Bülent Esinoğlu / Ulusalkanal
Okurlarımdan özür dileyerek şunu ifade etmek isterim. Suriye konusunda çok yazı yazdığım düşünülebilir. Ancak bilinmelidir ki, öyle bir tehdidin altındayız ki, artık iç siyaset yazma zamanın neredeyse sonuna geldik.
Artık iç siyaset de dış siyaset de, Amerika’nın bölgede kurmayı planladığı, Kürdistan meselesi üzerinden sürdürülecektir.
Amerikan Başkanının masaya koyduğu silah, Kürdistan kurma ve ülkemizin sınırlarını yeniden belirlemek içindir.
Suriye PKK’sına verilen uçak savar silahları Amerikan, İsrail, Irak uçaklarını düşürmeyeceğine göre, Türk uçaklarını hedef aldığı çok aşikardır.
Belki çok abartılmış gibi gelecektir. Ancak Amerikan tanklarının Toroslardan giriş yapması noktasına geldik. Tehdidi önceden görenler için belki de, tanlar Ankara’ya doğru ilerliyordur.
Amerika zaman kazanmak ve PKK’yı daha da güçlendirmek için “Türkiye bizim müttefikimiz, istihbarat iş birliğini artıracağı” gibi içi boş ifadelerle, Türkiye’yi oyalanmaya çalışılıyor.
ABD içimizi öyle iyi biliyor ki, (istihbarat) ne yapıp ne yapmayacağımızı kestiriyor. Yıllarca CIA altımızı oydu. Askeri bilgiler, kozmik oda bilgileri dahil, tüm bilgiler ABD’nin elindedir.
Altmış yıllık Amerikancılığımızın bedelini artık ödeme zamanı geldi.
Osmanlının Batı karşısında gerilemesi de, aynı süreci yaşayarak tarih sayfalarına geçmişti. İngilizlerle iyi geçinmek adına, Osmanlı toprakları İngiliz şirketlerine gümüş tepsilerde sunulmuştu. Sonra da İngilizler başta Yunanlıları kullanarak ülkemizi bölmeye kakmıştı.
Osmanlıdan devraldığımız anlayış, Mustafa Kemal’in vefatından sonra, hemen hemen tekrar hayata geçti.
Artık, iç siyasete dönüp de birbirimizi suçlamanın da bir anlamı kalmadı. Kalmadı çünkü savaş tehdidi geldi kapımıza dayandı.
CIA elemanlarıyla bir zamanlar aynı odada görev yapan MİT eski elemanları acaba şimdilerde ne düşünüyor? Maaşlarını bile CIA ödemişti. İçimizdeki Amerikancılar acaba hala Amerika’dan bir çözüm bekliyorlar mıdır?
Cumhurbaşkanımız Trump ile neyi görüşecek? Pazarlık gücümüz olabilecek tüm bilgiler, şu an Trump’ın önündedir.
Erdoğan’ın tek yolu kalmıştır. “Ben müttefiklerimizle her şeyi açık açık konuştum. Lakin onlar ülkemizi bölmeye ve yeni sınırlar çizmeye ısrarlıdır. Ey milletim yapacağımız iş; yeni müttefikler, yeni şartlarla yeni dünya içinde yer almamız gerekmektedir.” Demesini bekliyorum.
Bir sözüm de muhalefetedir. Amerikan silahı gelmiş anlımıza dayanmıştır. Vatan savunması yapmayan, siyasi bir düşüncenin yaşayabileceği bir ortam kalmamıştır. Muhalefetin Türk milletine yol gösterici olması gerekir.
Zaman vatanı savunma zamanıdır. Amerikancılığın hiçbir kıymeti harbiyesi kalmamıştır.