Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
Devlet Planlama Teşkilatı.
Şimdiye kadar hiç üzerinde düşünmemiştim.
Ancak bugün Teog’un yerine nasıl bir sistem geldiği açıklandı.
Bunun üzerine ben Devlet Planlama Teşkilatı konusunda düşüncelere daldım. Hayatımda ilk defa.
Teog’un yerine gelen sistem şu: Her öğrenci evine en yakın 5 okuldan birine gidecek.
Son yıllarda devletin okulları birer birer dönüştürüldü. İmam Hatip oldu neredeyse hepsi.
Öğrencinin evine yakın 5 okul. Bu okulların kaçı İmam Hatip? Hepsi olmasın? Ya da hepsiye yakını?
Bu konuda bir araştırma var mı? Yani devletin bakanı çıkıp diyebiliyor mu “Her mahallede olan okulların beşte biri şu, beşte biri bu… ” Böyle bir araştırma, açıklama var mı? Böyle bir çalışma yapıldı mı?
Eğer her mahalledeki 5 okulun beşte birden fazlası imam hatip ise bu şekilde bir karar alarak öğrencilerin demokratik eşit eğitim hakkını gaspediyorsunuz demek oluyor.
Devlet Planlama Teşkilatı bu konunun neresinde? Bu teşkilat ülkenin eğitim sistemi için şu kadar fen lisesi, şu kadar açık lise, şu kadar … diye bir hesaplama yapıyor mu? Nüfusa göre ülkenin ihtiyacı olan meslekleri öğretecek olan okulların miktarı konusunda araştırma ve planlama yapan teşkilat hangisi? Böyle bir çalışma varsa, bu çalışmanın sonuçlarını göz ardı eden bölüm hangisi? Bu bölümü uyaran bölüm hangisi? Ve de hatta bu bölümü uyarmayan bölüm hangisi?
Bu teşkilat Milli Eğitim Bakanlığı olamaz. Çünkü gördüğümüz “halk istiyor” şeklinde, hiç bir şekilde kanıtlanmamış bir iddia üzerine okulları İmam Hatipe dönüştürdüğü bu bakanlığın. Bu tavırda ülke gençliğini çağımızın mesleklerine doğru orantılarda yönlendiren bir yaklaşım yok.
Bütün halk yalvar yakar imam hatip isteseydi bile, devlet bunu yine de belirli bir sayıda tutmak durumunda olurdu ki, durum bunun tam tersi.
Sonuç olarak: Devlet Planlama Teşkilatı bu olayların neresinde?
Eğer bu beş okuldan en az dördü imam hatip ise, bu bakanlığa Milli Eğitim Bakanlığı adı mı yakışır, yoksa Dini Eğitim Bakanlığı daha mı uygun düşer?
Ayrıca haberlerden: Sinoplu vatandaş para etmiyor diye 1200 nar ağacını sökmüş. 2 gün önce haberlerde Malatya’da para etmiyor diye 2 milyon kayısı ağacı sökülmüş.
Devlet Planlama bu işin neresinde? Tarım Bakanlığı hiç bir yerinde değil, olsaydı çiftçi bu duruma düşmezdi. Çiftçi ile bağlı olarak ülke tarımı bu duruma düşmezdi.
Avrupa Birliği çiftçilerini sübvanse ediyor. Bu suretle onlar varlıklarını devam ettiriyorlar ve ve ürünlerini rahat rahat yetiştirip bizlere satıyorlar. Bu suretle o ülkeler hem tarım alanlarına sahip olmaya devam ediyorlar, hem vatandaşlarını göçe mecbur bırakan politikalar oluşmak durumunda kalmıyor, hem de para kazanıyorlar. Bir tarım ülkesi olarak bütün tarım ürünlerini ithal etmek ayıbı ise hangi plan programın ürünü, bu durumu uygun bulan tek bir vatandaşımız var mıdır?
Ülkenin üretim politikasının ne olduğunu kim belirleyecek?
Bu ülke vatandaşı olmak demek mutsuzluk garantili nüfus cüzdanına sahip olmak mı demek? Çiftçimizi kucaklayan bir politika var mı?
Devlet Planlama Teşkilatı neyi planlıyor?
Diyorum ki Milli Eğitim ve Milli Tarım konularına el atarak uzmanlığını bir konuşturmaya başlasa. Bakanlıklar bunu yapamıyorlar, bu kesin!