Dünya Beyin Kongresi uzun uğraşlar sonucu İstanbul’da gerçekleştirildi. Sözcü gazetesi yazarı usta gazeteci Uğur Dündar, kongre öncesi ve sonrasında yaşananları köşesine taşıdı.
Dündar kongre için Türkiye’ye birçok ülkeden bilim insanının geldiğini anlattığı yazısında; kongreye hükümetten tek bir kişinin bile katılmadığını belirtti.
Uğur Dündar’ın “Sağlık olsun!..” başlıklı yazısı şöyle:
“Kırk yıl uğraştılar.
Dile kolay tam kırk yıl boyunca durmadan çalıştılar.
Dağ gibi engelleri aşıp, kırkıncı yılda amaçlarına ulaştılar.
Dünya Beyin Cerrahları Kongresi’ni -hakkını teslim edelim- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok istemesi, öncü heyete Dolmabahçe Sarayı’nda yemek vermesi ve 1,5 milyon Euro tutan Kongre Sarayı ücretini de aldırmamasıyla, İstanbul’da yapmayı başardılar.
Gelenler arasında kimler yoktu ki… Örneğin İngiltere Kraliçesi’nin beyin cerrahisine getirdikleri yenilikler nedeniyle “Sir” unvanını verdiği seçkin bilim insanları… Adlarına üniversitelerde klinikler açılan, aldıkları ödüller sayfalar tutan geleceğin Nobel adayı saygın cerrahlar… Dünyanın dört bir yanındaki hastaların randevu alabilmek için yarıştığı yıldızlar…
“Orada terör riski var, gitmeyin” uyarılarına rağmen kırk yıllık çabayı ödüllendirmek amacıyla kongreye katılan cesur uzmanlar…
Kongre İstanbul’da pazartesi günü başladı.
Açılış konuşmalarında, Büyük Önder Atatürk, “O”nun eşsiz eseri Cumhuriyet ve bilime verdiği önem, övgüyle anlatıldı.
Beynin Piri Reisi olarak ünlenen Prof. Gazi Yaşargil’e belki de hayatının en anlamlı ödüllerinden biri sunuldu.
Başarılı olan diğer cerrahlara plaketleri takdim edildi.
40 yıllık çabanın ürünü olan bu gurur verici tablo, başta hocaların hocası Prof. Cengiz Kuday olmak üzere hazırlanmasında emeği geçen Türk beyin cerrahları tarafından gözyaşlarıyla seyredildi.
Her şey çok güzeldi.
Salon, organizasyon, konukların ağırlanması, oteller, Koç Müzesi’ndeki muhteşem resepsiyon, hepsi 10 numaraydı…
Yani böylesine görkemli bir etkinlikte olması gereken her şey vardı.
Bir şey hariç:
Hükümetten kimse yoktu!..
Örneğin Sağlık Bakanı!..
Haydi o gelemedi diyelim, Müsteşarı da yoktu!
Onu da geçtik, koskoca bakanlıktan bir genel müdür hatta İstanbul Valisi, İl Sağlık Müdürü, belki inanmayacaksınız ama Kongre Sarayı’nın bağlı olduğu ilçenin sağlık müdürü bile ortalıkta görünmüyordu!..
Bu garip durum karşısında
herkes birbirine bu ilgisizliğin, bilime sırt dönülmüşlüğün nedenini soruyordu.
Bu arada medyada günlerdir Türkiye’nin kaç coğrafi bölgeden oluştuğunu bilemeyen büyük (!) kanaat önderi Rıdvan Dilmen’in yeri göğü inleten (!) röportajı konuşuluyordu!..
Bu çok önemli olay dururken, kongreyi konuşmak, medyaya absürt geliyordu!..
İroni bir yana, beyin sağlığı konusundaki dünya kongresine ülkenin sağlık politikasından sorumlu olanların ilgisizliği karşısında söylenecek çok şey vardı ama…
“Beyinle” ilgili o sözler, boğazlarda düğümleniyordu.
Sadece “Sağlık olsun” demekle yetiniliyordu!”
Odatv.com