Arslan Bulut / Yeniçağ
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Tahran’da İranlı mevkidaşı Bakıri ile görüştü. Bakıri, görüşmeden sonra “İran ve Türkiye, Irak’ın toprak bütünlüğü ve birlikteliği için ortak görüşe sahiptir ve referandumu kabul etmiyor.” dedi.
Bakıri, “İki ülke silahlı kuvvetleri, bundan sonra eğitim, karşılıklı tatbikatlarda bulunmak, sınır güvenliğinin sağlanmasında tecrübelerden yararlanmak hususlarında daha geniş iş birliği yapacak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tahran ziyareti ile bu iş birliği tüm alanlarda artacaktır.” diye konuştu.
Akar da, “Ekonomik ve siyasi ilişkilerin yanında askeri ilişkilerimizi de geliştirmeye çalışıyoruz, özellikle terörizmle mücadele ve sınırların güvenliğinin sağlanmasında karşılıklı olarak anlaşmaya vardık” dedi.
Tayyip Erdoğan da Tahran ziyaretinde Irak’ın kuzeyindeki referandum konusunda ortak bir karara varacaklarını bildirdi.
***
Her zaman ifade ettiğim gibi bölge ülkelerinin ortak hareket etmesi, emperyal projeleri bozar. Özellikle Türkiye ve İran’ın birliği, başta Irak ve Suriye olmak üzere diğer bölge ülkelerini de rahatlatır. “Suudi Arabistan dışında” demek istemiyorum. Zira bu iş birliği, ileride Suudi Arabistan’ı da sömürgenlerin elinden kurtarabilir.
ABD, İngiltere ve İsrail, 22 İslam ülkesinin haritasını değiştirmeye dayanan Büyük Orta Doğu Projesi için İhvan, IŞİD, PKK, PYD gibi örgütler kurdurarak bölgeyi kana buladı ve istikrarsızlaştırdı. Daha doğrusu bu bölgede “terör istikrarı” oluşturdu. Ne zaman bir bölge ülkesi, koalisyonun ayağına bassa, karşılığını bir terör saldırısı veya bölgesel bir savaşa sürüklenmek olarak alıyor. Artık bu gidişe bir son vermek gerekir!
***
Bilindiği gibi Şiilik İran’ın resmi mezhebi… İran, Irak ve Suriye’de olup bitenleri, Irak’taki Haşdi Şabi örgütüne bağlı Asaib Ehli’l Hak lideri Hazali‘nin dediği gibi “Bir Şii dolunayı oluşturmak” için değerlendirmez de adımlarını, sık sık açıkladıkları gibi “İslam dünyasının barış ve huzur içinde yaşaması” için atarsa, hem kendisi hem Türkiye hem de bütün İslâm dünyası kazanır..
Zaten Haşdi Şabi grubu içinde Türkmen komutanlar ve 2500 Türkmen savaşçı var. Yine Haşdi Şabi grubu içinde Şii din adamı Mukteda Es Sadr‘ın liderliğini yaptığı “Sadr Grubu”ndan ayrılanlar tarafından kurulan Asaib Ehli’l Hak örgütü de yer alıyor. Bölgede ABD’ye kan kusturan ve savaşçı sayısı on bini bulan bu örgütün lideri Hazali, Kerkük ve Musul civarını kastederek, “Barzani’nin gasp ettiği toprakları bir ayda alacağız.” diyor. Hazali, daha önce de Musul’u kurtarmayı kastederek, “Hz. Hüseyin’in intikamını alacağız” demişti.
***
Kan dökülmesini öngören bu tür çıkışlar yerine, Lübnan Hizbullahı’nın lideri Hasan Nasrallah gibi bölgeyi bir bütün olarak gören mesajlar vermek gerekir.
Nasrallah, Irak’ın kuzeyindeki referandumu, “Bölgenin bölünmesinin ilk adımıdır” diye yorumladı.
Nasrallah, “ABD ve İsrail, IŞİD tehlikesinin bertaraf edilmesinin ardından asıl planları olan bölge ülkelerini parçalama politikasına geri döndüler. Irak’ın yanı sıra, sırada İran, Suriye, Lübnan ve Filistin de var. Bölünmeler, bölgenin, ne zaman biteceğini Allah’ın bileceği iç savaşlara sürüklenmesi anlamına gelir” uyarısı yaptı.
Kısacası, Türkiye, meseleye Sünnilik, İhvancılık; İran da Şiilik açısından bakmaz da ortak güvenlik için gereken tedbirleri alırsa, emperyalistlere bu bölgede tasını tarağını toplayıp gitmek düşer! Irak ordusu da Türkiye ve İran’ın ortak askeri harekâtını destekleyemeye hazır!