Tartışma geçen pazar sandıklar açılmadan başladı; hala sürüyor..
Nereye sürükleneceği, nasıl biteceği belli değil..
Tartışma tek bir düzlemde gitmiyor.. YSK üzerinden gidiyor ama fazlaca karışık, karmaşık halde akıyor..
Şöyle ki..
Muhalefet partilerinin itirazı var..
İtiraz neye?
Referandum sonuçlarına değil.. YSK’nın kanuna uymamasına… YSK’nın kendini yasa koyucu yerine koymasına.. YSK’nın Meclis’in çıkardığı yasayı tanımamasına..
***
8 Nisan 2010’da seçim kanunu değiştirildi.. 5980 sayılı yasanın 101. maddesinde hangi durumlarda oy pusulalarının geçersiz sayılacağı 11 başlıkta tek tek anlatıyor..
Üçüncü fıkra; arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan oyların geçerli olmadığını açık ve net biçimde belirtiyor..
***
Yasayı kim getirmiş.. AKP iktidarı..
Yasayı kim savunmuş.. AKP’nin Adalet Bakanı..
Yasaya kim oy vermiş.. İçlerinde AKP milletvekillerinin de olduğu Meclis çoğunluğu..
Yasaya bu madde neden eklenmiş; hile hurda olmasın diye..
***
Yasa değişikliği 9 Nisan’da Cumhurbaşkanı Gül’ün önüne gidiyor..
Onaylıyor..
10 Nisan’da resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giriyor.
YSK, sandıklar açılırken, yasanın bu maddesini uygulamayacağını açıkladı..
Böyle bir hakkı var mı?.
YSK tüm kurumlar gibi yasalara uymak zorundaysa hakkı yok..
YSK yasalar üstünde bir kurulsa.. İstediği kararı vermekte özgürse hakkı var..
Tartışmanın özü bu..
YSK’nın konumu..
***
Deniliyor ki; YSK kararları kesindir, verdiği karar üzerine hiçbir merciye başvurulamaz..
Doğru..
Ama YSK’nın da yasaları ihlal edemeyeceği, yasaları yok sayamayacağı da kesin hüküm..
Şöyle sorayım..
Şu anda yasa gizli oy açık sayımı emrediyor..
YSK kararı kesindi diye susacak mıyız?
YSK bir sonraki seçimde açık oy gizli sayım kuralını getirirse..
Kabul edecek miyiz?
Bu duruma itiraz edeceklerin kapısını çalacağı hiçbir merci olmayacak mı?
***
Şöyle acayip bir durum var.. İktidar partilerinin sözcüleri kendilerinin Meclis’e getirdiği, kendilerinin verdiği oyla çıkan yasayı ihlal eden YSK’ya karşı çıkmıyor..
Hatta onaylıyor..
***
Mesele evet veya hayır oyları meselesi değildir..
YSK’nın yasalara uyup uymama meselesidir..
YSK’nın keyfi kararlar alıp alamayacağı meselesidir..
YSK’nın cevap veremediği sorular
BİR: YSK, neden mühürsüz oy kararını sandıklar açılmadan aldı?
İKİ: Hangi illerde, hangi ilçelerde hangi sandıklardan başvuru geldi ki bu kararı aldı..
ÜÇ: Sandık kurulunun hatası nedeniyle seçmenin oyu heba olmasın diye bu kararı aldıkları açıklandı.. Hata yapan sandık kurulları hangileriydi..
DÖRT: YSK sandıklar açılmadan, sandıklarda Türkiye çapında mühürsüz oy kullanıldığını nasıl anladı..
BEŞ: Mühürsüz oy kullanıldığı şifahen bildirilen seçim kurulları hangileri..
Hangi ilçe, hangi il kurulu böyle bir talepte bulundu..
ALTI: Sandıklar açıldıktan sonra mühürsüz oy kullanımında hangi sandıkta hata yapılmışsa, kararın o sandıklar için alınması gerekmez miydi?
YEDİ: YSK’nın sandıklar açılmadan böyle bir karar alması hile yapmak niyetinde olanları cesaretlendirmedi mi?
SEKİZ: 960 sandıkta silme evet oyu çıktığı iddia ediliyor.. Bu doğru mu?
DOKUZ: YSK evet oylarının çok yüksek çıktığı sandıklarla, hayır oylarının çok yüksek çıktığı sandıklarda inceleme yapacak mı?
ON: YSK, tüm seçmenleri tatmin edecek bir açıklama yapmayı düşünüyor mu? Yoksa ben yaptım oldu politikası mı izleyecek?
ON BİR: YSK’nın bu tutumu referanduma gölge düşürmedi mi?
ON İKİ: YSK, siyasallaşmaya başladığı kanısı uyandırdı.. Bundan sonraki seçimler için de şimdiden soru işaretlerin doğmasına neden olmaz mı?
ON ÜÇ: Bir ülkede seçimlerin adil ve dürüst yapıldığına olan inanç azalırsa o ülkede demokrasi olur mu?
Mehmet TEZKAN/MİLLİYET
gundeminiz.com