Sibel HÜRTAŞ /ANKARA
Yüksek Seçim Kurulu’nun 16 Nisan referandumuna ilişkin “mühürsüz oylara vize” kararına yönelik itirazlar sürüyor. Arti Tv’de Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş’ın sorularını yanıtlayan eski Yargıtay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, itiraz süresinin bitmediğini söyledi.
Eminağaoğlu, ‘itiraz süresi bitti mi’ ve ‘şimdi ne olacak’ sorularına karşı şunları söyledi:
“Tam kanunsuzluk başvuruları süreye bağlı değil. Vatandaşlar süre bitti diye asla geri durmamalılar, tam kanunsuzluk adı altında başvurularını sürdürebilirler. YSK’dan bir tane olumsuz karar çıksa bile bunu yeterli görmeyip başvurulardan asla ve asla geri durmamak gerekiyor.
“Bunu normal bir itiraz ve şikayet olgusuna ya da demokratik bir ortamda gerçekleşen bir referandum gibi yaklaşarak değil vatandaşların demokratik tepkilerini olabildiğince öne çıkarması Yüksek Seçim Kurulu’nu hem dilekçe yağmuruna tutması hem de Yüksek Seçim Kurulu’na yönelik bu bir yaşam hakkı, özgürlük ve demokrasi davasıdır, bunu demokratik tepki anlamında ortaya koyabilirler. YSK’ya başvuruların arttırılması gerekir. YSK süreci olabildiğince basite indirgeyerek ve bugünü kurtarmaya yönelik bir anlayışla hareket etmektedir. YSK üzerinde vatandaşların demokratik ve hukuksal düzlemde eylem ortaya koyup kamusal bir baskı oluşturmaları gerekmektedir.
YENİDEN SAYIM DEĞİL İPTAL İSTENMELİ
“Yeniden sayım konusu ikna edici olmayacak. AİHM’in altını çizdiği bir konu var, haklı ve ikna edici. YSK’nın kararı haklı ve ikna edici mi? Bu süreçte eksik mühürler tamamlanmadı, asla ve asla oy pusulalarına dokunulmadı diyebilir miyiz? Nasıl sandıktan çıktıysa o şekilde muhafaza ediliyor demek mümkün mü? Asla ve asla mümkün değil. Çünkü bu süreçte tamamen partililerin gözetmenlerin dışında idarenin elinde muhafaza edilen oy torbaları söz konusu. Müdahaleye açık oy torbaları söz konusu. Sayım bu itiraz başvuruları için doğru bir yöntem değil. Referandumun iptal edilmesi istenilmeli.
AİHM’E BAŞVURU YOLU AÇIKTIR
“Anayasa Mahkemesi Kuruluş Yasası’nda der ki Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yolu kapalı olan konularda bireysel başvuru yolu kapalıdır. İnsan Hakları Sözleşmesi, seçim hakkı sadece yasama yönünden serbest seçim hakkı korunuyor. Halk oylaması ne için yapıldı? Halk oylaması buradaki seçim hakkına doğrudan girmiyor. Ama insan Hakları Sözleşmesi şunu söylüyor; ben sözleşmedeki kavramları iç hukuktaki anlamlarıyla değil özerk olarak yorumluyorum. Yani yasama organı seçimi demek iç hukuktaki yasama organı seçimi ile aynı anlamda kullanımyorum diyor.
“İnsan hakları Mahkemesi’ne başvuru mümkün. Şöyle ki burada halk oylaması ile yaratılan tabloda yasama yetkisini etkileyen hükümlerde değişiklik yapıldı. Yasamanın yetkilerini Cumhurbaşkanına taşındı. Dolayısıyla bu da yasama organı niteliğinde bir seçim. Bu yönüyle YSK’ya başvurup, YSK’nın bu seçimleri iptal etmemesi durumunda İnsan Hakları Mahkemesi’ne doğrudan başvuru yapmak mümkün. Bu bir yasama seçimidir diyerek çünkü yasama yetkisini içeren çok net değişiklikler yapıldı.
KAMPANYA SÜRECİ DE “TAM KANUNSUZDUR”
“Halkoylamasına ilişkin yasada Cumhurbaşkanı sadece 2 konuşma yapar TRT’de. Yeni özgürlük anlayışına göre aksi öngörülmedikçe her şey serbesttir deniyor ama Seçim Mevzuatında eşit rekabet için kimin neyi yapacağı düzenleniyor. Cumhurbaşkanının yapabileceği açık net ortaya konuyor. TRT’nin yayınları incelendiğinde, asla ve asla bu hükümlere uyulmadığı. Yurt dışı propagandası yapılamayacağı belirtiliyor. Kaldı ki bu yasağı AKP tarafından getirilmesine karşın, en çok bu yasak ihlal edildi. Bu YSK kanunlarına göre tam kanunsuzluk.
YSK BAŞKANI KESİN SONUÇLAR AÇIKLANMADAN KONUŞTU
“YSK Başkanının kesin sonuçlar açıklanmadan geçici sonuçları kamuoyuna ilan etmesi yerinde bir davranış değil. Bu süreçteki itiraz ve şikayet başvurularının etkisiz kılınabileceği, etki altında tutulması gibi bir şey de içeriyor. YSK Başkanının kesin sonuçlardan önce çıkıp böyle bir açıklama yapması göreviyle bağdaşır bir durum değil.”
artıgerçek