Bülent Esinoğlu / Ulusalkanal
Amerika’nın Zafer Çağlayan’ı tutuklayacağını ilan ettiği günden beri, yeni bir tehdit anlayışı ortaya çıktı.
“Amerika Türkiye’ye müdahale edecek.”
Oysa Amerika Türkiye’ye her gün, taksit taksit müdahale ediyor.
Bugün, neden Rusya’dan S-400 savunma silahları aldın diye tehdit ediyor. Ertesi gün, Zarrap üzerinden yeni tutuklayacağı listeyi çıkaracağım diye müdahale ediyor.
Bir başka gün, Kuzey Irak’ta Bağımsız Kürdistan Referandumu yapacağım diye müdahale ediyor.
Suriye’nin kuzeyinde PKK ile birlikte yeni bir devlet kurmak üzere her müdahale ediyor.
DEAŞ teröristlerini Türkiye’ye göndermekle müdahale ediyor.
Katar’daki Türk Üssünü bahane ederek müdahale ediyor.
İran ile iyi ilişki kurma diye müdahale ediyor.
Suudi Arabistan’da sanki demokrasi varmış gibi Türkiye’de demokrasi ve hukuk yok diye müdahale ediyor.
İç savaş çıkarmak üzere tehdit ediyor. (Bunu denedi maşalarıyla beraber hendeklere gömüldü)
Günlük müdahaleler fayda etmeyince toptan bir geçede, 15 Temmuz operasyonuna girişti, bu müdahale de işe yaramadı.
Erdoğan bahane edilerek yürütülen bu müdahalelerden sonuç almayan Amerika’nın, tek çaresi kalıyor. Türkiye’ye savaş ilan etmek.
Bunun içinde, ‘sen Kürtlere zulüm yapıyorsun’, biz de Kuzey Suriye’deki kuvvetlerle sana dersini vereceğiz deyip, savaş ilanı…
Böyle bir savaş Türkiye Amerika savaşı olmaz. Tıpkı Kurtuluş Savaşında olduğu gibi Türkiye ve Rusya’nın ABD’ye karşı savaşı olur.
Bu sebepten savaş mavaş açamaz. Rahat olun.
Zarrap meselesi doğrudan İran Türkiye meselesidir. Amerika Türkiye’ye Zarrap üzerinden bir operasyon yürütüyor.
İçerdeki Amerikancıların konuyu yolsuzluk üzerinden tartışmaya açması; İran Türkiye yakınlaşmasını tıpkı Amerika gibi istememelerindendir.
S-400 Hava Savunma silahları NATO silahlarıyla uyumlu değilmiş.
İyi ki değil.
Uyumlu olmadığı için satın aldık. NATO ile uyumlu silahları sadece ABD’nin düşmanlarına karşı kullanabiliyoruz. Ya ABD düşmanımızsa nasıl edeceğiz?
Düşmandan(ABD) hava savunma silahları alacağız diye on yıllarca yalvardık. Satmadı. İçerdeki Amerikancıları kullanarak, ürettirmedi.
İçerdeki Amerikancılar mevcut savaş ikliminin farkında olmadıkları için s-400’ler uyumluydu, uyumsuzdu sorusuna takılı kalmışlar.
Bir de neden yerli üretmiyoruz diye soruyor, Amerikancılar!
Sayenizde üretemedik. Ben Amerikan savaş uçağından başka uçağa binmem diyen Hava Kuvvetleri komutanlarımız oldu.
Elbette Türkiye’de üretsek hepsinden daha iyi. Üretme iradesi ancak ABD tehditleri yükselince ortaya yeni çıkıyor. Geciktik ama ne yapalım?
Savaş gelmiş kapımıza dayanmış, coni kapımızı tekmeliyor.
Erdoğan’ı dışardan içerden tehdit ederek Avrasya yolundan çevirmeye çalışıyorlar.
Bilmiyorlar ki hem ABD için hem de Erdoğan için o işler 15 Temmuz gecesi bitti.
Artık, ne ABD Türkiye diyebilir, ne de Erdoğan yeniden Amerika diyebilir. Devletin canına kast etmiş bir Amerika orada dururken Erdoğan yeniden ABD diyecekmiş.
Halktaki anti Amerikancı yükselişi durdurmak için “Erdoğan bir günde döner” propagandasını işliyorlar.
Zarrap’ı içerdeki CIA ajanları kandırıp Amerika’ya götürüp tutukladılar. ABD’nin bundan sonra Türkiye’ye vereceği söz ve vaat yalan çıkacaktır.
Aslında Zarrap örneğinden daha güzel örnekler var. Saddam’ın ABD dostluğu sonu Saddam’ın idamı. Kaddafi aynı…
Kandırma, kandırılma dönemini geride bıraktık. Türkiye’ye ABD tarafından uzatılacak her HAVUÇUN zehirli olduğunu canlar vererek öğrendik.
