Bülent Esinoğlu / Ulusalkanal
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16-17 Mayıs tarihlerinde Amerika’ya bir çalışma ziyareti yapacaktı. Amerika’nın PKK/YPG’ye ağır silahlar vereceği belli olduktan sonra, böyle bir ziyaret gerçekleşir mi bilinmez.
Önce Amerika’nın bölgemizde ne yapmak istediğini bir kez daha hatırlamakta yarar var.
- Rusya’yı bölgeden çıkarmak ve bölgeye ABD kuvvetlerini yerleştirmek.
- Bölgede, 20 yıl daha kalabilecek koşulları oluşturmak için IŞİD’ı kullanabildiği kadar kullanmak.
- Stratejisinin asıl çekirdeği olan Kürdistan kurma planında ısrarını sürdürmek.
- İsrail’in güvenliğini en üst düzeye çıkarmak ve bunun için İran’ı sürekli tehdit altında tutmak.
- Körfez ülkelerini kullanarak sürdürdüğü petro dolar finans istemini sürdürebilği kadar sürdürmek.
Altmış yıllık, Türk Amerikan ilişkileri mevcut tehditler altında sürdürülemez bir noktaya taşınmıştır. Aslında ülkemizde defalarca darbe ve hükümet değişiklikleriyle iç işlerimize bu ölçüde karışmış bir ABD ile dostluk sürdürülemez.
Amerikan ilişkileri dostluk ve müttefiklik noktasında değil, doğrudan Türkiye’ye tehdit noktasındadır.
Peki Türkiye ne yapmalıdır?
Elbette “ABD’ye hemen savaş açalım” gibi bir stratejiden hareket edilemez.
Amerika’dan gelen tehdidin yükselmesine karşı kademeli olarak alınacak tedbirler şunlar olabilir.
- İkili istihbarat antlaşmaları askıya alınmalıdır.
- Kürdistan inşasında kullanılan, İncirlik, Diyarbakır, Kürecik Üsleri derhal kapatılmalıdır.
- YPG/YPJ hemen şimdi vurulmalıdır. Ve bu vurma işi defalarca tekrarlanmalıdır.
İlk aşamada bu tehdit yükselmesine karşı alınacak tedbirler yürütülürken, Rusya, İran, Irak ile olan işbirliğini çıkabileceği en üst seviyeye çıkarılmalıdır.
Alınabiliyorsa, Çin’in siyasi desteği alınmalıdır.
Elli yıldır Amerika ve yaptıklarını yakından takip eden birisi olarak, hemen şunu söyleyebilirim. Bu üç tedbir alınsın, ABD hemen geri adım atacaktır. Ve yeniden Türkiye’yi kazanmanın yollarını arayacaktır. Çünkü bölgede Türkiye’nin desteğini alamayan bir ABD, Rusya’yı bölgeden çıkarmak bir tarafa, başka ittifaklarını da tehlikeye sokar.
Türkiye’nin kendisinin varlığına karşı sürdürülen bu tehdit savuşturulmazsa, ABD tehdit seviyesini bir üst düzeye taşıyacaktır.
Suriye bölünürse, Türkiye de bölünür tespitinin haklı çıktığı bir kez daha doğrulandığı yerdeyiz. Suriye devleti ile işbirliği görünen kilit noktasıdır.