Vatan Partisi, Yüksek Seçim Kurulu’nun mühürsüz oy pusulalarını geçerli kabul eden kararına karşı, Anayasa Mahkemesi nezdinde bireysel başvuruda bulundu.
Vatan Partisi, Yüksek Seçim Kurulu’nun mühürsüz oy pusulalarını geçerli kabul eden kararına karşı, Anayasa Mahkemesi nezdinde bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruda halk oylaması sürecinde yaşananlar ve YSK’nın karar ve uygulamaları ile “adil seçim” ilkesinin ihlal edildiğinin saptanması talep edildi. Sorunun ulusal hukukumuz içinde çözümlenmesi, AİHM üzerinden müdahaleye olanak tanınmaması istendi.
Konuyla ilgili, Vatan Partisi Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Bşk. Yrd. Av. Mehmet Cengiz, parti genel merkezinde basın açıklaması düzenledi. Cengiz açıklamasından öne çıkan satırlar:
Bilindiği gibi, YSK’nın oylama sırasında aldığı ve sandık kurullarına duyurduğu kararında; “TERCİH” mühürü yerine “’EVET’ mührüyle mühürlenmiş oy pusulalarının da geçerli sayılmasına”,
Oy sayımları devam ederken alarak ivedilikle sandık kurullarına ilettiği kararında; sandık kurulu başkanlığınca “mühürlenmeyen oy zarfı ve oy pusulası ile kullandırılan oyların geçerli kabul edilmesi gerektiğine” karar verilmiştir.
Halkoylaması sonuçlarını etkileyen, hatta değiştiren bu kararlara karşı 18.04.2017 tarihinde YSK nezdinde Vatan Partisi olarak itiraz ettik ve yapılan halkoylamasının tam kanunsuzluk nedeniyle iptalini istedik.
Bir gün sonra basına yapılan açıklamada bu talebimizin oy çokluğuyla reddedildiği açıklandı.
Oysa, halkoylamasında uygulanacak olan 298 sayılı Seçim Kanunu’nun 98. maddesinde; “üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır”, 101. maddesinde ise; “arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulaları geçerli değildir” deniliyor.
Hal böyle iken, YSK’nın oylama ve sayım sırasında aldığı bu kararlar “tam kanunsuzluk”tur ve suç oluşturur.
Nitekim, YSK’da bunu kabul etmiş, ancak suçu sandık kurulu başkan ve üyelerinin üzerine atarak, 560 sayılı kararında; “sandık kurulu başkan ve üyeleri hakkında ilgili seçim kurullarınca yasal gereğinin takdir ve ifası için suç duyurusunda bulunulması gerektiğine” karar vermiştir.
Oysa bu sonuca yol açan YSK’dır. YSK aldığı kararlarla bu kanunsuzluğa meşruiyet kazandırılmaya çalışmış, seçim kurulları ve sandık kurulları bu suça azmettirilmiştir. Kabul edilen suçun asli faili YSK başkan ve üyeleridir.
Vatan Partisi olarak sürecin takipçisi olacağımızı ve hukuksal zeminde mücadelemizi sürdüreceğimizi söylemiştik. Şimdi, bunun gereğini yapıyoruz, YSK’nın karar ve uygulamalarıyla “adil seçim” ilkesini ihlal ettiğinin tespitini istiyoruz.
Başvurumuzda, konunun AİHM’e götürülmesi halinde, Türkiye’nin yaşadığı bu sistem sorununa Avrupa’nın doğrudan müdahalesinin önünün açılmış olacağını belirttik ve uyarıda bulunduk. Nitekim AİHM gibi Avrupa Konseyine bağlı bir yapılanma olan AGİT de hazırladığı raporla şimdiden konuya müdahil olmuştur. Bu nedenle başvurumuzun ivedilikle ele alınmasını ve konunun ulusal platformda çözülmesini istedik.
aydınlık
görsel: ulusalkanal