Naci Beştepe / Aydınlık
Ulusal egemenliğin kullanılış biçimini yani rejimi etkileyen halk oylaması şaibeyle sonlandı.
Sonlandı diyorum çünkü gerek partilerin gerekse biz vatandaşların başvurularının netice vermeyeceği açıktır. AKP’li Cumhurbaşkanı’nın deyişiyle “Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir”, yani sonuç kaçırılmıştır.
Mühürsüz oyların miktarını bilemediğimiz için adil bir sayımda sonucun ne olacağını da kestiremiyoruz. Ancak tam tersi (%51 hayır) bir sonuç çıkma olasılığı ortadadır.
Zaten olayda temel sorun sayılar değil yasaya aykırılıktır.
Sayın Topaktaş dışındaki YSK yargıçlarının yüksekliğinin bilgi ve birikimlerinden değil yüksek bağlılıktan geldiği anlaşılıyor.
SOKAĞA ÇIKMA/MA/K
Yasanın ve vatandaşların haklarının açıkça çiğnendiği bu durumda ne yapılabilir?
Yasal yollar tamam. Yaptık, yapıldı.
YSK, mecbur olduğu kararını açıkladı.
Vatandaş olarak tepki koymazsak despotluğa boyun eğen, hakkını arayamayan bir güruh konumuna düşmez miyiz?
Sokağa çıkmak bir tepki yöntemidir. Tartışılıyor.
Çıkalım diyen de çıkmayalım diyen fikir de kendi içinde tutarlılığı ve dayanağı ölçüsünde saygındır.
“ABD-NATO-PKK böyle istiyor. Kargaşa yaratıp müdahale ortamı yaratmayı amaçlıyorlar” düşüncesine “toptan yanlış” diyemeyiz. Kötü örnekleri gördük.
Ancak bu düşünceye tam teslimiyet de yanlışlar içiriyor. Üstelik AKP’ye hep kullanacağı bir koz veriyor.
SOKAĞIN ETKİSİ
Yönetimler için sokak önemlidir.
Demokrasiye bağlı yönetimler sokağın sesini dinler. Despot yönetimler ise sokaktan korkar, baskılamaya çalışır.
RTE’nin her toplumsal tepkiye “Gezici bunlar!” yakıştırması, içine oturan korkunun dışa vurumudur.
Halkın bir liderlik olmadan sokağa çıkışı rahatlıkla provoke edilebilir.
Çaresi; partilerin (HDP hariç), demokratik kitle örgütlerinin (TGB, ADD,EĞİTİM-İŞ vb.) kontrolü ele almalarıdır.
Bunu en iyi yapanların başında Vatan Partisi gelmektedir.
Silivri duvarlarını yıkan hukuk mudur örgütlü toplumsal tepki midir?
AYM’nin BALYOZ kararında “Sessiz çığlıkların, AYM Nöbeti’nin etkisi olmamış mıdır?
Fransız İhtilali’nin başarısı halkın sokağa çıkmasının sonucu değil midir?
SEYİRCİ KALMAK
Kötü örnekten korkup seyirci kalmak, kadere razı olmak mıdır doğru olan, doğru yönetilmiş tepki koymak mı?
Çok sevdiğim bir söz var, “Kötülüğe seyirci kalan kötülüğün bekçiliğini yapar”.
Tam içinde bulunduğumuz durumu yansıtıyor.
Anayasaya uymayana anayasayı uydurduk, seçim yasasını çiğneyene de seçim yasasını uyduralım olsun bitsin mi diyeceğiz?
Yerinde, doğru, ölçülü toplumsal tepki demokrasinin vazgeçilmezlerindendir. Temel insan hakkıdır.
Kaldı ki bu eylemin “evet” diyenlere karşı olmayacağı açıktır.
UMUTLUYUZ
Toplumu uyuşturmak yerine umudunu taze tutmalıyız. Mitingler düzenlemek bir seçenek olabilir.
Halk oylaması; AKP’nin iktidar, RTE’nin cumhurbaşkanı olamayacağını göstermiştir.
Doğrular kazanacaktır.