Prof.Dr. Tayfun Özkaya / Yurt Gazetesi
Yeni bir tarım bakanımız var. Ahmet Eşref Fakıbaba. Kendisi hekim. Başarılar dileriz. Bakan değişti, ama çiftçiyi ve tüketiciyi ezen tarım politikası değişmedi. Tarım Bakanlığına bir hekimin atanması biraz tuhaf. Örneğin sağlık Bakanlığına ziraat mühendisi atansa ne derdik. Ama ziraatçı veya veteriner tarım bakanları da farklı bir politika izlemedi. Bu saptamayı da yapalım.
Yaklaşan bayramlar da dikkate alınarak gıda ürünlerinde tüketici fiyatlarındaki artış yönetimi ürkütüyor. Merkez Bankasının “Enflasyon Raporu, 2017- III” yayını bu durumu ortaya koymaktadır. (http://www.tcmb.gov.tr)
Raporda şöyle yazıyor: “Gıda enflasyonundaki yükselişi büyük ölçüde yıllık enflasyonu yüzde 21,21’e ulaşan işlenmemiş gıda fiyatları sürüklemiştir… Taze meyve ve sebze yanında, bu dönemde öne çıkan bir diğer gelişme çeyreklik bazda yüzde 12,35 oranında artan kırmızı et fiyatları olmuştur. Bu hareket sonucu grup yıllık enflasyonu yüzde 20,17’ye ulaşmış, bu gelişmenin yansımaları lokanta-otel grubu fiyatları üzerinde yakından izlenmiştir. Bu doğrultuda, Haziran sonu itibarıyla canlı hayvan ve karkas et ithalatında uygulanan gümrük vergisi oranları düşürülmüştür. Ek olarak, buğday, mısır, arpa gibi hububat ürünlerine uygulanan gümrük vergisi oranlarında da düşüşe gidilmiştir.”
Kısacası Merkez Bankası da tüketici fiyatlarındaki artışa karşı gümrük vergilerinin düşürülmesinden başka çare görememiş gibi. Önceki bakan döneminde TMO (Toprak Mahsulleri Ofisi) buğday alım fiyatlarını ton başına 940 TL olarak açıklamıştı. Yani kilosu 94 kuruş. Hâlbuki piyasadaki bir süre önceki cari fiyatlardan bile aşağıda idi bu düzey. Bir önceki yıla göre artış oranı ise sadece yüzde 3,3 oldu. Oysa enflasyon oranı yüzde 10,9 idi.
Yeni bakan Fakıbaba bu politikada bir değişiklik yapmadı, aynı yolda devam etti. Toprak Mahsulleri Ofisi’ne buğday, arpa, mısır ve pirinçte, Et ve Süt Kurumu’na ise canlı hayvan ve et ithalatında sıfır gümrükle ithalat yetkisi verdi. Bu uygulanan politikalar ne anlama geliyor. Merkez Bankası ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına göre tüketici fiyat artışlarını ithalatı kolaylaştırarak önleyebilirsiniz. Bu politika kısa dönemde tüketiciye hizmet ediyor gibi görünse de buğday, arpa, et, süt üreticilerinin ezilmesine neden oluyor. Çünkü ucuz ithalatla tüketici fiyatlarını sadece bir süre sınırlayabilirsiniz. Uygulanan politika buğday ve et üreticilerinin eline geçen fiyatları aşağı çekmektedir. Trakya çiftçisi örneğin şu anda en çok etkilenenler arasında. Bakanlık hasat döneminde ithalat yapmayacağız diyorsa da, geçmiş olsun. Bunun haberinin bile çıkması çiftçinin üzerinde bir sopanın sallanması anlamına gelmektedir. Gerek hububat gerekse de süt ve et ürünlerinde büyük şirketler ve gıda üreticileri kuvvetli bir tekele sahiptir. Yıllardır süt üreticisinin eline 1 TL’nin biraz altında veya çok az üstünde bir fiyat geçmekte iken yoğurt, tereyağı, peynir, paketlenmiş süt fiyatları tutulamıyor. Sütte eline düşük bir fiyat geçen köylü de üretimden çekiliyor. Buğdayda da aynı şey oluyor. Sonuçta Türkiye buğdayı geçtim saman ithalatçısı bir ülke haline geldi.
Ülkenin %99’u bu uygulanan politikadan zarar görmektedir. Ama o yüzde bir var ya. Hegemonyalarını kurmuşlar bir kere. Gönüllü olarak politikalarını destekleyen çok insan var.
Orhan Kemal’in tiyatroya ve sinemaya uyarlanan eseri “Bekçi Murteza”’da sonda şöyle seslenilir: “Uyan bre Murteza”
Uyan çiftçimiz, tüketicimiz, Merkez Bankamız, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız.
yurt gazetesi
görsel: tarimdanhaber.com
