Özgür Gürbüz / Birgün
Bir hafta önce Mersin’de yapılmak istenen nükleer reaktör için yeni bir temel atma töreni yapıldı. Törene Akkuyu’daki santralin sahibi Rus devlet şirketi Rosatom’un başkanı Aleksey Lihaçev ile Enerji Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez katıldı.
Hafızası güçlü olanlar hatırlar, bu ilk temel atma töreni değil. Bir önceki, 14 Nisan 2015 yılında eski Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın katılımıyla yapılmış, daha şatafatlı bir törendi. Taner Yıldız birkaç ay sonra görevinden alındı. Bu yılki törene Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın katılacağı söylenmişti ancak gitmedi. Yıldız gibi “nükleerin lanetine” maruz kalmamak için gitmemiş ya da projedeki belirsizlikler yüzünden ortada görünmek istememiş olabilir. Evet, hükümetin kontrol ettiği medyada yazan çizene bakmayın. Akkuyu Nükleer Santralı baştan hatalı bir proje ve ne olacağı belli değil. Belli olan Türkiye’nin bu projeden çok ciddi zararla çıkacağı.
Yine bir hafıza sorusu sorayım. 15 Kasım 2017 tarihinde Haberturk gazetesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Putin’i Akkuyu’daki temel atma törenine davet ettiğini yazmış, tören için organizasyon şirketleriyle görüşüldüğünü belirtmişti. Törenin, bu yıl tamamlanmadan yapılacağı, yetişmezse 2018’in ilk aylarında yapılacağı yazılmıştı. Putin Türkiye’ye gelmesine rağmen bu tören gerçekleşmedi. Putin ve Erdoğan’ın katılacağı görkemli tören yerine, Türkiye’nin müsteşar düzeyinde temsil edildiği göstermelik bir açılış daha yapıldı. O yüzden önümüzdeki aylarda Akkuyu’da yeni bir temel atma töreni olursa hiç şaşırmayın, belki de seçimlerden önce bir tane daha. Belli ki santralın temelinde sorun var.
Türkiye’deki bir işe yurt dışından kim bu kadar kredi verir? Hele de projenin geleceği Putin’in iki dudağı arasındayken. Düşürülen uçak olayında olduğu gibi her an bu projenin rafa kaldırılma ihtimali varken
Akkuyu’nun öncelikli sorunlarından biri finansman. Türkiye ile Rusya arasındaki anlaşma gereği, Rusya istese bile elindeki hisselerin sadece yüzde 49’unu satabiliyor. Çoğunluk hisse (%51) hep Rusya’nın elinde olacak ve son sözü onlar söyleyecek. Bu da santralın finansmanı için gereken paranın yarısının (12-15 milyar dolar) Rusya tarafından karşılanması demek.
Ortada hâlâ projenin ilk yatırım maliyetinin 20 milyar dolar olacağı gibi rakamlar dolaşıyor ama bunlar eski bilgi. 2012 yılında eski Rusya Büyükelçisi İvanovski maliyetin 25 milyar dolara çıkabileceğini zaten söylemişti. Güncel fiyat ise bence 30 milyar dolar. Bu iddiamın sebebi de Rusya’nın daha dört gün önce Mısır’la yaptığı anlaşma. Rusya Mısır’a da Akkuyu’daki santralın bir benzerini (4 adet VVER-1200) kurmaya hazırlanıyor. Oradaki fiyat ise 30 milyar dolar. Rusya kaynakları projenin yüzde 85’inin finansmanı için Mısır’a 25 milyar dolar kredi verileceğini kalan yüzde 15’in ise Mısır tarafından karşılanacağını söylüyor. Akkuyu için yapılan anlaşma yedi yıl önce imzalanmış ve 20 milyar dolar da o zaman telaffuz edilmişti. Güneş ve rüzgar gibi kaynakların aksine fiyatı her geçen yıl artan nükleer enerjinin yatrım maliyetinin bugün 30 milyar doları bulması kimseyi şaşırtmamalı.
Önümüzde yanıt bekleyen birkaç soru var. Mısır, Bangladeş, Vietnam, Hindistan ve Belarus gibi birçok ülkeye finansal desteğin büyük bölümünü karşılama garantisiyle nükleer santral satmaya çalışan Rusya’nın bu kadar parası var mı? Rosatom’un Rusya’da yeni reaktörler yapmaya çalıştığı ve Ermenistan gibi ülkelerde mevcut santralların bakımı ve iyileştirilmesi gibi işlere finansman sağlama garantisiyle girdiği de unutulmamalı. ABD ve AB tarafından ekonomik kıskaca alınan, Rusya’nın aynı anda bu kadar çok nükleer santrala para bulması kolay değil. Cengiz Kolin Kalyon (CKK) konsorsiyumuna yüzde 49 hissenin satılacağı haberlerinin çıkması da Rusya’nın para ihtiyacıyla ilgili. Tek neden bu değil tabi. Akkuyu santralı için Rusya’ya verilen alım garantisi 15 yıl boyunca kilovatsaat başına 12,35 dolar sent. Piyasada ise elektriğin fiyatı 4-5 dolar sent. Piyasa fiyatından 3 kat pahalı (Rüzgar ve güneş gibi kaynaklardan da en az iki kat daha pahalı) elektrikten bahsediyoruz. Bu işten ciddi kazanç elde edileceği ortadayken, CKK gibi hükümetin her kârlı ihalesinde isimlerini duyduğumuz bu şirketlerin santralın yarısına talip olması bizi şaşırtmamalı. Evet ama CKK 15 milyar dolara yaklaşan bu parayı nasıl bulacak? Ülkede bu kadar para yok. Türkiye’deki bir işe yurt dışından kim bu kadar kredi verir? Hele de projenin geleceği Putin’in iki dudağı arasındayken. Düşürülen uçak olayında olduğu gibi her an bu projenin rafa kaldırılma ihtimali varken.
Halkın tepkisi artarsa, kredi muslukları da iyiden iyiye kısılabilir ve Akkuyu’daki barakalar bir nükleer santral müzesine dönüşebilir. Onun faturasını da bize çıkarırlar o ayrı ama zararın neresinden dönersek kâr.
görsel: cnnturk.com