine dair yetkili mahkeme kararı yoktur. Bu nedenle Ermeni Soykırımı yoktur.
24 Nisan’ı başımız dik karşılıyoruz.
‘SOYKIRIM HUKUKUNDA DEVRİM’
Teori dergisinin Nisan sayısı “Soykırım Hukukunda Devrim” başlığıyla çıktı. Üniversite çevrelerimizin ve Dışişleri Bakanlığının pek ilgilendikleri yok. Ancak AİHM’nin Perinçek-İsviçre Davası kararlarından sonra, Avrupa hukuk öğretisinde gerçekten bir devrim yaşanıyor. Avrupa’nın hemen hemen bütün hukuk ve siyaset bilimi fakültelerinde, AİHM’nin Perinçek-İsviçre Davası kararları inceleniyor. Avrupa’nın Kamu Hukuku ve İnsan Hakları çevrelerinde AİHM kararı öncesindeki görüşler büyük ölçüde değişmiş bulunuyor.
PROF. REGINA KIENER’İN KAMU HUKUKU DERSİ
Teori dergisinin son sayısı, bu iklim değişikliğini yansıtıyor. Özellikle “AİHM Perinçek-İsviçre Davasının Kazanımları” başlıklı inceleme somut örnekler veriyor. Bizim hukuk ve siyasal bilgiler fakültelerimizdeki derslerde, seminer ve doktora çalışmalarında konunun ele alındığı yönünde bilgilere pek rastlanmıyor. Ama Almanya’nın, Fransa’nın, İsviçre’nin ve diğer Avrupa ülkelerinin üniversitelerinde konuya yoğun ilgi var.
Örneğin Zürich Üniversitesi Hukuk Bilimi Enstitüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Regina Kiener’in Kamu Hukuku dersinde Perinçek-İsviçre davasına beş sayfa yer verdiği görülüyor.
TALAT PAŞA KOMİTESİ’NİN TARİHÇESİ
AİHM başarısı, gerçekler zemininde yürütülen örgütlü mücadelenin, doğru stratejinin ve en geniş güçleri seferber etmenin başarısıdır.
Bir millî dava nasıl kazanılır, bu sorunun yanıtını Talat Paşa Komitesi’nin mücadelesinde bulabiliriz. Teori dergisi, mücadelenin örgütlenme tarihinin bütün önemli belgelerini yayınlamış. En ilginci, Talat Paşa Komitesi’nin isim babası Avrupa Parlamentosu’dur. Olayın hikâyesi Teori dergisinin bu sayısında belgeleriyle yayımlanıyor.
FRANSIZ TARİHÇİLERİNİN TARİHE ÖZGÜRLÜK ÇAĞRISI
Soykırım Hukukuna ilişkin çalışmalarda, tarih ile bilim arasındaki sınırlar kaçınılmaz olarak tartışılır.
Bir soru şudur: Tarihî olaylar hakkında mahkemeler karar verebilir mi?
Diğer soru ise şöyle dile getiriliyor: Tarihçilerin, suçun varlığına hükmetme yetkisi var mıdır?
Bu konuda Fransız tarihçilerinin tarihî bir bildirileri var. O bildiride, parlamentoların ve diğer siyasal otoritelerin 1915 olayları hakkında ahkâm kesmeleri değerlendiriliyor. Dr. Cüneyt Akalın arkadaşımızın yazısı bu konuda bizleri bilgilendiriyor. Teori dergisinde Fransız tarihçilerinin bildirisinin tam metni de yer alıyor.
FRANSA MECLİSİ VE ANAYASA KONSEYİNİN TUTUMU
Ermeni Soykırımı konusunda en ateşli ülkelerden birinin Fransa olduğunu biliyoruz. Fransa Meclisi ile Fransa Anayasa Konseyi arasındaki mücadeleyi gazete haberlerinden izleriz. Bu sürecin derli toplu tarihçesini, Teori dergisinde Ali Rıza Taşdelen’in özenli incelemesinden öğreniyoruz. Son kararı, AİHM 2. Dairesi ve Büyük Dairesi vermiştir. Artık Fransa bilim ve yargı çevreleri bu kararları yorumluyor ve tartışıyor.
Yalnız Fransa mı, Avrupa’nın bütün ülkeleri!
Konuyla ilgilenmeyen tek Avrupa ülkesi Türkiye!
YÖK BAŞKANLIĞINA VE ÜNİVERSİTELERİMİZE ÇAĞRI
AİHM Perinçek-İsviçre Davası konusu, Kamu Hukuku, İnsan Hakları, Uluslararası Siyaset ve Uluslararası Hukuk dersleri başta olmak üzere tarih ve sosyal bilimlerin bütün dallarının ilgi alanı içindedir. Konunun, aynı zamanda Türkiyemizin bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğü açısından önem taşıdığı sanırım herkesçe kabul edilmektedir. Ne var ki, bilim dünyamız bu konuya eğilme zahmetini göstermiyor.
YÖK Başkanımızın bu konuda duyarlı olduğunu sanıyorum. Üniversitelerimizin araştırma kurumlarından ve bilim insanlarımızdan Avrupa’da oluşan yeni iklimle ilgilenmelerini bekliyoruz.