Arslan Bulut / Yeniçağ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan‘a, “Çocuklarının, dünürünün, eniştenin, kardeşinin, eski özel kalem müdürünün vergi cennetlerinde kurulan bir şirkete milyonlarca dolar para gönderdiklerini biliyor musun?” diye sormuştu. Buna karşılık Erdoğan, “Açık açık söylüyorum, bana, şahsıma, aileme, dünürüme ve arkadaşlarıma yönelik -ki benim dünürüm, yazmak, çizmekten başka hiçbir şey bilmez. Hayatı yazmak ve çizmekle geçmiştir adamı müteahhit yaptılar.- bu tür iftiraları atıp, bunları ispatlayamayanlar ne kadar alçaksa bu iftiraları manşetleriyle, söylemleriyle yayanlar, bu iftiraları siyaset malzemesi yapanlar da aynı derecede müfteridir, alçaktır. Olmayan şey ispat edilir mi? Benim İsviçre bankalarında bir Allah kuruşu param yok ki bunu ispat edeyim. Böyle bir şeyi ispat ettiğinizde ben bu makamda durmam. Milletvekilliğinde durmam. Ama siz o makamlarda duracak mısınız ben onu merak ediyorum.” cevabını vermişti.
***
Kılıçdaroğlu, elindeki belgeleri açıkladı. Anlaşıldı ki Erdoğan‘ın gazeteci dünürünü değil diğerini kastetmişti.
Kılıçdaroğlu‘nun iddiaları özetle şöyle:
“1 Ağustos 2011, Man Adası devletinde bir Sterlinlik bir şirket kurulur. Belvey Limited Şirketi. Sahibi Sıdkı Ayan, 15 Kasım 2011’de bu şirketi Kasım Öztaş‘a devreder. Ben Erdoğan‘a bir soru soruyorum, tekrar. Sıdkı Ayan kimdir tanıyor musun? Eminim benden çok daha iyi biliyorsun kim olduğunu. Peki bu Kasım Öztaş‘ı tanıyor musun? Bu şirketin bütün kayıtları bizim elimizde. 15 Aralık ve 26 Aralık 2011 tarihinde Belvey şirketine 2,5 milyon Dolar para gönderiyorlar. Ziya İlgen 1 milyon 250 bin Dolar, Mustafa Erdoğan 1 milyon 250 bin Dolar… 27 Aralık 2011’de Osman Ketenci 1 milyon 250 bin Dolar gönderiyor. Mustafa Gündoğan, 1 milyon 250 bin Dolar.. Ahmet Burak Erdoğan, oğlu… 2 milyon 300 bin Dolar gönderiyor. Şimdi diyecekler ki, bunların belgesi var mı? Bütün bu paraların swift mesajları elimizde. Banka dekontları da elimizde. Bunlar resmi kayıtlardır. O şirketlerin kayıtlarında da var. Hepsinde var, hiç sağa sola kaçmaya gerek yok. Haysiyetli bir adamsan gereğini yapacaksın, nokta.“
Kılıçdaroğlu, bunları söyledikten sonra “Sevgili Erdoğan, sen Türkiye’yi yönetemiyorsun, felakete sürüklüyorsun. Ben senin bildiğin susan, iki tane koltuk verdik oturur sesini keser dediğin adam değilim. Ben bu milletin evladıyım.” dedi ve “30 milyar Dolar Suriyelilere para harcadığını söylüyorsun. Kimin için, nerede, ne zaman harcadın?” sorusunu da tekrarladı.
Şimdi soru şu: Belgelerin gerçek olup olmadığını incelemeye yani soruşturma başlatmaya hangi savcı cesaret edecek?
***
Denilebilir ki Tayyip Erdoğan, “Benim yurt dışına milyonlarca para gönderdiğim ileri sürülüyor. İspatlayamazlarsa…” demişti… Evet ama Kılıçdaroğlu, “Sen gönderdin” iddiasında bulunmamıştı ki…
Kılıçdaroğlu, şu anda Cumhurbaşkanlığı mevkiinde bulunan kişinin yakınlarının yurt dışında kurulan bir şirkete para gönderdiğini iddia ediyor! İktidar tarafından döviz bozdurmaya, altınını bankaya yatırmaya davet edilen vatandaşın, seçimler öncesinde bu iddiaları bilmesi gerekmez miydi?
Yurt dışına gönderildiği iddia edilen para, birkaç milyon Dolardır! Oysa 15 yıllık AKP iktidarında toplam 800 milyar Dolarlık ihale yapıldığı hesaplandı. Herkes biliyor ki kimseye komisyonsuz ihale verilmiyor! Yüzde 10 değil, yüzde 25 olduğu söylenen ve “havuz”da toplandığı bilinen komisyonların toplamı 200 milyar Dolar ediyor! Aylardır soruyorum; komisyonlar nerede, hangi ülkede?