Bülent Esinoğlu / Ulusalkanal
Bölgemizde etkinliğini kaybeden emperyalizm, Suudi/İsrail ortaklığını kullanarak yeni bir plan geliştirmeye çalışıyor.
Planın ilk hedefi Lübnan Hizbullah’ı ve İran’dır.
Lübnan Başbakanı Harriri’nin Suudiler tarafından istifa ettirilmesiyle başlayan süreç hızla ilerliyor.
*İran ve Hizbullah üzerine baskıyı artırmak.
*Suudilere askeri ve istihbarat desteği vererek Yemen’de bir zafer kazandırmak.
*İddia ettiklerine göre bölgeyi tahrip edip, egemenliği altına alan İran’ı raptı-zapt altına almak.
*Hizbullah’ı Lübnan’da etkisiz hale getirerek, Lübnan’ı yeniden iç savaş içine dahil etmek. Buradan Suriye’de kaybettikleri mevzileri yeniden kazanmak.
* Bölgedeki Rusya ve Türkiye etkinliğine son vermek.
Kısaca özetlediğimiz planın ana hatları şimdilik bu şekilde görünüyor.
Arkada saklı olan asıl amaç ise; petrolün dolar karşılığında satılmasını sürdürmek. Yani Amerika’nın bölge ülkeleri üzerindeki etkinliği devam ettirtmektir.
Peki Amerika Suudilere güvenerek bu yolculuğa çıkabilir mi? Çıktığı anlaşılmaktadır.
Devletten çok aşirete benzeyen ve devlet üzerinden akıl yürütmeye imkân vermeyen Suudiler bu işi yapar mı?
Evet yapmaya çalışır ama bu işten bir şey çıkmaz.
Suudiler, devlet ve millet olma yeteneğine sahip olmadan hiçbir şey yapamaz. Planları Trump’ın damadı yapar. Rolleri o dağıtır. Suudiler de oynar.
Bu durumdan bir sonuç daha çıkarabiliriz. ABD kendi gücü ile artık bölgede kalamayacağını anlamış, kalabildiği kadar bölgede kalmak için kala kala Suudiler ve PKK’ya kalmıştır.
Bence olaylar esas itibariyle Amerika’nın aczini göstermektedir.
Katar planının bir devamı niteliğinde sayacağımız plan da işlemeyecektir. Olan Suudi prenslere olacak, Arabistan bir kere daha kaybedecektir.
Başkalarının planlarında yer alanların hep kaybettiğini tarih bize söyler.
Amerika çarpışarak çekilmeyi yeğledi.
görsel: rasthaber.com