Bülent Esinoğlu / Ulusalkanal
Ülkeler bölünüp parçalanırken, iç ve dış savaş eşzamanlı sürer. Tarih böyle söylüyor.
Kurtuluş Savaşı da, bu gerçeğin uygulanmasından ibarettir.
Erdoğan, “Ülkemizi bölmeyi parçalamayı düşünüyorlar. Amerika’ya karşı duruşumuz değişiyor.” Diyor.
Bu cümle herhangi birinin söylediği bir şey değildir. Yıllardır ülkemizin namuslu aydınlarının, gidişata bakarak, yaptığı bir tespitten ibarettir.
Demek ki durum öyle vahim hale gelmiştir ki, bu cümle ifade edilmek zorunda kalınmıştır.
Aydınlar veya strateji uzmanları bu cümleyi söylediğinde, “komplo teorisi” suçlamasıyla karşı karşıya gelirlerdi. Bu ifade artık devletin en üstünden söyleniyor.
“Bölme ve parçalama planının” artık ne kadar aşikar hale geldiğini gösteriyor.
Amerika’nın BOP Projesiyle getirdiği iktidar, şimdi Amerika’ya karşı büyük bir savaş vermek mecburiyetindedir.
ABD’nin Türkiye’yi böleceği “komplo teorisi” olmaktan çıktı. Ve gerçek oldu. İktidar mantığı ile namuslu aydın tespitinin birleştiği yerdeyiz.
Devletin tepesinde bu gerçeğin saptanmış olması çok önemlidir. Ancak yetmez.
İçimizdeki Amerika’ya (gladyo) müsamaha ederek, cephe gerisi tahkim edilemez.
Bir taraftan Amerika bizi bölüp parçalamaya çalışıyor diyeceksin, öte yandan, iktidarın içindeki Amerika’yı (siyasi ayağı) temizlemeyeceksin!
Bu taktirde biz bu Amerika ile savaşa bir sıfır yenik başlamış olacağız.
Söz olarak ifade edip, icraata geçmemek, durumu daha da kötüleştirebilir.
Şu anda örtülü olarak yürüyen Amerika Türkiye savaşı, Amerika ile kol kola yürütülecek bir iş değildir.
Bir önemli yanlışa daha işaret edelim.
ABD, YPG’ye silah yığınağı yapıyor. Ordu örgütlüyor. Lojistik ve istihbarat desteği veriyor. Suriye’nin kuzeyinde yeni bir devlet kuruyor. Bu durumda, biz de, diyoruz ki bu örgütlenmekte olan oluşum bize karşı bir yanlış yaparsa tepesine bineriz.
Suriye’nin kuzeyinde kurulmakta olan devlet ne kadar güçlenirse, müdahale etmek o kadar zorlaşır. Bedeli yükselir.
Bu tespitten hareketle şunu ifade edebiliriz.
Barzanistan’da da böyle yapmıştık. Şimdi Barzani hem Irak’tan hem Türkiye’den toprak istiyor.
Suriye’nin kuzeyinde bir devlet kurulmadan önce ne yapacaksak onu yapmalıyız.
Hassas süreçlerde, “zaman silahtan önemlidir”
NATO, Koalisyon Kuvvetlerine katılma kararı alınırken veto edebilirdik. İncirlik Üssünü, Diyarbakır Hava Üssünü ve Kürecik’i kapatabilirdik.
Hala Suriye meşru devleti ile işbirliği içinde olmamamız, Türkiye’yi Amerika ile birlikte olmaya zorluyor.
Dolayısıyla ABD bizi bölmeye çalışıyor sözü gökyüzünde kalıyor.