Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
18 keçi.
Kardak’ta otluyorlar.
Güzel. Otlasınlar.
Haberler’den:
‘Yunanistan, işgal ettiği 18 adayı silah deposu ve karakola dönüştürdü’
(Kaynak: tr.sputniknews.com/analiz/201702011027024782-turkiye-yunanistan-ege-adalari-isgal-kardak/)
Uluslararası Hukuk’tan:
Adaların kıta sahanlığı ve karasuları vardır. Yani adayı çevreleyen denizin altındaki uzantı adaya dahildir. Bu da uluslararası hukuka göre 12 mildir. Türkiye Ege adaları için 6 mil konusunda israrcıdır ve bu sayının değişmesinin savaş sebebi (genel kullanılan şekli ile lat.: casus belli) olacağını belirtmiştir. Adaların kara suları 12 mil olursa Ege denizi bir Yunan denizi haline gelmektedir. Bu da Türkiye’nin güvenlik ve ekonomi gibi konularda aleyhine bir durum oluşturmaktadır. (editör: Buna benzer durumların olduğu dünyanın diğer yerlerinde de özel anlaşmalar devrededir)
(Kaynak: www.mfa.gov.tr/baslica-ege-denizi-sorunlari.tr.mfa)
Kardak’ta 18 keçi otluyormuş, bunun için savaşacak mıymışız? (Bu arada işgal edilen ada sayısı 18. Acaba buradaki 18 keçi sayısı bir bilinç altı yansıması mı?)
Peki, soruyu tersinden soralım:
18 keçi için Yunanistan neden kendini paralıyor?
Bu arada petrol arama v.s. konuları da kıta sahanlığı konusu ile yakından ilgili. Kimin kıta sahanlığında iseniz arama hakkı o ülkeye ait. Bu nedenle örneğin Kıbrıs sularında burası uluslararası sulardır, değildir tartışmaları basında yer alıyor.
Yani özetle 18 keçinin otladığı yerde aslında 18000 keçi otlayıp su içebilir. (Adaların kıta sahanlıkları adalardan büyük olabiliyor)
Orada o 18 keçinin otlamaya devam etmesini sağladığımız zaman da oradan bize bir tehlike de gelmiyor oluyor.
Tecavüz nedir? Biri ya da birilerinin istemedikleri bir şeyi yapmaya zorlanmalarıdır.
Bu da insan hakları, adalar söz konusu olunca da devletlerin haklarını çiğnemek demektir.
Kardak kayalıklarına Yunan askerinin gelmesi demek, sınırlarımıza tecavüz anlamını taşır.
Keçi konusu böyle.
Diğer bir konu: TTB ve TBB’nin başında yer alan “Türk” kelimesi kalkmalıymış.
Niye? TTB Afrin konusunda yaptığı bir paylaşımla ulusal çıkarlarımıza ters düşmüş.
Peki, bu durumda neler yapılabilir?
Yönetim kurulunun değişmesini teklif edebilirsiniz mesela.
Burada problem birlikten değil, birlik adına söz söyleyenlerden çıkmıştır.
Ama iddia bu ise TBB nasıl bu konuya dahil oldu?
TBB’nde bu durumun tam tersi söz konusu. Vatan millet için ne yapabiliriz diye gece gündüz uğraşıyorlar.
Sanki harf benzerliğine kurban gittiler gibi duruyor. Ya da zaten asıl hedef kendileriydi, bu konu bahane oldu.
Ama ben şunu merak ediyorum:
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kurumundan “Türk” kelimesinin kaldırılmasının istenmesi, kanunlarımıza göre nasıl bir fiildir?