Mustafa Mert Bıldırcın / Birgün
AKP’nin seçim bildirgesinde, “Büyük hayalleri vardı, bu hayaller iktidarımız sayesinde gerçek oldu” dediği tarım üreticilerinin yaşadığı sorunlar her geçen yıl katlanarak arttı. AKP hükümetleri döneminde çiftçilere verilen destek oldukça yetersiz kalırken, üreticilerin ürünlerine sürekli maliyetlerin altında fiyatlar belirlendi. Üreticiler, girdi temin eden yabancı şirketlerin egemenliğine bırakılarak tarımda sömürü sürdürüldü. Tüketiciler ise tüccarlar eliyle yüksek fiyatlı ürünlere mahkûm edildi.
2017 yılının üzüm üreticileri ve bağcılar açısından nasıl geçtiğini, üreticilerin haklarını korumak için kurulan Tariş’in tavrını ve AKP’nin tarım politikalarını Üzüm Üreticileri Sendikası (ÜZÜM-SEN) Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu’yla konuştuk.
“TMO ‘fırsatçı’ tüccar gibi davrandı”
»Üzüm üreticileri açısından 2017 nasıl bir yıl oldu?
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eşref Fakıbaba, 2017 yılı çekirdeksiz kuru üzüm rekoltesini açıklarken hükümetin Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) kuru üzüm aldıracağını ve kuru üzüm fiyatının kilogramda 4 TL’nin altına düşmeyeceğini söylemişti. İlk günler TMO, Bakan’ın dediğine uydu, Tariş’in depolarını kullanarak kısa bir süre için bir miktar kuru üzüm alımını Bakan’ın söylediği fiyattan değil kilogramı 3.85 TL’den yaptı. Ve bu alım işlemi de çok kısa sürdü. Fakıbaba’nın söylediği lafta kaldı. Tariş’in depolarını kullanarak kuru üzüm alan TMO, aldığı kuru üzüme dış pazar aramak yerine aldığı üzümlerin bir kısmını Tariş’e 4.18 TL’den devrederek, yani Tariş’in üzüm alımına taşeronluk ederek kar elde etti. Devlet kuruluşu olan TMO “fırsatçı tüccar” gibi davrandı.
»Üzüm üreticilerinin haklarını korumak için kurulan TARİŞ’in tavrı ne oldu peki?
Tariş’in kuru üzüm alacağı yer kendi ortaklarıdır. Ortaklarından satın alacağı kuru üzüm yetersiz gelirse de alımı ortak dışı üreticilerden yapması gerekir ki üzüm piyasasının tüccarların ve şirketlerin tek başlarına belirlemesinin önüne geçilebilsin. Ancak Tariş üreticiden kuru üzüm satın almak yerine TMO’nun kâr etmesini sağlayacak şekilde onun elindeki kuru üzümleri devralmış ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nı ve TMO’yu yeni dış pazarlar arama zahmetinden kurtarmıştır.
»Sizce Tariş neden böyle davrandı?
Hükümetin geçmiş yıllarda Tariş’e açtığı yolsuzluk soruşturmalarından kurtulmak için böyle bir tercih yapılmış olabilir. Ya da direkt siyasi iktidarın baskısı ile… Sebep her ne olursa olsun, Tariş, artık üretici kooperatifi olma yerine şirket olmayı tercih ettiğini bir kez daha göstermiştir. TMO da Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın onayıyla üreticiye destek olmak yerine tüccarlık yapmıştır. Bu aynı zamanda Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerini tamamen tasfiye etme ve az da olsa piyasada var olan olumlu etkilerini ortadan kaldırma girişimidir. AKP’nin, “Milli ve yerli” olduğunu iddia ettiği tarım politikası IMF, Dünya Bankası ve DTÖ’nün yıllardır dayattığı neoliberal tarım politikalarının son demleridir.
»AKP, Rusya ile yaşanan “uçak krizi”nin aşıldığını, artık Rusya’ya sebze ve meyve ihracatının yapılacağını söylemişti. Bunun üzüm ihracatına ve fiyatlarına olumlu etkisi olmadı mı?
2017 üzüm sezonunda açıldığı söylenen sebze ve meyve ihracatının da söylendiği gibi olmadığı, ne Rusya’ya ne de Arap ülkelerine yeterince ürün satılamadığı, komşu ülkelerle yaşanan krizlerin etkilerinin hala sürdüğü görüldü. Suriye ve Irak’ta yaşanan çatışmalar nedeniyle TIR’larımız bu ülkelerin karayolunu kullanarak Arap ülkelerine gidememekte, bu nedenle de bu ülkelere yeterli ihracat yapılamamakta. Bazı üreticiler, “Belki ihracat açılır, üzüm para eder” diye bağlarındaki üzümleri örtü altında bekletmeyi yeğlediler dolayısıyla maliyetler arttı. Bazı bölgelerde birçok üretici sofralık yaş üzümlerini, parasını 2018’in Haziran ayında almak koşuluyla kilogramını 0,80 TL’den satmak zorunda kaldı.
Satış fiyatlarının maliyetlerin çok altında olması bir yana üreticinin sattığı ürününün parasını yedi ay sonra alması demek, bankalara ve tarım kredi kooperatiflerine olan günü gelmiş borçlarını ödeyememesi, gelecek sezon için üzüm üretimi yapacak parayı bulamaması, yaşamını idame ettirememesi demektir. Üzüm üreticilerinin yeni borçlanmalara gidecek olanağı da yoktur. Geçmiş borçlarını ödeyemeyenlere tefecilerden başka kim borç verir ki?
“AKP, üzüm üreticilerini gözden çıkardı”
»Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve AKP hükümeti bunu bilmiyor mu?
Elbette biliyor. Çözüm üretme yerine TMO’ya kuru üzüm aldırtıp, aldırttığı kuru üzümleri Tariş’e satarak kâr etmeyi marifet biliyor. AKP üzüm üreticilerini ve üzüm bağlarını gözden çıkarmış durumda. Uluslararası emperyalist kurumlar ve uluslararası gıda şirketleri gıda egemenliğimizi elimizden almak için yıllardır her türlü dayatmayı yapmakta, AKP hükümeti de yıllardır buna uygun bir tarım politikası izlemektedir.
»AKP, TBMM’de “ Bağcılık ve Üzüm Araştırma Komisyonu” kurulmasına olur verdi. Bu, AKP’nin üzüm üreticilerinin sorunlarına çözüm üretmek istediği anlamına gelmez mi?
Tarımsal üretim yapılan bölgelerde referandumda, “Hayır” oyunun önde çıkması ve gerek fındık üreticilerinin gerekse de üzüm üreticilerinin yaşadığı problemlere muhalif güçlerin sahip çıkması, AKP’yi ister istemez böyle bir komisyonun kurulmasına olumlu bakmaya zorladı. Meclis’teki dört partinin ortak kararıyla komisyon kuruldu. MHP’nin son dönemde sürekli AKP politikalarını savunduğunu ve desteklediğini göz önünde bulundurursak komisyonun hazırlayacağı raporun üretici lehine maddeler içermesi zor görünüyor. Ancak buna rağmen muhalif güçlerin, üreticilerin sorunlarını ve çözüm önerilerini rapora dahil edebilmek için canla başla çaba sarf etmesi, komisyonun araştırma ve raporlaştırma sürecine üreticilerin katılımını doğrudan doğruya sağlayacak, yöntemler geliştirmesi gerekli.
»ÜZÜM-SEN’in bu konuda bir çözüm önerisi var mı?
ÜZÜM-SEN, üzüm üretim bölgelerinde bu konuda çalışma yapmaya başladı. “Tarımda Adalet, Üzümde Adalet Mitingi” alanlarında bir araya gelmeyi başarabilen CHP’ye, Birleşik Haziran Hareketi’ne yoğun üzüm üretiminin olduğu bölgelerde “Üzüm Üreticilerinin Sorunları ve Gıda Egemenliği Forumları” yapmayı öneriyoruz. Bu önerimiz karşılık bulursa köy köy birlikte dolaşıp üreticileri bu forumlarda buluşmaya çağıracağız. Buralardan çıkan sonuçları da Meclis Araştırma Komisyonu’na taşımak için birlikte mücadele etmenin yollarını arayacağız. Komisyon üyeleri de eğer bağcılığın ve üzüm üreticilerinin sorunlarına samimi yaklaşıyorsa bu forumlara katılmalı, doğrudan üreticilerle buluşmalı, üreticilerin sorun, talep ve çözüm önerilerini ilk ağızdan dinlemelidirler.