CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, yeni çıkarılan KHK’da, “resmi görevi olmaksızın darbe teşebbüsü ve terör olaylarına müdahale edenlerle” ilgili yargılanma muafiyeti getiren maddeye tepki gösterdi. Tezcan, “Bu madde iktidar eliyle sivil silahlı çete kurma maddesi, alt yapı hazırlama maddesidir” dedi.
CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, 696 Sayılı KHK’yı ve TBMM Başkanını eleştirdi. TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ı, “Meclis’in itibarını korumak değil, etkisizleştirilmesinin koruyucusu olmaya adaydır” diye eleştiren Tezcan, son yayımlanan KHK’nın Türkiye’de devleti ve toplumu militarize etme anlayışının açık işareti olduğunu vurguladı.
“BURADAN FAŞİST REJİM ÇIKAR”
Tezcan şunları söyledi: “Bu OHAL KHK’ları Türkiye’de devleti ve toplumu militarize eden anlayışın çok açık işaretidir. Toplum ve devlet militarize ediliyor. Tek adam rejimi militarist bir biçimde tahkim ediliyor. Bu rejimlerin adı diktatörlüktür. Onlara demokratik rejim denmez. Başkalarını faşistlikle itham eden AKP Genel Başkanıan sesleniyorum. Yapılan uygulamaların adı siyasette bellidir buradan demokratik değil faşist rejimler çıkar.”
“BU MADDE DERHAL KALDIRILMALI”
KHK’nin en çok tartışılan 121. Maddesi’ne de değinen Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu KHK’ların en çok tartışılan maddesi 121. Maddesi. 696 Sayılı KHK’nın 121. maddesi… Yani bir cezasızlık hükmü içeren madde. Diyor ki: ‘Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına bakmaksızın veya resmi bir görevi yerine getirip getirilmediklerine bakılmaksızın 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlere katılan kişiler hakkında 1. madde hükümleri uygulanır’. Hiçbir hukuk devletinde, bırakın hukuk devletini ciddi devlette olmaması gereken bir şey. Nerede olur böyle bir madde? Faşist, militer devletlerde, paramiliter güçlerle sivilleri korkutmak amacı güden devletlerde. Bu madde iktidar eliyle sivil silahlı çete kurma maddesi, alt yapı hazırlama maddesidir. ‘Niyetimiz bu değildi’ diyorlar, değilse doğru ifade edecek şeyler yazın. Kimse müneccim değil, sizin ne dediğinizi anlaması için kimsenin müneccim olması gerekmiyor. Bu hüküm bir örtülü af getirmektedir. Geçmişte böyle suç işlemiş olanları ‘ben affediyorum’ diyor.”
TBMM’de bile af hükmü getirebilmek için 5’te 3 çoğunluk gerektiğini hatırlatan Tezcan, bu maddenin derhal kaldırılması çağrısı yaptı.
“Yarın kimin o elbiseyi giymek zorunda kalacağı belli olmaz”
KHK ile Yargıtay ve Danıştay üye sayılarının artırılmasının kuvvetler ayrılığına aykırı olduğunu vurguladı.
Tek tip kıyafetle ilgili düzenlemeyi de eleştiren Tezcan, bunun Guantanamo hukuku olduğunu vurgulayarak, bunu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediğini hatırlattı. Tezcan şunları söyledi: “Dünyanın nefret ettiği örneği bizim halkımıza layık gören bir kişiyle karşı karşıyayız. Bu kişi şu anda devletin başındadır. Tek tip elbise darbe dönemlerinin ürünüdür. 12 Eylül’ü kimse unutmadı. 12 Eylül yönetimi tek tip elbiseyi dayattı, aklımızda çok acı hatıraları vardır. Bu bile 20 Temmuz koşullarının sürdüğünü göstermeye yeter. Bu masuniyet karinesine açıkça aykırıdır. Bu önyargılı ve intikam almanın işaretidir. Yarın kimin o elbiseyi giymek zorunda kalacağı belli olmaz. Siyaset, hayat cilvelidir. Kimse yarın ne olacağını bilmez. Evrensel hukuk ilkelerini çiğneyerek hiçbir yere varamazsınız.”
Taşeron çalışanın KHK ile kadroya alınması
Taşeronun kadroya alınmasını CHP’nin önerdiğini hatırlatan ve bu düzenlemenin KHK ile yapılmasını eleştiren Tezcan, şunları ifade etti:
“Getirilen düzenlemede eşitlik yok, bütün taşeron işçiler bu düzenlemenin içine alınmamıştır. 10 binlerce işçi kapsam dışında bırakıldı. çalışma Bakanı açıklama yaptı, baklayı ağzından çıkardı, 450 bin kişiyi içeren düzenleme dedi. Taşeronda çalışanların 1 milyon olduğu biliniyor. İl Özel İdareleri ve belediyelerde çalışanlar için kadro verilmemiş, bunların belediye iktisadi teşekküllerine geçişleri sağlanmıştır. Bu da arzu edilen kadro düzenlemesi değildir. Bir başka garip nokta, sınav getirilmiş. Yazılı, sözlü veya uygulamalı sınav. Neyin sınavını yapacaksın? Bu zaten yıllardır orada çalışıyorsa zaten kendini kanıtlamış demektir. Neyin sınavını yapacakrsın? Sınav dediğin anda yeni yandaşlara kadro açmak derdindesin demektedir. Bir başka nokta güvenlik soruşturması getirilmiş. Müsteşar mı atayacaksın? Neyin soruşturmasını yapacaksın? Bir başka önemli nokta, bunlar hakların feragat edecekler diyorsun. Sanki taşeron işçiyi kadroya geçirmek, sanki dilenci. Bütün haklarından feragat edeceği hükmünü nasıl getiriyorsun? Sadaka mı veriyorsun. Tam kadrolu çalışma hakkı mücadelesi hala devam etmesi gereken mücadeledir. Taşerona kadro önümüzdeki dönemde de devam edecek bir mücadeledir.”
Anayasa Mahkemesine eleştiri: AYM’ye bir kez daha götürecekler
OHAL KHK’lerini “20 Temmuz darbesinin sıkıyönetim bildirileri” olarak niteleyen CHP’li Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye OHAL KHK’ları ile yönetiliyor. Şimdi Anayasa Mahkemesi’nin aslında 1991 yılında verdiği iki önemli karar, içtihat vardır. Dünyanın örnek alacağı iki önemli içtihat. OHAL Döneminde çıkarılan KHK’lar OHAL’in amacına uygun olmak zorundadır. Bugünkü AYM konjonktür mahkemesi olduğu, aslında Anayasa değil Ana darbe mahkemesi gibi işlediği için o içtihadından döndü. Çok önemli bir vebal işledi. O anayasa mahkemesine bir tövbe istiğfar etme hakkı vereceğiz. Daha önce götürdüğümüzü reddetmesine rağmen,evrensel içtihadından dönmesine rağmen bir kere daha onlara tövbe etme hakkı vereceğiz. Bakalım vicdanları sızlamış mı, 17 aydan bu yana çıkarılan KHK’ların bu halka bedeli neymiş anlamışlar mı?”
cumhuriyet