Mehmet Bedri Gültekin / Ulusalkanal
AKP ile MHP, “Cumhur İttifakı” adını verdikleri seçim ittifakında anlaştılar. 28 maddelik teklif önümüzdeki günlerde Meclis’e gelecek.
Öncelikle şunu söylemek gerekir: Partilerin seçimde ittifak yapması, demokratik bir haktır. Tam tersine Anayasa’nın bugüne kadar yürürlükte olan ve Partiler arasında seçim ittifakını yasaklayan hükümleri demokratik değildi.
Bu açıdan konuya bakıldığında olumlu bir adım atılmıştır.
Tek başına AKP dönemi bitiyor
İkinci olarak yapılacak saptama şudur:
Bu ittifakla birlikte AKP, tek başına iktidar olamayacağını aslında itiraf etmiş olmaktadır.
Bilindiği üzere şimdi MHP ile yapılmış olan ittifaka, BBP öteden beri dahil olmak için çırpınmaktadır. AKP de, BBP’ye kapıyı açmıştır.
Aynı şekilde AKP, Saadet Partisi’ni de ittifaka dahil etmek için çalışmaktadır. Ama Saadet Partisi yöneticileri bugüne kadar AKP’ye uzak durdular.
Bütün bu çabaların tek bir açıklaması vardır: 16 yılın ardından AKP’nin tek başına iktidar dönemi bitmiştir.
Bu gelişme, AKP’nin artık Türkiye’yi yönetemediği gerçeğinin başka bir yoldan kendini ortaya koymasıdır.
Sahte oy kullanımı
Kanımızca AKP-MHP ittifak metninin en önemli yanı, sahte oy kullanımına kapıları ardına kadar açmasıdır.
Üzerinde anlaşılan ittifak metnine göre, üzerinde sandık kurulunun mührü olmayan oy pusulaları ve zarfları da bundan sonra geçerli sayılacaktır.
Hatırlanacağı üzere son Cumhurbaşkanlığı referandumunda Yüksek Seçim Kurulu, sandıklar açıldıktan hemen sonra mühürsüz zarfların kabul edileceği yönünde bir karar almıştı. AKP-MHP ortaklığı şimdi, çıkarmak istedikleri kanunla Cumhuriyet tarihinin bütün seçimlerinde yapılmış bu en büyük yanlışa, yasal bir kılıf uydurma çabası içine girmişlerdir.
Böyle bir düzenleme; seçimde hile yapmayı, sahte oy kullanmayı kanunla güvence almaktan başka bir anlama gelmeyecektir.
Aslında bu düzenleme seçimleri anlamsız hale getirmektir.
Sahteciliği önlemede en önemli tedbir
Sandık Kurulu’nun seçim günü sabahı, oy verme işlemi başlamadan önce zarf ve oy pusulalarını mühürlemesi, sahte oy kullanımını önlemeye yönelik en etkili tedbirdir.
Yüksek Seçim Kurulunun haftalar veya aylar öncesinden hazırladığı filigranlı oy pusulaları ve İl Seçim Kurullarının günler öncesinden zarfları ve oy pusulalarını mühürlemesi sahteciliği önlemeye yetmez.
Her ikisinin de sahtesini hazırlayarak seçmene dağıtmak için yeterli süre vardır. Ama Sandık Kurulu’nun seçim başlamadan bir saat önce yaptığı mühürlemenin sahtesi olamaz.
Onun içindir ki yasanın eski düzenlemesine göre Sandık Kurulu mührünün olmadığı oylar geçersiz sayılıyordu.
AKP-MHP ortaklığı şimdi bu en önemli güvenceyi ortadan kaldırmak peşindedir.
16 Nisan gecesi AKP Balkonu
Sandık Kurulu mührünün olmadığı zarfların geçerli sayılması ilk defa Cumhurbaşkanlığı referandumunda gerçekleşti. Çok Partili hayata geçtikten sonra ilk defa yapılan bir uygulamaydı.
Türkiye çapında ne kadar mühürsüz zarf o referandumda geçerli sayıldı? Bu konuda elimizde bir kanıt yok.
Ama Sayın Erdoğan’ın 16 Nisan gecesi, seçim sonucunu “kutlamak” için çıktığı balkondaki görüntüsü, hiç de seçim kazanmış bir liderin görüntüsü değildi.
Balkondaki bütün AKP’lilerin yüzünden düşen bin parçaydı. Aslında bu yüz ifadeleri seçimin gerçek sonucunun ne olduğunun adeta canlı birer kanıtıydı.
Ne kadar mühürsüz zarf kullanıldı o seçimde? Bir buçuk milyon diyen de vardı. Ama aslında o kadara da gerek yok. 600 bin oy yer değiştirse “Evet” değil “Hayır” çıkacaktı.
Öyle ya da böyle… Bir operasyon yapıldı ve AKP seçimi “kazandı”(!)
AKP şimdi referandumdaki kanunsuz oldu bittiyi bir adım daha ileri götürüyor. Referandumda sadece mühürsüz zarfların geçerli sayılmasına karar verilmişti. MHP ile birlikte yaptığı teklifle ise, mühürsüz zarflarla birlikte mühürsüz oy pusulalarının da geçerli sayılacağına dair kanun çıkarmak istiyor.
Aslında başlı başına bu durum bile bir kötü niyetin kanıtıdır.
Kamu vicdanında meşruiyet
Bir eylemin “kanuni” olması ile “meşru” olması birbirinden çok farklıdır. AKP-MHP ortaklığı açık açık sahte oy kullanma yolunu açan bu teklifi kanunlaştırırlar mı? Göreceğiz.
Ama böyle bir kanun çıkarmaları durumunda, bundan sonra yapılacak seçimleri daha bugünden sakatlamış olacaklardır.
Milletimizin vicdanı ve bilinci böylesine bir Ali Cengiz oyununu kabul etmeyecektir. Böyle bir düzenlemeyi meşru görmeyecektir.
Hile yoluyla seçim almaktan medet umar duruma gelmiş olanlar, sadece ve sadece kendi dönemlerinin bitmiş olduğunu göstermiş oluyorlar.
AKP ve MHP’yi bu vahim hatadan bir an önce dönmeye davet ediyoruz.
