Ankara’da düzenlenen ve Başbakan Binali Yıldırım ile Bakanların katıldığı Yüksek İstişare Konseyi toplantısının açılışında konuşan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, “Bugün ekonomi, iç politika ve dış politika her zamankinden daha fazla iç içe geçmiş durumda.Her üç alanda da riskler yüksek. Riskleri yönetebilmek için 3 noktaya dikkat etmek gerekecek. Dogmayla değil bilgiyle hareket etmek. Değişen koşullara uyum kabiliyetini ve esnekliği artırırken, devlet geleneklerini ve kurumsal düzeni korumayı ihmal etmemek, Bütün bu süreci objektif kurallar içinde yürütmek ve kuralları herkese eşit uygulamak” diye konuştu.
Özilhan’ın açıklamaları özetle şöyle:
“Günümüzde değişimin hızı o kadar yüksek, kapsamı o kadar geniş ki, bundan çok değil 20-30 sene sonra, dünya bugünkünden bir hayli farklı olacak.
Ekonominin işleyişi, insan ömrü, şehir yaşamı, ulaştırma gibi bir dizi alanda köklü değişimler söz konusu.
Değişime ayak uydurmak için, iş ve çalışma yaşamı, vergi rejimi, sosyal güvenlik sistemi, finansal sistem, sağlık sistemi, eğitim sistemi gibi toplumsal yaşamın tüm alanlarında çok köklü değişiklikler yapmalıyız.
Bu değişimlere başlamak için geç kaldık.
Bütüncül bir perspektifle yaklaşılması gereken bu süreçte dünyadaki en iyi uygulamalardan ilham almak gerekir.
Bu işler “yap-boz” taktiği ile olmaz.
Bu süreci yönetemezsek, bizi kaotik bir gelecek bekleyecek.
Ama şimdi günümüze dönelim.
Çünkü bugünler, ülkemiz için epey çalkantılı.
Bugün ekonomi, iç politika ve dış politika her zamankinden daha fazla iç içe geçmiş durumda.
Her üç alanda da riskler yüksek.
Riskleri yönetebilmek için 3 noktaya dikkat etmek gerekecek:
Dogmayla değil bilgiyle hareket etmek,
Değişen koşullara uyum kabiliyetini ve esnekliği artırırken, devlet geleneklerini ve kurumsal düzeni korumayı ihmal etmemek,
Bütün bu süreci objektif kurallar içinde yürütmek ve kuralları herkese eşit uygulamak.
Ekonomide geçen senenin son çeyreğinden beri yüksek seyreden büyüme hızı ve ihracat gibi yüzümüzü güldüren haberler geliyor.
Fakat bir yandan da paramızın değer kaybından yüksek enflasyona, kamu harcamalarındaki artış ve bozulan bütçe dengesinden artan cari açığa, düşen sermaye girişlerinden artan vergilere, bozulan güvenden makine teçhizat yatırımlarının gerilemesine, özel sektörün açık pozisyonundan kredi mevduat oranlarındaki yükselişe kadar bir dizi alanda bizi endişelendiren gelişmeler de yaşanıyor.
Zamanında önlem alınmazsa, bu sorunlar üst üste birikip başımıza dert açacak.”
yeniçağ