Arslan Bulut / Yeniçağ
Osmanlı’nın son döneminde, 1913-1916 yılları arasında, ABD’nin İstanbul büyükelçisi Henry Morgenthau, tehcir sırasında ABD Başkanı’na bir telgraf çekmiş ve Ermenilerin soykırıma uğradığını iddia etmişti. Morgenthau, ülkesine dönünce Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın kurduğu bir heyetle birlikte ve ünlü bir gazetecinin kaleme aldığı “Büyükelçi Morgahthau’nun öyküsü” adı verilen bir yazı dizisi yayınlattı ve bu dizi kitap haline getirildi. Prof. Dr. Haluk Selvi‘nin konuyla ilgili makalesine göre dizi yazıyı hazırlayanlar arasında Morgenthau’nun İstanbul’daki katibi, Robert Kolej mezunu Agop S. Andinoian ve tercümanı Osmanlı Ermenisi Arshag K. Schmavonian da bulunuyordu!
Dizi yazıda “Türk ve Alman yetkililerin sözleri” diye yansıtılan ifadelerin hiçbirinin belgesi, kaydı yoktu. Yazı, tamamen uydurma hikayelere dayanıyordu.
***
ABD Başkanı Wilson, kitabın film yapılmasına karşı çıktı ve “zaten bu konuda yeterince ileri gittik” dedi.
Morgenthau, kitabın çeşitli yerlerinde Türkleri defalarca “katil”, “psikolojik olarak ilkel”, “kana susamış”, “korkak”, “alfabesi olmayan”, “şehir kuramayan” ve “kurulu olanları yok eden medeniyet düşmanları” olarak gösteriyordu!
Yine Arnold Toynbee de “Mavi Kitap”ta Morgenthau‘nun kendisine gönderdiği bilgilere dayanmıştı. İki kitap da istihbarat kitabıydı ve dünyada Türkler ve Almanlar aleyhinde kamuoyu oluşturmak amacıyla yazılmıştı.
***
Nereden mi çıktı Morgenthau konusu? Bu Türk düşmanının torunu, hukukçu, Robert M. Morgenthau, 25 Ocak 2018 tarihinde Wall Street Journal gazetesinde, Yahudi olduğunu da belirterek “Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğu gerçeğini fark eden Trump, Ermeni soykırımı hakkında da gerçeği söyleyecek midir?” başlıklı bir yazı yazdı. Torun Morgenthau, dedesinin kitabındaki bilgilerin belgesiz olduğunu bildiğinden, Hitler‘in 1939 konuşması diye uydurulan ve Amerika’daki soykırım müzesinde sergilenen metni kaynak gösterdi. Hitler‘in “Lehleri acımadan katledin, Ermenileri kim hatırlıyor?” dediği iddia ediliyordu ama Ermeni iddiaları hakkında kapsamlı araştırmaları olan Şükrü Server Aya, bu belgenin uydurma olduğunu bildirerek torun Morgenthau‘ya cevap gönderdi ve Trump‘ın BM veya herhangi bir “yasal otorite” tarafından atanmış bir hüküm verici olmadığını belirtti.
***
Aya, “Hitler’in konuşması” diye Nüremberg Mahkemesi’ne de sunulan belgenin uydurma olduğu anlaşılınca mahkeme dosyasından çıkarıldığını, Nazileri anlatan William Shirer‘in kitabında Hitler’in 1939 konuşmasının aslının bulunduğunu, konuşmada böyle ifadelerin geçmediğini, aynı konuşma metninin Amerikan askeri arşivinden de çıktığını ve bu üç delilin, doğruları yazan Ermeni sitelerinde de yayınlandığını hatırlattı.
Şükrü Server Aya, Milletler Cemiyeti’nin, 21 Eylül 1929 tarihli resmi bültenine da atıfta bulundu. Bültende, müttefiklerin Ermenilere “Bizimle birlikte Türklere karşı savaşırsanız size bir vatan ve bağımsızlık vaat ediyoruz.” dediği, iki yüz bin Ermeni gönüllüsünün “İtilaf davası” için hayatını feda ettiği; ancak mütareke imzalandığında Ermenilere verilen sözlerin unutulduğu belirtiliyordu.
***
13 Nisan 1920 tarihli Harbord Raporu’nda da “Yeni kurulan Ermenistan devleti, Rus ordusundaki Ermeni kolordu komutanlarının emriyle Müslüman unsurları ortadan kaldırmak için bir vahşet dalgası başlattı.” denildiğini de yazan Aya, ayrıca, Hitler‘in 1941’de general (Dro.Kasap) Kanajan‘a kurdurduğu Nazi-Ermeni lejyonunun Yahudileri toplama ve ölüm kamplarına gönderen SS ekibi olduğunu da hatırlattı.
Morgenthau‘ya bir Türk olarak cevap veren Şükrü Server Aya, 87 yaşındadır ve sağlık durumu iyi değildir. Dışişleri Bakanı, Mevlüt Çavuşoğlu, devletin gücüyle, Aya‘nın cevabının Wall Street Journal’de yayınlanmasını sağlamalıdır! Çünkü bu işin arkasına ABD var!