Süleyman Kılıç / Yurt Gazetesi
Ankara, erken seçimi tartışıyor. Mahalli seçim mi, genel seçim mi?
Siyasi geleneklere göre erken seçim kararları iktidarlara aittir. Buna da karar verecek olan çoğunluğu elinde bulunduran Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dır.
Başta CHP olmak üzere muhalefet yarın seçim olacakmış gibi hazır olmalıdır. Peki, CHP bir erken genel seçim ya da mahalli seçime hazır mı?
Bence CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hazır…
CHP örgütü için aynı şeyi söylemek zor. Bence iktidar mahalli ve genel seçimi aynı zamanda yapamaz. Zamanında yapmak ister. Ve sorunu gören Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan AKP içine yönelik net konuştu. Yenileşme diyor. FETÖ ile mücadele diyor.
Çok geç kalsa, kötü örnek olsa da yolsuzlukla mücadele etmeye çalışıyor.
Bu da AKP içini tef gibi geriyor. Bürokrasiyi de, iş dünyasını da…
Melih Gökçek gibi işgüzarlar da Erdoğan, CHP ile uğraşsın, geçmişteki ittifaklarımız sorgulanmasın, bizim kellemiz de kurtulsun, mantığı ile siyasi mikserlik yapıyor.
ByLock Şamil Tayyar’ın dediği gibi sadece İbrahim Şahin’de yok ki. ByLock damat, kız, gelin, oğul kanalıyla bakanların, bürokratların eve girmiş. Fetullah Gülen ile ilişkilerde organik bağlar kurarak adeta AKP ile siyam ikizi gibi olmuşlar.
Erdoğan’ın ameliyatı başarılı olmazsa AKP masada kalabilir. AKP içindeki ataleti atmak da çok zor! Dejenerasyon had safhada…
Bu sebeple Erdoğan iki seçimi bir birinden ayıramaz. Patiska siyaseti yapamaz. Bu hatayı yaparsa, iktidar patiska gibi “cart” diye üçe dörde bölünür. Erdoğan’a zaman lazım…
Özellikle dış politikada! Dış politikada yeni siyaset gütmek istiyor. Bu sebeple iki başlılığı ortadan kaldırmak için İbrahim Kalın’ı bakan yapmayı düşündü. Ama hatırı büyük olduğu kadar kabine içinde ağırlığı “sessiz sessiz” her geçen gün artan Başbakan Binali Yıldırım’ı kıramadı. ABD ve Rusya anlaştı, Suriye’den kısmen çekilecek.
Bu da PKK ve Rusya arasında saldırmazlık, Türkiye ile Rusya arasında da yeni bir uzlaşmazlık anlamına geliyor. Rusya Türkiye ile Suriye’de asla ittifak yapmaz. İran ile partnerdir. Suriye’yi kendi hükümranlık alanı içinde sayar. Türkiye masada oturamaz. Olsa olsa inşaat gibi hizmet sektöründe etkili olur. O da yıllar sonra…
Kim öle kim kala. Kıbrıs’ta sorun Katar ve Kıbrıs doğalgazına dayandı. İsrail ile de sorunlar büyüyor. Almanya ile ilişkiler ortada. Erdoğan dış politikada yumuşama politikası planlıyor. Ama her an ya da Eylül ayında durum daha da sertleşebilir. Yukarıda da söyledim. Erdoğan dış politikada işleri rayına sokmadan asla erken seçim sürünmek istemez.
Tabii ki, kendi isteği ile. Dış politikadaki gelişmeler mecbur bırakmazsa. O da her an mümkün. Erdoğan için en önemli sorun ekonomidir. Ekonomi iyi gitmiyor. Dış politikadan da olumsuz etkileniyor. İç politikada en önemli sorun AKP içindeki kadro değişikliğidir. FETÖ davalarıdır. Akın Öztürk dâhil 15 Temmuz kanlı darbe planına katılanlar henüz siyasi konularda konuşmadı.
TSK içini ve orada olanları da. Bu itibarsız ihtilal heveslilerinin sözlerinin anlamı yok demeyin. Siyam ikizi meselesi. Kabine revizyonunda etkili olan Başbakan Binali Yıldırım, TSK terfilerinde istediğini tam alamadı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın da emekliliğini istediği biliniyor. Buna karşı çıkan Erdoğan’ın gerekirse 2017 sonunda ikinci bir askeri şura yapılabileceği gerekçesiyle Akar’a sahip çıktığı da artık sır değil.
Peki, CHP ne yapmalı? Seçime hazır olmalı! Bunun için de gerekirse altı ayda bir kurultay da toplayabilir. Kavga etmemek şartıyla!
Ulusal konularda iktidarın yanında durmaktan kompleks duymamalı.
Erdoğan ile de milli mutabakat sağlanacak konularda bir araya gelmekten çekinmemeli.
AKP içindeki FETÖ bağ- lantılarını, yolsuzluk ve adam kayırmaları belgeleriyle gözler önüne sererek, iktidar alternatifi olduğunu beyinlere kazımalı.
Erdoğan’ın bütün dezavantajlarına rağmen AKP içindeki yenileşme çabalarını görerek ders almalı.
Referandumda sağlanan yüzde 49 hayır oyu ve Adalet yürüyüşü ile başlayan birlik ve bütünlük fotoğrafını bozmadan yoluna devam etmelidir.
Yüzde 49’luk cumhuriyetçi demokrat blok ile birlikte…