Mithat Melen / Yurt Gazetesi
Politika ile milletçe yakından ilgilendiğimiz kesin.
Büyük kentlerimizde kaybolmuş görünse de daha küçük yerleşim merkezlerimizde politika ve siyasetçi ağırlıklı olarak gündemdedir.
Bazen takım tutar gibi, bazen lidere hayranlıktan ama çoğu zaman çıkardan dolayı siyasetin peşinde olmak yıllardan beri yerleşmiştir.
Kişilerin siyasi tercihi mutlaka olacaktır, ancak unutulmaması gereken, Anadolu deyimi ile çorbasının kaynamasıdır .
Bir başka ifade ile ekonomi ana unsurdur.
Politikacının görevi ise aslında aş iş bulmaktır.
Basite indirgemiş gibi olsak da, istihdam yaratmak iç politikanın en önemli silahıdır.
Gelelim siyaset ile bilim ilişkisine.
Yıllarca siyasetin bilim dalı olmadığını ana yemeğin ekonomi olduğunu, siyaset biliminin ancak salata olduğunu ileri sürenlere destek versem de Türkiye’de gerçekten atladığımız noktanın bu olduğunu yeni fark ediyorum.
Bir türlü iç ve dış siyasete bilimsel olarak bakmayıp ciddi araştırma yapmıyoruz.
Üniversitelerimizde, partilerimizde, devlet teşkilatı içinde kaç tane ciddi politik araştırma kurumumuz var.
Özel-Resmî, sivil tüm kuruluşlarımız kaç tane politika belgesi üretmişler?
El yordamıyla veya görev gereği, bir kaç kişinin elinde olan dış politikamızda günlük işler yaptığımız kesin.
“Senden korkan senin gibidir “ politikasını siyasetçi benimseyince, vatandaşında hoşuna gidiyor.
ABD Temsilciler Meclisinde, Cumhurbaşkanı korumaları ile ilgili çıkan karar aslında çok ağır.
Ermeni soykırımı ile ilgili kararlara benziyor.
Hukukun işletilmesi bir yürütme faaliyetidir.
Büyükelçilik rezidansı önündeki olaylara müdahale eden korumalara, ABD polisi bir uygulama yapmamıştır.
Sonra başta Senatör Mc Cain ve Dışişleri Bakanı Tillerson olmak üzere konu yasama organına taşınmış ve Meclis kararı verilmiştir.
Siyaset bilimi ile uğraşanlar ABD’de Temsilciler Meclisi kararlarının ne olduğunu iyi bilerler.
ABD milleti adına alınmış bir karar, demokrasinin işleyişi ve kuvvetler ayrılığı prensipleri açısından önemlidir.
Hükümet kararı olmadığı halde, yürütmeyi bağlar.
Dışişleri Bakanlığımız, kararı tanımıyoruz demiş.
ABD Dışişleri Bakanlığı “sen tanımıyorsan ben de seni tanımıyorum” diyecek değil.
Bu Meclisin kararı diyecek ve hükümetin de desteği olduğunu söyleyecek. Korumaların diplomatik statüsü olsa bile, ABD’den çıkarken, kendilerine bir engel çıkarılsaydı, biz belki cayırtıyı koparırdık, ancak öyle yapılmayıp iş siyasi alana çekiliyor ve Meclis kararı alınıyor.
Siyaset bilimi ile uğraşmak işte burada devreye giriyor. Siz şimdi ne yapacaksınız?
Belli ki ABD Kongresi bu işi uzatacak, belki şimdi ihtar veriyor sonra cezalar isteyecek.
Mağdurlara tazminata, hatta korumaların ABD’ye sokulmamasına, yargılanmasına kadar gidecek.
Biz de düşünen araştırma yapan hiç kurum yok mu?
Bu korumalar, böyle bir olaya karışmadan akıl verecek kimse çıkmadı mı?
Ne biliyorsunuz, belki bizi ve Türkiye’yi bu duruma düşürmek için bir komplodur.
Ayrıca düşünmekten, bilimden söz ediyoruz, yaptıklarınızın sonuçlarını iyi görmekten tahlil etmekten söz ediyoruz.
İsmi üzerinde koruma, saldırı ekibi değil.
Cumhurbaşkanımızın ABD gezisi ile ilgili, bütün dünya TV’lerine bu haber geçildi. Ne konuşulduğundan bile pek kimse söz etmedi. Ne yazık ki, çevremizde önemli olayların olduğu bir coğrafi konumdayız.
Artık basında çıkmaya başladı, başta İran’ı, Irak ve Sudan’da sıkıştırmak için 40 bin askerin İncirlik’e geleceği söyleniyor.
Almanya İncirlik’ten çekilmek istiyor.
Suriye kaynıyor YPG’ye ABD ağır silah veriyor, RUS Ordusu sınırımıza yerleşip YPG’yi koruyor.
Merak ediyorum bizim a, b, c planımız var mı? Policy paperlarımız neler?
Bu işleri kim yapıyor?
Gerçekten sivil veya resmî o kadar çok politika enstitüsüne ihtiyacımız var ki.
Ayrıca bunları çok iyi düşünen, çalışan ehil kafalarla donatmamız gerek.
Yoksa 5 -10 korumayı yakmayalım.