Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
Her gün görüyoruz, okuyoruz.
Olaylar oluyor.
Şehitler veriyoruz. Referanduma benzer bir şeyler oluyor. Oy vermeye gitmek gibi konular gündeme geliyor.
Meclis’ten Khk’ların içeriği geçmeli iken geçmiyor. Üzerinden geçiyor, yani bypass ediliyor. Ohal var.
Gezi direnişinin yıldönümü oluyor. Sivas davasının yıldönümü oluyor.
Uluslararası toplantılar oluyor. Avrupa Birliği ile garip şeyler oluyor. Onlar “Türkiye’yi istiyor değiliz, ama istemiyoruz da tam demedik sanırız” gibi bir şeyler söylüyorlar.
Kısaca, bu ve buna benzer konular her gün medyada yer alıyor.
Ama medyada yer almayan bir şeyler de var. Daha doğrusu yer alıyor, ama anlamı irdelenmeden sadece olay olarak yer alıyor.
Bunlardan biri zeytin ağaçları.
Şu kadar milyon zeytin ağacı kesilecek. Neden? Cevap: “Sanayileşme olsa iyi olur”, v.s.
Zeytin ağacını gördüğünüz yerde kesmelisiniz. Neden? “O yahudi ağacı”, ..
Olaya bambaşka bir pencereden de bakılabilir.
Zeytin ve zeytinyağı insan sağlığı için hayati önem taşıyor.
Gdo’lu tohumların mecburiyet haline getirildiği, neredeyse yerli tohum lafını ağıza almanın bile olumsuz karşılandığı şartlar ortada iken, yani insan sağlığı konusu hiç önemsenmezken, bu olay da aynı kategoriye girebilir diyen pek yok.
Yani birileri sağlığımızla oynuyorsa, zeytin ağacı da aynı kategoriye giriyor. Gdo ile zehirlenen vatandaş, zeytinsizlik ile bu zehirden kurtulma şansını da kaybediyor.
Diğer bir konu.. Yağmur yağıyor. Hava tahminlerinde duyuyoruz, yağmur yağacak, kar yağacak.
Depremler oluyor. Ege bölgesinde. Bu da haber olarak yer alıyor.
Ancak bu depremlerin suni deprem olabileceği hiç bir yerde yer almıyor. Chemtrails ve haarp saldırısı altında olabileceğimiz, ülkemizin suni bir şekilde depremlere maruz kalabileceği, Deprem Tahmin Merkezi başlıklı yerlerin aslında deprem oluşturma merkezi olabileceği konusu medyada yer almıyor. Ordumuzun teröristler ile yoğun çatışmalarında ani, açıklanamaz hava şartları oluşması gündeme gelmiyor.
Türkiye Chemtrails Takipçileri eğer bu kadar yoğun bir uyarıda bulunuyorsa, bunun ivedilikle ülke gündemine alınması gerekir. Deprem Tahmin Merkezi ile ilgili uyarılar ciddiye alınmak ve halka bu konuda açıklama yapmak mecburiyeti vardır.
Türkiye Chemtrails Takipçileri sayfası yoğun uyarıda bulunuyor. Yer ve koordinatlar yayınlıyor. Depremler olabilir diyor, depremler oluyor. Ancak medyada sadece deprem oldu diye yer alıyor.
Yani bir şey siyah üzerine beyaz olarak ortada görünmedikçe, var olduğu algılanmıyor.
Ya da herkes o kadar çok sıkıntı ile uğraşıyor ki, başını kaldırıp göğe her baktığında orada yer alan uçakların yaydığı zehiri ve onun kısa süre içinde bütün göğü kaplamasını algılamamayı tercih ediyor.
Ama bazı insanlar, bu olayların meslek grubuna girdiği mühendisler ve diğerleri bunu konu etmek durumundalar.
Siyah üzerine beyaz denen şeyler (medyanın gündemi) zaten ne renk o ayrı konu, ama böyle olmayanlar da hayatımızı, var oluşumuzu çok yakından ilgilendiren ana öğeler.
Siyah üzerine beyaz değiller diye görmemeye devam edersek içine dahil edildiğimiz plan çok iyi işliyor olacak.
Mesela geçenlerde Putin “Batı ülkeleri chemtrails ile gezegeni yok ediyorlar” dedi.
Bizim üst düzey görevlilerimiz niye aynı şeyi söylemiyor ve dünyada bu tür saldırılara karşı bir cephenin oluşmasında katkı sağlamıyorlar?
Özellikle de kendi halkları, aileleri ve hatta kendileri bu konunun zarara uğrayanları ise?
Ayrıca, bu bağlamda, Trump’ın Paris İklim Anlaşmasından çekilmek istemesi de önemle değerlendirilmesi gereken bir konu.
Hükümetin sonsuza kadar bu konularda “görmedim, bilmiyorum, anlamıyorum” deme lüksü yoktur.