YAŞ kararlarına CHP’den bir değerlendirme geldi. Grup Başkanvekili Gök, Deniz Komutanlığı’na yapılan atamanın tartışmalı olduğunu söyledi. Gök, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
Kışlaya, adliyeye ve camiye siyaset girmemesi için iktidarı sürekli uyardıklarını dile getiren Gök, Türkiye’de özellikle son dönemde, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra söz verilmesine karşın liyakat sistemine uyulmayan atamalar yapıldığını savundu.
“Bilgisiz ve donanımsız isimler Büyükelçi yapıldı”
Gök, bunun bir örneğini büyükelçi atamalarında gördüklerini ifade ederek, yetkisi, bilgisi ve donanımı bulunmayan kişilerin büyükelçi yapılarak devletin itibarının zedelenmesine fırsat verilmesinin akıl alacak gibi olmadığını söyledi. Gök, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil edecek ehil kişilerin büyükelçi yapılması gerekirken bundan uzaklaşılmasının, iktidarın liyakattan ne anladığının tipik göstergesi olduğunu öne sürdü.
“15 temmuz liyakattan ayrılmanın sonucu”
Türkiye’nin bu yüzden çöktüğünü iddia eden Gök, 15 Temmuz’un, liyakattan ayrılmanın bir sonucu olduğunu ifade etti. Gök, son yapılan büyükelçi atamalarında iktidarın halen ders almadığını gördüklerini söyledi.
“Deniz Kuvvetleri ataması tartışmalı”
Gök, dün açıklanan YAŞ kararlarına bakıldığında Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki atamanın tartışıldığının görüldüğünü belirtti. Deniz Kuvvetleri Komutanlığının, Ergenekon ve Balyoz davalarının en çok sarstığı komutanlık olduğunu anımsatan Gök, o davaların orduda hiyerarşi ve teamülleri nasıl bozduğunu gördüklerini kaydetti. Gök, iktidarın seyirci kaldığı, hatta çanak tuttuğu olaylar, davalar sonucunda Türk Silahlı Kuvvetlerinde hiyerarşik yapı ve teamüllerin bozulduğunu iddia etti. Gök, “Deniz Kuvvetleri Komutanlığına, liyakatlı atama yapıldıysa, atanan tüm komutanlara başarılar dileriz” diye konuştu.
“MEB’in Ensar Vakfı ile protokolü tam bir skandal”
Milli Eğitim Bakanlığının, geçen ay İlim Yayma Cemiyeti ve Birlik Vakfı ile imzaladığı protokollerden sonra Ensar Vakfı ile yaptığı protokolün tam bir skandal olduğunu öne sürdü. Bakanlığın bu protokollerle yetkisini, iradesini ve görevlerinin bir kısmını vakıflara, derneklere devrettiğini anlatan Gök, milli eğitimin birliğinden uzaklaşıldığını savundu.
Müftülere nikah kıyma yetkisi
Müftülere nikah kıyma yetkisi veren kanun tasarısına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Gök, Medeni Kanun’un, özellikle kadınları koruyan, evliliklerin resmi kayıt altına alınmasını temin eden, kadın haklarını güvenceye alan bir yasa olduğunu dile getirdi.
Gök, Türkiye’nin halen kayıt dışı evliliklerin yaşandığı bir ülke olduğunu kaydetti. Gök, İçişleri Bakanlığın denetim ve vesayeti dışında başka organa nikah kıyma yetkisi verilmesinin, karışıklıklara yol açabileceğini, son derece güç sorunlar doğuracağını belirtti. Gök, “Nikah kıyma yetkisini genişleteceksek o zaman herkes bu yetkiyi ister. Kalkar Cumhurbaşkanı, ‘Ben de kıyayım’ der. Türkiye’nin şartlarını bilerek, kadınların mağdur edilmeden İçişleri Bakanlığının vesayet ve denetiminde bu işlerin yapılmasında ülkenin sayısız yararı var” dedi.
“İç Tüzük konusunda 10 gün içerisinde AYM’ye gidilecek”
Levent Gök, TBMM Genel Kurulunda kabul edilen TBMM İçtüzüğü değişikliğine de değinerek, şunları kaydetti:
“İktidar ve destekçisi MHP’nin iş birliğiyle çıkartılan İçtüzük değişikliği, Resmi Gazete’de yayımlandı. İçtüzük çalışmalarını, Anayasa Mahkemesine götürme konusunda daha Meclise geldiğinden beri çalışma sürdürüyoruz. Sanıyorum 5-10 gün içinde Anayasa Mahkemesine yapacağımız başvuru dilekçesini hazırlamış olacağız. İçtüzük değişikliğinin Anayasaya aykırı gördüğümüz tüm hususlarını, Anayasa Mahkemesine götürmek suretiyle mahkemenin denetimini talep edeceğiz. Bu konudaki hazırlıklarımız büyük hızla devam ediyor. Dikkatli, titiz bir çalışma yürütüyoruz. Sanıyorum 10 gün içinde davamızı açmış olacağız.”
cumhuriyet