Av. Abdülkadir ÖN / Aydınlık
Anayasamızda yapılan son değişiklikle, Cumhurbaşkanı adayı olmanın koşulları Meclis dışındaki partileri adeta aday gösteremez ve/veya mecliste gurubu olan partilerle ittifak yapmaya zorlamaktadır. Son düzenlemeyle;
MADDE 7- 2709 sayılı Kanunun 101. maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“A. Adaylık ve seçimi
MADDE 101– Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Cumhurbaşkanlığına, siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimlerde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler ile en az yüzbin seçmen aday gösterebilir.
Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday, Cumhurbaşkanı seçilir. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday, Cumhurbaşkanı seçilir.İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların salt çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilir. Oylamada, adayın geçerli oyların çoğunluğunu alamaması halinde, sadece Cumhurbaşkanı seçimi yenilenir.
Seçimlerin tamamlanamaması halinde, yenisi göreve başlayıncaya kadar mevcut Cumhurbaşkanının görevi devam eder. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin diğer usul ve esaslar kanunla düzenlenir” denmektedir.
Bu antidemokratik düzenlemeye derhal son verilmelidir, Anayasada değişiklik yapılarak seçimlere katılma yeterliliğine sahip tüm partiler Cumhurbaşkanı adayı gösterebilmelidir. Bu alanda düzenlenmiş mevcut yasa yeterlidir. “298 sayılı Kanun’unda siyasi partilerin, milletvekili, belediye başkanlığı, belediye meclisi ve il genel meclisi üyelikleri seçimlerine katılabilmeleri için illerin en az yarısında, oy verme gününden en az altı ay önce teşkilat kurmaları ve büyük kongrelerini yapmış olmaları veya Türkiye Büyük Millet Meclisinde gruplarının bulunması gerektiği vurgulanmıştır.” Cumhurbaşkanı adayı gösterebilmek için bu koşulları yerine getirmiş tüm partiler aday gösterebilmelidir.
Aksi halde doğacak kaotik sonuçlar toplumu bölen, parçalayan, seçimlerin demokratikliğine gölge düşüren sonuçlar olacaktır.
100 bin imza koşulu, ipe un sermek ve Meclis dışında seçilme koşulu en yüksek olan Vatan Partisi adayı Doğu Perinçek’in adaylığını engellemektir. Bu kumpas ne yazıktır ki iktidar partisi ile birlikte mecliste gurubu bulunan tüm partiler tarafından desteklenmektedir. Ana muhalefet partisinin önerisi “yüzbin seçmenin kimlikleri ile birlikte il ve ilçe seçim kurullarına giderek dilekçe ile aday önermesi”.
Bu önerisiyse, yeni düzenlemeyi destekleyen, hatta dahada zorlaştıran, kumpasın bir iştirakçisi olmaktan başka bir şey değildir.
İMZA KAOSU
Bu konuda anayasada yapılan düzenlemede boşluk olduğu için de, bu imzaların nasıl verileceği ve nasıl toplanacağı konusundaki belirsizlik daha büyük bir çıkmaza neden olmaktadır.
1-Bu imzaların yeterliliğini ve güvenirliliğini kim nasıl denetleyecektir?
2-Noter koşulu; seçimlere dahi gitmeyen vatandaşın cebinden notere harcı ödeyerek aday göstermeye gitmesi, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir öneridir. Aynı zamanda anayasanın seçme ve seçilme hakkının ihlalidir.
3-YSK bu imza şartıyla ilgili hiçbir açıklama yapmamaktadır. Nasıl bir çözüm önermektedir? Bu konuda belirsizlik devam etmektedir.
Oysa bu sorunun çözümü çok basittir.Yukarıda belirttiğimiz gibi seçime katılma yeterliliğine sahip tüm partiler aday gösterebilmelidir. Bunun içinde derhal Anayasa’nın ilgili maddesi değiştirilmelidir.
Anayasa değişikliği bir gecede yapılabilecek değişikliktir.
Anayasa’nın değiştirilmesi, “Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasa’nın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurul’da iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü, Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür”. Bu konuda muhalefetin ve iktidar partisinin birleşmesi halinde sorun çözülecektir.
Bu konu siyasal partilerimizce tartışılmalı ortak bir çözüme varılmalıdır. Bağımsız aday olmak isteyen adayında önü kesilemeyecek bir şekilde, demokratik bir çözüme ulaşılmalıdır. Bu düzenlemede kısa sürede yapılmalı, adaylar ve siyasal partiler buna göre seçim çalışmalarını yürütmelidir.