Arslan Bulut / Yeniçağ
Başbakan Binali Yıldırım, Amerikan Dışişleri Bakanı Tillerson’dan önce gelen Trump‘ın ulusal güvenlik danışmanı McMaster‘ın Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın ile ile yaptığı görüşmelerden sonra “Bir kirli pazarlık içerisinde olmayız.” dedi.
Biz konuyu emekli tuğgeneral Nejat Eslen‘in sorusu üzerine “ABD, PKK’yı kurtarmaya geliyor” diye değerlendirmiştik. McMaster, herhalde bu yönde taleplerde bulundu ki, Başbakan Binali Yıldırım, kamuoyuna şu mesajı vermek ihtiyacı hissetti;
“Fırat Kalkanı’yla Münbiç, Azez arasını nasıl temizlediysek Afrin bölgesini de terör oluşumlarından temizleyeceğiz ve oradaki o bölgenin insanlarının tekrar topraklarına, yurtlarına dönmesini sağlayacağız. Bir kirli pazarlık içinde olmayız. Terör bizim için en büyük tehdittir. En büyük baş belasıdır.
NATO’da müttefikimiz, uzun yıllar ‘stratejik ortak’ diye düşündüğümüz Amerika’nın artık aklını başına toplayıp doğru dürüst bir karar vermesi lazım. Terör örgütlerini yanına alıp terörle mücadele etmenin, devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını artık Amerika’nın görmesi gerekiyor. Görürse güzel, görmezse biz yapmamız gereken neyse onu yapmaya devam ederiz. Hem Afrin’de hem de diğer bölgelerde terör tehdidini sona erdirmek için atılması gereken adımları kararlılıkla atarız. Bunun için de herhangi birinin icazetine ihtiyacımız yok. Uluslararası hukukun bize tanıdığı bütün imkânları sonuna kadar kullanırız.”
Bilindiği gibi, ABD’nin bir ülkeyle stratejik ortak olması için özel antlaşma imzalaması ve kongrenin de bunu onaylaması gerekir. ABD ile Türkiye arasında gizli anlaşmalar vardır ama bunların hiçbiri antlaşma değildir. “Anlaşma” başka “antlaşma” başka!
***
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Tillerson‘un ziyareti ile ilgili soruya, “ABD ile ilişkilerimiz çok kritik bir noktada. Ya ilişkileri düzelteceğiz ya bu ilişkiler tamamen bozulacak. ABD güçleri YPG ile iş birliğini devam ettirmek için bir bahane olarak buralardaki, cepler halindeki, küçük gruplar halindeki DEAŞ’lılara dokunmuyor. Belli konuları ABD ile konuşabilmemiz için daha önce de tekrar tekrar söyledim, kaybolan güvenin tesis edilmesi gerekiyor. Kaybolan güvenin nedeni de ABD’dir. Ne yaparlarsa yapsınlar, arkalarında kim olursa olsun boş. Afrin operasyonumuz emin adımlarla havadan ve karadan ilerliyor.” diye cevap verdi.
Çavuşoğlu, bu konuda sürecin nasıl ilerleyeceğini de açıkladı!
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı H. R. McMaster‘ın, Türkiye ziyaretinde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın‘dan sonra İçişleri Bakanlığı ve MİT görevlileriyle bir araya geldiğini ve değerlendirmelerin yapıldığını hatırlatan Çavuşoğlu, “Tillerson’ın ziyareti bu anlamda önemlidir. Perşembe akşamı Sayın Cumhurbaşkanımızın kabulüyle, ertesi gün bizim kendi aramızda yapacağımız görüşmelerle süreçleri, bu konuları değerlendireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Bence bu konularda görüşmeyi kabul etmek bile Afrin harekâtına zarar verir! ABD yönetiminin, Türkiye’ye karşı, alenen bir terör örgütüne destek verdiği sabit. Dolayısıyla, Türkiye ABD ile savaş halindedir. Üstelik ABD’nin, IŞİD’i bahane olarak kullanmak için onları koruduğunu Çavuşoğlu söylüyor. Zaten IŞİD’i kuran ABD’dir. IŞİD bahanesiyle Suriye’de 25 yıl kalacaklarını kendileri açıklamıştı.
***
ABD ile 2016 yılında, Münbiç konusunda gizli bir anlaşma imzalandığını da Çavuşoğlu söylemişti!
Mevlüt Çavuşoğlu, Fransa’nın Le Monde gazetesinin ”Münbiç’in geleceği konusunda nasıl bir anlaşmaya vardınız?’‘ şeklindeki soruya ”Bu gizli bir askeri anlaşma, bunun hakkında konuşmak istemiyorum” cevabını vermişti.
Münbiç konusunda ABD o anlaşmaya uymadı!
Bu kadar kandırılmadan sonra ABD ile hâlâ neyi görüşecekler?