anadoluverumelimedya.com

Kadınlar o yasaya neden karşı

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, “Müftülük Yasası” olarak da bilinen Nüfus Hizmetleri Kanunu’yla ilgili bir açıklama yaparak, tasarının ana maddeleri üzerinde tespitlere yer verdi. Güllü, asıl meselenin, toplumu ikiye bölecek olan dini ve resmi nikâh ayrışmasının tartışmaya açılacak olması olduğunu vurguladı.

Reklam alanı

Güllü, 28 Temmuz tarihinde de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben bir mektup kaleme almış, yasa tasarısıyla ilgili tedirginliklerini dile getirmişti.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü’nün açıklaması şu şekilde:

“28 Temmuz 2017 tarihinde yasa tasarısı ile ilgili tedirginliğimizi sahada 41 yıldır çalışan bir örgüt olarak tecrübemizin yansıması ile hem tasarıyı sunan Adalet ve Kalkınma Partisi genel Başkanı hem de Cumhurbaşkanı olması sıfatı ile Sn Cumhurbaşkanına hitaben bir mektup kaleme almıştık.

Öncelikle tasarının Vatandaşlarımızın evlenme işlemlerini kolaylaştırmak ve daha kolay ve seri bir şekilde hizmet almalarını sağlamak amacıyla il ve ilçe müftülüklerine de yetki verilmesi genel gerekçesi kargaların bile güleceği tarzdan bir bahanedir.

Tasarının ana maddeleri üzerinde tespitlerimiz ise;

Madde 5: (4) Sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılır. ‘Beyanın teyidi amacıyla mülki idare amirinin emriyle aile hekimlerinin aracılığıyla araştırma yaptırılır’ demekte. Bu maddeye eski kanundakine ek olarak yukarıdaki yazılanlarla eklemeler yapılmakta.

Aslında herhangi bir zorlayıcı ya da ceza gerektiren konum yok.‘Yaptırılır’ kelimesi keyfiyete bırakılarak yapılacak bir iş olayını tarif etmekte. Böylelikle mülki idare amiri tarafından kendisine bildirilecek vakaları takip edip etmemekte serbest.

Ya da nüfus idaresi bildirimi hangi aralıklarla yapacak konusunda mutlak bir yönetmelik çıkarılacaktır, ancak bu sözlü bildirim erken yaş evliliklerini artıracaktır düşüncesindeyiz. Çünkü kontrol maddesini zorlayıcı unsur yok.

Şöyle ki aile hekimi kontrolünü de kontrol mekanizması içinde gösteren tasarı maddesi bizi şu açıdan tedirgin etmekte: Aile hekimliği nerelerde bulunur il ve ilçelerde. Oysaki bu madde eski yasada yer alırken köylerde ulaşım zorluklarından kaynaklanan duruma çözüm üretmeyi amaçlarken şimdi aile hekimleri ilçe ve illerde. Bu beyanın içine gizlice dahil edilmekte…

2015 yılında Anayasa mahkemesinin iptal ettiği resmi nikâh olmadan dini nikâh kıyan imamlara ceza maddeleri ile zaten resmi nikah olmadan da evlilik akdinin geçerli olduğu ilan edilmiş ve bu nedenle yapılan evliliklere bu kurtarıcı bir madde olarak gelmekte…

MADDE 6: 5490 SAYILI KANUNUN 22.Cİ MADDESİNİN İKİNCİ FIKRASINA İL VE İLÇE MÜFTÜLÜKLERİNE İBARESİ EKLENMİŞTİR

Anayasa Madde 2: Değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen hükümlerinden

‘Türkiye Cumhuriyeti demokratik laik ve sosyal bir hukuk devletidir’ ilkesinin Anayasa 174/4  maddesi ile koruma altına alınan Devrim Kanunları içinde olan ‘evlilik akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağı hükmünün  ve Medeni Kanunun resmi nikah hükmünün ihlaline yol açacaktır.’

Şahısların birbirleriyle eşitlik esasına dayanan ilişkilerin  düzenlediği kanuna aykırı düzenleme getirilmeye çalışılıyorsa  aklımıza İslam hukuku kaideleri mecburen geliyor.

Unutmayalım belediyeler Medeni Kanunun Medeni Hukuku ifadesi ile ilişkileri düzenleme yetkisinde sadece nikâh akdini düzenler. Oysaki yetkinin verileceği Diyanet kurumunun asli görevi din ile vatandaşı buluşturmadır.

Konunun tehlikeli boyutu tam da bu noktadır. İçinde yaşadığımız günlerde kadın erkek eşitliğinden uzak ve kadını ikincilleştiren din ile terbiye eden zihniyete tanıklıklarımız bizi bu noktada derin düşündürüyor.

MADDE 13 Bildirim Yükümlülüğü

(6) Huzurevi, yetiştirme yurdu, cezaevi, öğrenci yurdu gibi yerlerde kalanların adres bildirimleri maddesine sığınma evinde kalanlarında eklenmesi gerekir. Tam 4 seçim dönemimde bu evlerde kalan kadınlar oy kullanamadılar.

MADDE 25: Tescil yetkisi başlığı ile tasarıya  aslında AİHM kadının soyadı kararı ile ilgili olarak nüfus müdürlüklerinde yapılma kolaylığı eklentisi beklemekte iken eklenen aşağıdaki madde ile erkek egemen zihniyet kendini göstermiştir.

(B) Eşinin soyadı ile birlikte  önceki soyadını kullanan  kadının sadece eşinin soyadını kullanmak istemesi durumunu kolaylaştıran bu madde, evlilik öncesi kabul ettiği anlaşmayı erkek egemen zihniyet ya da mahalle baskısı nedeniyle değiştirme düşüncesin baskısı olarak yorumlanabilir. İçinde bulunduğu koşulları kaybetmemek adına kadın mecbur bırakılmakta.Yaşadığımız saha tecrübelerinden edinilmiş bilgidir. Öngörü değil.

Madde 31: 5901 SAYILI KANUNUN 16. MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (c)

Bendinde yer alan kamu düzeni ibaresi  kamu düzeni ve genel ahlak şeklinde değiştirilmiştir.

Genel ahlak kriteri nedir. Bu madde yabancı ile evlenecek kadın ve erkek için kullanılmıştır. Ancak toplum Bağdat caddesinde gece 2’de tecavüze uğrayan kadın için o saatte sokakta işi neydi sorusunu sorarken kadın ve erkek için ayrı bir kriter yaratmakta. Öyleyse burada da kriter ne olacak sorumuza cevap bulmalıyız. Hatırlayın Beyoğlu’nda evinde öldürülen sanatçı Deniz Değer için de söylenen cümleler hafızalarımızda silinmedi, sanatçı olmakta sorun olacak yabancıların vatandaş olmasında ve bu başka açılardan da toplumu baskı altına alacak. Genel Ahlak kriterleri kadın mücadelesinin yabancısı olmadığı bir terim.

Genel çerçeveden baktığımızda bizi rahatsız eden olgular bunlar, ancak asıl mesele toplumu ikiye bölecek dini ve resmi nikâh üzerinden ayrışma ve kadınlara medeni hakların tartışmaya açılması.

MEDENİ HAKLARA TIRPAN VE GÜVENCE EKSİKLİĞİ

Şimdi asıl mesele bu konu.

Geriye dönüp baktığımızda yaşamımızın son 15 yılı bizi ne yazık ki korkutmakta. Etek boylarına, göğüs dekoltelerine, hamilelerin sokakta gezmesine, kırmızı ruj sürmeye, tayt giymeye, doğum tercihinize, evlilik kararınıza varıncaya kadar karışan,yatak odalarının neredeyse mütemmim cüz’ü olan düşünce yapısıyla din üzerinden terbiye edilmeye çalışılan ‘kadınlar olduk’.

Bunun yansımalarını da Devlet koruması altındayken öldürülerek ve sokakta yürürken tanımadıklarımız tarafından darp edilerek aldık. Öncesinde, toplum yapısının nasıl etkileneceği konusunda ki söylemlerimiz kayıtlarda var.

Sorgulamadan uzak bireyler ve erkek tahakkümünde yaşayacak kadınlar olmayacağımız ve hemcinslerimizin de olmaması için mücadele edeceğimiz gün gibi aşikâr.

Bu nedenle ilk adım olarak TBMM İçişleri Alt Komisyonu Başkanı Kilis Milletvekili Sn. Mustafa Hilmi Dülger den komisyona çağrılmayı ve saha deneyimlerimizi, düşüncelerimizi, tecrübelerimizden kaynaklanan korkularımızı paylaşmayı talep ediyoruz.”

Odatv.com

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.