Tuncay Mollaveisoğlu / Yeniçağ
“Her şerde bir hayır vardır” sözü bir kez daha kendini ispat etti.
Tüm engellemelere rağmen yeni parti kuruluyor.
Bugünden baktığımda “iyi ki önleri kesildi” diyorum. Çünkü zorunluluklar ve Türkiye’nin büyük beklentisi, onları partileşmeye taşıyan sürecin basamaklarını oluşturdu.
Meral Akşener ve ekibinden söz ediyorum… Yol ve dava arkadaşlarından…
Siyaset arenasında hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, Saray’ın tüm strateji ve taktikleri artık Akşener’i durdurmak üzerine kuruluyor…
***
Bütün dikkatler onların üzerindeyken hatasız bir süreçle bugüne geldiler.
Yeni partinin içinde Meral Akşener’in liderliği tartışılmaz. Türkiye’de lider odaklı dolayısı ile lider hedefli bir siyasi kültür var.
Akşener bu anlamda ateşten gömleği giydi… İlk günden bu yana, kendisi daha MHP’deki mücadelenin içindeyken bile AKP’nin hedefinde olmasının nedeni de buydu…
Türkiye’nin çölleştirilen siyasi ikliminde bir bayrak gibi orada duruyordu… Siyasi olarak “sakıncalıydı”…
AKP’nin açık hedefi olmasının yanında MHP yönetimi de, en ağır itibar namlularını Akşener’e çevirmişti…
Ne oldu?!
Atılan sayısız iftira, bu köşede yer veremeyeceğim aşağılık yalanlar Meral Akşener’in duruluk, sadelik ve samimiyet ile ördüğü aurasında parçalandı.
Her iftira ve engel onu daha güçlü kıldı… Koşullar Akşener’i tarihi görevine, siyasi parti liderliğine taşıdı…
Heyecanı canlı tutmak…
Partinin kurucularından Prof. Dr. Ümit Özdağ yeni partinin çerçevesini Hürriyet Gazetesi’ne verdiği röportajda açıkladı…
Parti kurucularının ve ekibinin henüz netleşmediği anlaşılıyor. Bu konuda çalışmalar ve değerlendirmeler sürüyor.
Kısa zamanda bu isimlerin açıklanması ve yeni partinin toplumda oluşan heyecanı sürekli canlı tutması gerekiyor…
Yeni parti, her gün gündeme gelecek bir açıklama ile Ekim ayına kadar üzerine çevrili dikkatleri devam ettirmeli… Toplumun; “Akşener ne yapıyor?” sorusuna hemen her gün, mümkünse farklı isimler üzerinden bir yanıt verilmeli…
***
Meral Akşener’in parti hazırlığı yaptığı günlerde;
“Hiçbir şey zamanı gelmiş bir fikir kadar güçlü olamaz” diye yazmıştım…
Bu söz de kendini ispat ediyor…
Hemen her kesimden; Akşener’e ilgi büyük… CHP’den, Saadet Partisi’ne, AKP’den Vatan Partisi’ne kadar… MHP seçmeni ise yüzde 80 oranında yeni partinin çatısı altına girecek gibi görünüyor…
Dahası var… Diyarbakırlı bazı dostlarımdan Meral Akşener’in partisi ile ilgili çok olumlu dönüşler aldım… AKP’nin yıkım politikalarından bunalmış, PKK ile arasına mesafe koyamayan HDP’ye de küskün seçmenler Akşener’in yeniden huzuru getireceğine inanıyor…
AKP’de de bu fotoğrafı görenler var…
Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ verdiği bir röportajda; “AK Parti içerisinde MHP’den, BBP’den gelmiş yüzde 10’a yakın oy var. Ülkücü kesim içeride yeterince temsil edilmiyor.” diyor…
Özdağ, Saray’a; Saadet Partisi, HDP, Milliyetçiler ve kendi küskünleri ile “barış” mesajı da veriyor!
Ateş bacayı sardı yani…
Bir başka açıklamaya dikkat;
AKP’li Hayati Yazıcı;
“Alan boşluğu bırakmadık ki, Meral Akşener nereye sığacak, nereye konuşlanacak bilmiyorum!” dedi…
Sayın Yazıcı çok yanılıyor… Evet, DYP ve ANAP liderleri yıllar önce AKP’ye karşı seçimde koalisyon yapacakken “ne olduysa” vazgeçip havlu atmayı “tercih ettiler!”
Demokrat Parti ve HAS Parti liderlerini de “makam mevki” ile AKP içinde erittiniz. Ama liderlerin “ikna edilmesi” onlara oy verenlerin de iknası anlamına gelmiyor…
AKP gerçekten de, özellikle sağ siyaseti çölleştirmek için her türlü enstrümanı kullandı… Ancak teslim olan her lider, Türkiye’deki yeni parti ihtiyacını şahlandırdı…
Yazıcı’nın “kapattık” dediği boşluk hiç olmadığı kadar büyüdü…
Bu nedenle Meral Akşener’in daha adı geçtiğinde, yüzde 25-30 oy oranları gündeme geliyor…
***
Saray’ın siyaset satrancında “şah” olarak gördüğü tek bir isim var… O da Meral Akşener…
Akşener yeni partisi ile Türkiye’nin büyük sıkıntılarına rağmen “rakipsiz/yarışsız” siyaset yapan, “garantili” koltuk ve iktidar oyunu oynayanların tekerine çomak soktu…
Saray’ın erken seçim dahil tüm hamleleri, Erdoğan’ı mat etmek için yola çıkan Akşener’i durdurmak üzerine…
