Basın Konseyi, gazeteci Oğuz Güven’in mahkumiyeti konusunda bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Gazetecilerin yargılanmaları, tutuklanmaları Türkiye’ye itibar kazandırmadığı gibi, tersine itibar kaybettirir” denildi.
Açıklama şöyle:
“Tek kelimeye 3 yıl hapis, dünyanın hiçbir demokratik ikliminde kabul edilemez. Cumhuriyet gazetesi internet sitesiOğuz Güven’e sadece 55 saniye yayında kalan bir tweet nedeniyle 3 yıl 1 ay 2 gün hapis cezası verildiğini üzüntüyle öğrendik.Trafik kazasında vefat eden Denizli Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper olayında ‘yazanları da rahatsız ettiği’ için sadece 55 saniye içinde yayından kaldırılan bir tweet hatası için verilen 3 yıllık hapis cezasının, ‘orantısız’ olduğuna inanıyoruz. Bir yayın yönetmeninin, böyle bir davada bu kadar ağır bir cezaya çarptırılması adalet duygusunu zedeler ve ‘intikam alma’ görüntüsü yayar. Bu nedenlerle Gazetecilerin yargılanmaları, tutuklanmaları Türkiye’ye itibar kazandırmadığı gibi, tersine itibar kaybettirir. Tüm gazeteci yargılamaları, ‘medyanın 4. Kuvvet olduğu’ dikkate alınarak değerlendirilmeli, gazeteciliğin ‘Demokrasinin olmazsa olmazı’ olduğu unutulmamalı, tutuksuz yargılama yapılmalıdır.”
TGS: BU HUKUK DEĞİL DÜŞMANLIKTIR
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Oğuz Güven’e verilen ceza sonrası açıklama yaptı.
Oğuz Güven’e 3 yıl 1 ay hapis cezası verilmesinin hukukla açıklanabilir bir yanının olmadığını belirten TGS açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu karar, hâli hazırda dört yönetici ve çalışanı cezaevinde tutulan Cumhuriyet‘e yönelik siyasi baskıların devamı niteliğindedir. Güven’e verilen hapis cezası gazetecileri düşman görme zihniyetinin bir ürünüdür. Oğuz Güven’e hem terör örgütü propagandası suçlaması hem de terör örgütü açıklamasını yayınlamak suçlamasıyla 3 yıl 1 ay hapis ceza vermek ‘basın özgürlüğü’nü ayaklar altına almaktır. Tüm baskılara, tehditlere, cezalara, hapisliklere rağmen gazeteciler gerçekleri yazmaya devam edecek. Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak Oğuz Güven’in yanında olduğumuzun bilinmesini ve bir an önce bu hatadan geri dönülmesini istiyoruz.”
birgün