SEBAHAT KARAKOYUN / Birgün
CHP, Anayasa Komisyonu Raporu’na eklediği muhalefet şerhiyle tartışmalı teklifle ilgili itirazlarını sıraladı. Muhalefet şerhinde, AKP’nin, 2014 yılındaki yerel seçimlerle ilgili bazı uygulamaları ve 16 Nisan’daki anayasa referandumundaki “mühürsüz oy pusulalarını geçerli sayan” kararı ile duyulan güveni temelinden sarsan YSK ile ilgili “ben yaptım oldu” mantığıyla bir yasa teklifi hazırladığına dikkat çekildi. CHP’nin muhalefet şerhinde seçim güvenliğini sarsıcı düzenlemeler şöyle sıralandı:
Seçmen kütüğünün doğruluğu
»Genel müdür ve yardımcısı ile daire başkanlarının atanması konusunda Kurul’un kullandığı yetkinin sadece Başkan’a verilmesi yanlıştır.
»Teklifin ilgili maddesinde seçmen kütüğünün hazırlanmasına, doğruluğu ve denetimine ilişkin yeterli hüküm bulunmamaktadır. Seçim güvenliğinin sağlanması ve mükerrer oy kullanımının önüne geçilmesi için kullanılan yöntemler, mutlaka yönetmelikte ayrıntıyla düzenlenmelidir.
Deneyimsizler göreve
»Teklif öngörüldüğü biçimde yasalaşırsa yaklaşık 450 seçim müdürü rotasyona tabi tutulacaktır. Bu kişilerin önemli bir kısmı ise istemeden de olsa mecburen emekliliğini talep edecek ve böylelikle sistemli bir tasfiye süreci başlayacaktır. Kurum hafızası da bu biçimde tasfiye edilecektir.
»Bu tasfiye ile yazılı olmayan kurallar konusunda bilgisi az, deneyimsiz kişilerin seçim müdürü olması olasılığı doğmuş olacaktır ki seçimlere şaibe bulaşma riski, hatalı sonuçlar çıkma endişesi artacaktır.
»Kurul personelinin işe alımında sözlü ve gerekirse uygulamalı sınav getirilmesi söz konusudur. Sözlü sınavların neden olduğu torpil, kayırmacılık ve liyakat ilkesi yerine sadakat ya da başka ilkeleri getireceği endişesi nedeniyle doğan sıkıntılar yazılı sınavla aşılabilecektir. Sözlü sınav yerine yazılı sınav getirilmesi, uygulamalı sınavın da metinden çıkarılması gerekmektedir.
Personel üzerinde baskı
»Kurul personelinin Adalet Bakanlığı’na gönderilebilmesine olanak tanınmakta, personelin başka adalet hizmetlerinde görevlendirmesinin önünü açılmaktadır. Düzenlemeler, personel üzerinde baskı kuracağı, aynı zamanda mevcut YSK, il ve ilçe seçim kurullarında çalışacak personelin kazanımlarını ve haklarını zedeleyeceği gerekçesiyle madde metninden çıkarılmalıdır.
İstediklerini çalıştıracaklar
»Kurul Başkanı ile il ve ilçe seçim kurulu başkanlarına seçim iş ve işlemlerinde işçi ve hizmetliler dâhil bütün kamu görevlileri dışında belirsiz bir hükümle “gerekli gördüğü kimseleri çalıştırma” yetkisi verilmiştir. Böylesine belirsiz bir ifade, büyük bir kuşku doğurmaktadır.
»Teklifte öngörülen düzenleme, Kurulu, bütçe bakımından Adalet Bakanlığı’na bağlı bırakmaktadır. Oysa böylesine önemli ve ülke geleceğinin belirlenmesinde etkili bir kurulun bağımsız olması gerekmektedir. Ancak bu yolla siyasi iktidarın ve siyasetin vesayetinden kurtulma mümkündür.
YSK’de de ‘tek adamlık’
»Başkan’ın tek başına atama yetkisi Kurul’a devredilerek ‘tek adamlık’ yerine ‘ortak aklın’ egemen olması sağlanmalıdır.
»Yasa yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yazılı sınavda başarılı olanlar arasından, yapılacak sözlü sınav sonucuna göre Başkan tarafından atama yapılabileceğine” ne ilişkin düzenleme ile halen bu görevi yürütenlerin rotasyonla baskı altında tutulması amaçlanmıştır.
***
HDP’den de muhalefet şerhi
HDP’nin YSK teklifine yazdığı muhalefet şerhinde ise şu ifadelere yer verildi: “Son derece keyfi bir personel atama yöntemi yürürlüğe konulmakta ve YSK içerisinde tarafsızlık ilkesini yerle bir edecek partizanca yaklaşımlara kapı aralanmaktadır. Kurulun yetkisi olan üst düzey görevlileri atama yetkisi sadece başkana verilmektedir. Üst düzey personelin başkanın önerisiyle kurul tarafından atanmasının daha doğru ve daha demokratik olacağı aşikârdır. Madde metninin bu haliyle, kurul başkanına verdiği olağanüstü atama yetkisini kabul etmemiz mümkün değildir.”