Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin görülen davada savunma yapan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, “Yüce milletim, beni yetiştiren komutanlarım ve silah arkadaşlarım iyi bilsin ki bu hain darbe girişimine hiçbir katkım, hatta haberim bile yoktur” iddiasında bulundu.
15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, “Yurtta Sulh Konseyi” üyelerinin de yargılandığı çatı davasının görülmesine, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinin Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki duruşma salonunda başlandı.
221 sanıklı davada, mahkemede hazır edilen tutuklu ve tutuksuz sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Kimlik tespiti sırasında kendilerine ayrılan bölümden duruşmayı takip eden mağdur ve müştekiler ile sanık avukatları arasında tartışma yaşandı.
‘HER GÜN GİDİYORUM YAVRUMA’
Avukatlara tepki gösteren şehit Mucip Arıgan’ın annesi Saliha Arıgan, duruşma salonunda bayıldı. Duruşma nedeniyle hazır bekletilen sağlık ekiplerinin müdahale ettiği Arıgan, görevlilerce salondan çıkarıldı. Dışarıda sağlık ekibinin müdahalesiyle kendine gelen Arıgan, sanıklar ve avukatlara tepki gösterdi. Oğlunun fotoğrafını taşıyan Arıgan, “Katiller, vatan hainleri kral gibi giyinmişler. Bunların ayaklarında pranga olması lazım. Elimiz kolumuz bağlı. Bunların avukatları satılmış. Bizleri tehdit etmeye kimsenin hakkı yok. Sayın Cumhurbaşkanımız yanımızda olsun. Bunu özellikle rica ediyorum. Bizim içimiz yanıyor. Yavruma ahdim var, söz vermişim. Her gün gidiyorum yavruma ‘Katilini bulup kendi ellerimle cezasını vereceğim’ diyorum. Şimdi durmuş yüzlerine bakıyoruz. Buna tahammül edemiyorum” diye konuştu.
Sanıklardan darbe girişiminin askeri kanadının bir numarası olduğu iddia edilen eski Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyesi Akın Öztürk, kimlik tespiti sırasında iki çocuğu olduğunu belirterek, “Adresi bilmiyorum, tutukluyum” dedi.
Mahkeme heyeti, kimlik tespitinin tamamlanmasının ardından bazı sanıkların duruşmada henüz hazır edilememesi nedeniyle duruşmaya saat 14.00’e kadar ara verdi.
SANIKLARLA AVUKATLARA TEPKİ
Duruşmayı takip eden mağdur ve müştekiler, salon boşaltılırken, sanıklar, yakınları ve avukatlarına tepki gösterdi. “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganı atan mağdur ve müştekilerin bazıları, “Allah sizin belanızı versin. Terörist vatan hainleri. Kanlarınızda boğulun inşallah” diye bağırdı. Bu sırada sanık yakınlarından ağlayanlar oldu. Mahkeme görevlileri, tarafları dışarı çıkararak salonu boşalttı.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde diğer tutuklu sanıkların kimlik tespitleri yapıldı ve iddianamenin özeti okundu. Daha sonra da sanıkların savunmalarına geçildi.
İLK SAVUNMA AKIN ÖZTÜRK’TEN
Darbe girişiminin askeri kanadının bir numaralı sanığı olarak gösterilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, ilk savunma yapan isim oldu. Öztürk, bugüne kadar ettiği askerlik yemini doğrultusunda görevini icra ettiğini savundu. Hainlik suçlamasıyla yargılanmanın kendisine verilecek en büyük ceza olduğunu belirten Öztürk, “Yüce milletim, beni yetiştiren komutanlarım ve silah arkadaşlarım iyi bilsin ki bu hain darbe girişimine hiçbir katkım, hatta haberim bile yoktur. Ben bu rütbe ve yaşa gelmiş bir asker olarak silah arkadaşlarıma, vatandaşlarıma silah doğrultacak biri değilim. Bu hain darbe girişimiyle hiçbir ilgim ve alakam yoktur. Aynı şekilde acılarını paylaşıyorum. 46 yıllık hayatım boyunca çok sık olarak ölümle burun burana geldim. Keşke ölseydim de bu şekilde yargılanmasaydım. İçim çok acımaktadır. 15 Temmuz gecesi kalkışılan darbe girişimi ile ülkemiz ve milletimiz bir travma yaşamıştır” ifadelerini kullandı.
Öztürk, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik’in, generallerin FETÖ mensubu olduğu konusunda kendilerine bilgi gelip gelmediğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi: “İhbarlar hep geliyordu. Bunların hepsini Genelkurmaya bildiriyor, incelenmesini istiyoruz. Somut delil gelmedi. Her yıl YAŞ öncesinde gelen ihbarları, terfiye girecek bütün generalleri ve albayları Emniyete ve MİT’e sorduruyorduk. En son, kuvvet komutanlığından ayrılmadan önce, 23-24 Temmuz 2015’te, elime gelen en büyük listeydi, sayın MİT Müsteşarı’na bunu takdim ettim. Yanılmıyorsam 68 kişilik listeydi. ‘Al, bunun gereğini yap’ dedim. Yine YAŞ
arifesinde, 22-23 kişi, hep generaller vardı, ‘Bunlar içinde bilinenler varsa bize verin çünkü işlem yapacağız’ dedim.”
Müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, söz alarak Öztürk’e HTS kayıtlarına yansıyan telefon görüşmelerini sordu. Öztürk, iddianameye yansıyan telefon görüşmelerini yalanladı.
Aydın’ın, “Beyanınızda 9 Temmuz’da İzmir’deki kamptan ayrıldığınızı söylüyorsunuz, ne amaçla ayrıldınız?” sorusuna karşılık Öztürk, “Çerkezköy’de yeğenime kız istemek üzere 9 Temmuz günü ayrıldım. Akşama kız isteme oldu. 10 Temmuz’da geri döndüm. Çerkezköy’e gittiğimizde orduevi müdürü, üs komutanı ve kaymakam usulen bizi gördü.” dedi.
“TERFİ SIRASINDA OLAN GENERALLERLE İLGİLİ GELİYORDU”
“FETÖ üyesi subaylarla ilgili MİT’e liste verdiğinizi söylediniz. O listede buradaki sanıklardan kimse var mıydı?” sorusuna karşılık Öztürk, şunları söyledi: “Şu var, şu var diyemem. YAŞ arifesinde zaman zaman, parça parça geliyor. Buradaki arkadaşlarım hakkında da gelmiştir. 3’ü, 4’ü, 5’i hakkında gelmiştir. Şu anda net hatırlamıyorum. O sene terfi sırası olan generallerle ilgili geliyordu. Gelen ihbarların ciddiyetine göre değerlendiriyorduk. Şu var, bu var diye söylersem yanlış yapmış olabilirim.”
“Partigöç ile görüşmelerinizde siz mi, o mu aradı?” sorusunu Öztürk, Partigöç ile emir subayı aracılığıyla görüştüğünü, aramayı kendisinin yaptırdığını söyledi. Akın Öztürk, “Ben aradım hepsini. Önce Hava Kuvvetleri karargahını, cevap alamayınca Genelkurmay Karargahını arattım.” diye yanıtladı.
Öztürk, soru üzerine o gece damadı Hakan Karakuş’u hiç görmediğini kaydetti.
“Damadınızı hiç merak etmediniz mi?” sorusuna Öztürk, “Ben Genelkurmay Başkanı’nın yanına geldim, ondan sonra hiç ayrılmadım. Hiçbir pilotla temasım olmadı. O darbe hengamesinde Hakan nerede, zinhar aklıma gelmedi. Bir tek Genelkurmay Başkanı’nın gözüne bakıyorum ben.” karşılığını verdi.
“BANA YAPILAN BU MUAMELE DERDEST DEĞİL MİDİR?”
“Neden Genelkurmay Başkanı veya diğer üst düzey komutanlar yerine Partigöç’ü aradınız?” sorusu üzerine ise Öztürk, avukata “Olayı çarpıtmayın.” dedi. Avukatın, “Sorum gayet açık. Lütfen sesinizi yükseltmeyin. Sanık olduğunuzu unutmayın.” sözlerine karşılık Öztürk, “Sayın avukat bakınız, bir yerde her şeyden sorumlu harekat başkanlığıdır. En çabuk bilgi alacağınız yer harekat merkezidir. Ben Partigöç’ü aramadım, harekat merkezini aradım.” diye konuştu.
“Darbeyi planlayanlar, o gece kendilerine direnme potansiyeli olan herkesi derdest ediyorlar. Siz direndiğinizi söylüyorsunuz ama size hiçbir şey yapmıyorlar.” ifadeleri üzerine Öztürk, “Ben o gün İstanbul’da düğünde olacaktım. Eşimin rahatsızlığı nedeniyle katılamadım. Gitsem nikah şahidi olacaktım. Eşim dışarı çıkamıyordu. Özür dileyip Ankara’ya döndüm. Yoksa ben de İstanbul’da olsam beni de derdest edeceklerdi.” dedi.
Ankara’da da üst düzey komutanların derdest edildiğinin belirtilmesi üzerine Öztürk, karargaha girerken kendisine silah doğrultulduğunu söyleyerek, “Bana yapılan bu muamele derdest değil midir? Silahlarını kaldırdılar. Nedir bunun adı?” diye konuştu.
“BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM İLE GÖRÜŞTÜĞÜ”
Akın Öztürk, “O gece Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın elinde telefon gördünüz mü? Bir yeri aradı mı, biriyle görüştü mü?” sorusu üzerine, Orgeneral Akar’ın Başbakan Binali Yıldırım ile görüştüğünü bildiğini, bunun dışında başka bir görüşmesini hatırlamadığını anlattı.
Öztürk, “143. Filo’dan müspet cevap alınca Başbakan ile görüştü. ‘Bu işi bitiriyoruz, beraber Başbakanlığa gidiyoruz’ dedi. Sonra telefonla görüşüp ‘Akın, sen kal. Bir saat daha burada arkadaşlara göz kulak ol’ dedi. Ben de gelmek istediğimi, bu kargaşa içinde daha sonra gelmemin mümkün olmayacağını söyledim. Beni aldıracağını söyledi.” diye konuştu.
Sanık avukatlarının, “Mehmet Dişli’nin pozisyonu, Genelkurmay Başkanımızın sözlerini yerine getirir pozisyon muydu?” sorusa ise Öztürk, “Evet, o pozisyondaydı” karşılığını verdi.
yeniçağ