Kırklareli’nin Babaeski ilçesine bağlı Alpullu beldesinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurdurduğu Alpullu Şeker Fabrikası için özelleştirme kararı alınması, fabrika önünde protesto edildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, “Şeker fabrikaları milletin elinde kalmalıdır. Halkımıza da bunun garantisi verilmelidir. Bunun öncelikli yolu fabrikaların devlette kalmasıdır. Yok, illa bu fabrikaları ben işletemiyorum, beceremiyorum diyorsan Alpullu’ya sahip çıkmak isteyen köylü burada, üretici burada, kooperatifler burada, yerel yönetimler burada. Bu fabrikaları nasıl kurduysak şanıyla şerefiyle öyle de işletiriz. Alpullu sahipsiz değil. Alpullu’yu asıl sahiplerine, millete devredin olsun bitsin” dedi.
Babaeski’nin Alpullu beldesinde, 1926 yılında, Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulan Türkiye’nin ilk şeker fabrikası Alpullu’nun 13 şeker fabrikası ile birlikte özelleştirme kapsamına alınması, bugün fabrika önünde Alpullu Pancar Ekicileri Kooperatifi, Şeker-İş Sendikası’nın düzenlediği basın açıklamasıyla protesto edildi. Etkinliğe, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, CHP Kırklareli Milletvekilleri Türabi Kayan, Vecdi Gündoğdu, CHP Edirne Milletvekilleri Okan Gaytancıoğlu, Erdin Bircan, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, sendikacılar, sivil toplum örgütleri ve üreticiler katıldı.
Alpullu Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ramis Özgen, Alpullu Şeker Fabrikası’nın Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle 1926’da kurulan ve ilk şekeri üreten fabrika olduğunu söyledi. Özgen, “Fabrikanın 4 yıl aradan sonra geçen yıl Trakya çiftçisine yeniden kapısını açması ve faaliyete geçmesi üreticiler tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Fabrikanın faaliyete geçmesi sonrasında Trakya Bölgesi’ndeki pancar üretimi 18 bin tonlardan 130 bin tonlara kadar yükseldi. Bizler önümüzdeki sene bu rakamın 250 bin tona yükseleceğini beklerken bu fabrikanın satış kapsamına alınması büyük bir hayal kırıklığı yaşanmasına neden olmuştur. Dünyada pancar şekeri üretiminde, pancar üreticilerinin sektördeki payları ABD, Hollanda ve İngiltere’de yüzde 100, Fransa ve Almanya’da yüzde 80’dir. Amerika Birleşik Devletleri’nde şeker fabrikalarının tarımsal amaçlı çiftçi kuruluşlarınca özel sektörden devir alınması ve finansal olarak güçlenebilmesi için ayrı bir kanunla büyük ayrıcalıklar verilmiştir. Fabrikaların satışına ilişkin ihale şartnamesinde yer alan şirketlerin şeker fabrikalarının bölgesi dışından da pancar teminini mümkün kılan hüküm, pancar çiftçisinin bölgesel pazar güvencesini ortadan kaldırarak hem üreticiyi hem de pancar üretimini olumsuz etkileyecektir” dedi.
ÖZTRAK, ÖZELLİŞTİRMEYE TEPKİ GÖSTERDİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Türkiye’nin son 15 yılda yapılan tarımsal ithalatla Bulgaristan’ın, Gürcistan’ın, Ukrayna’nın, İtalyan’ın, Almanya’nın çiftçisine 86 milyar dolar ödediğini söyledi. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin yanlış olduğunu belirten Öztrak, şunları söyledi:
“Yarın bu fabrikaları kapattığımızda bunun çok daha fazlasını NBŞ tekellerine ödeyeceğiz. Hem paraları benim üreticimin yerine elin oğlunun cebine koyacaksın hem vatandaşımı zehirleyeceksin, sonra da kalkıp ‘ben yerliyim, ben milliyim’ diyeceksin. Hadi canım sen de. Sadece fabrikalarımız değil, şehit kanlarıyla sulanmış topraklarımız da yabancılara satılıyor. Türkiye’yi yönetenler 1 milyon dolarlık konut karşılığında sattıkları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının fiyatında iskonto yapmaya hazırlanıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını artık 300 bin dolarlık konut karşılığında satacaklarmış. Bu nasıl bir yerlilik ve millilik? Sadece vatan toprağının, vatandaşlığın değeri değil, Türk lirasının değeri de bu iktidarın elinde günden güne eriyor. Dolar 4 lira, avro 5 lira, benzin 6 liraya dayandı. Son bir yılda samanın fiyatı yüzde 72, korunganın fiyatı yüzde 67, yoncanın fiyatı yüzde 32 arttı. Çiftçi devletten hak ettiği desteği alamıyor. Tarım kanununun emrettiği desteği bile vermiyorlar. Vermediği destekler nedeniyle 11 yılda bu iktidarın çiftçiye 99 milyar TL borcu birikti. Bu, çiftçi ailesi başına 44 bin TL yapar. Devlet çiftçiye borcunu ödemediği için, çiftçi de bankaya borcunu ödeyemiyor. Tarlalar büyük şirketlere ve bankalara kaptırılıyor. Çiftçi toprağını ekmekten vazgeçiyor. Son 15 yılda çiftçi iki Trakya büyüklüğündeki araziyi ekmekten vazgeçti.”
Tarımda kendi kendine yeter Türkiye’nin bugün saman ithal eder hale geldiğini söyleyen Faik Öztrak, “Yarın şeker fabrikaları da satılırsa, ne olacak? Ben anlatayım, yerliyiz milliyiz diye meydanlarda dolaşanlar dinlesin. Şeker fabrikası sadece şeker üretmez. Şeker fabrikası etrafında bir yaşam üretir. Bu fabrikaların etrafında toprağına bağlı sözleşmeli üreticiler, kooperatifler olur. 350 bin çiftçi ailesi bu işten ekmek yer. Pancarın kendisi şeker, küspesi de yem olur. Bu kooperatifler sütçüye, besiciye destek olur. Hayvan ucuz yem, vatandaş ucuz et yer. Pancardan çiftçi de, hayvancı da, kamyoncu da, fabrikadaki işçi de, vatandaş da ekmek yer. Şeker fabrikaları kapanırsa tüm bu zincir kopar. Milyonlarca kişi aşından, işinden olur. Vatandaşa sağlıklı şeker, ucuz süt, ucuz et yedirme hedefi biter. Buğday ayçiçeği eken küçük çiftçinin toprağı elinden gitti. Topraklar yabancı bankalara büyük şirketlere geçti. Şeker pancarı eken çiftçimiz de toprağından kopmak zorunda kalırsa bu topraklar kimlerin eline kalacak? Şeker fabrikalarını satıp yerlilik, millilik edebiyatı yapanların gerçek yüzü budur. Değerli hemşehrilerim, bugün Avrupa’da Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya, Polonya şeker fabrikalarına gözü gibi bakarken, bu hükümet şeker fabrikalarını neden gözden çıkarıyor? Hükümet şeker fabrikalarını satma kararını açıklamadan önce önemli kararlar aldı, görüşmeler yaptı. FETÖ ile mücadele edeceğim diye ilan ettiği OHAL yetkisiyle, 24 Aralık 2017’de bir kararname çıkardı, şeker piyasasını düzenleyen Şeker Kurumu’nu kapattı. Sonra ülkemizdeki en büyük nişasta bazlı şeker fabrikalarına sahip olan ABD’nin Dışişleri Bakanı’yla, resmi kayıtsız, zabıtsız 3.5 saat görüştü. Muhtemelen pazarlık masasında şeker fabrikaları da vardı. Sonrasında da fabrikaların satış kararını açıkladı” dedi.
‘AVRUPA ŞEKERİ STRATEJİK KONU OLARAK ELE ALIYOR’
CHP Genel Başkanı Yardımcısı Faik Öztrak, Avrupa ülkelerinin şekeri stratejik bir konu olarak ele aldığını belirterek, şöyle konuştu:
“Bugün dünya ve Avrupa şekeri, gıda güvenliğini stratejik bir konu ve halk sağlığı boyutuyla ele alıyor. Nişasta bazlı şekeri kısıtlıyor hatta yasaklıyor. Nişasta bazlı şekerin sonu kanserin, diyabetin, obezliğin artmasıdır. Nişasta bazlı şeker ciddi sağlık sorunları demektir. Hükümet sizlerin ülke çapında yaptığınız direnişe dayanamadı, bu ay nişasta bazlı şekerde kotayı yüzde 10’dan yüzde 5’e düşürme kararı aldı. Ancak bunu denetleyecek kurul, bir OHAL kararnamesiyle çoktan yok edildi. Bunu kim denetleyecek, soruyorum. Şeker fabrikaları kapanırsa, nişasta bazlı şekerin önü tamamen açılacaktır. Şeker gibi halk sağlığını ilgilendiren stratejik bir ürün uluslararası tekellerin eline geçecektir.”
Öztrak, şeker fabrikalarının Türkiye’nin en yerli ve en milli kuruluşları olduğunu belirterek, şöyle dedi:
“Girdisi yerlidir, girdiyi üreten yerlidir, pancarı işleyen fabrikalar yerlidir, soframıza gelen şeker de yüzde yüz millidir. ‘Şeker fabrikalarını satacağım’ diyenler milli olamaz, yerli olamaz. Yerli ve milli olanlar bugün burada Cumhuriyetin projesine sahip çıkan, ‘Bu fabrikayı sattırmam’ diyen sizlersiniz. Bu fabrikaları açık ihale yerine pazarlık usulüyle adrese teslim etmek isteyenler, belediyelerin ihaleye girip teklif vermesini engelleyenler, ne yerlidir ne millidir. Yerli ve milli olanlar buna izin vermemek için burada toplanan çiftçilerimizdir, hemşehrilerimizdir. Köylü, üretici, kooperatif, yerel yönetim buna izin vermemek için burada toplandık. Sonuna kadar fabrikalarımıza, üreticinin emeğine sahip çıkacağız. Alpullu’nun da diğer fabrikaların da adrese teslim ihalelerle kurda kuşa yedirilmesine izin vermeyeceğiz. İktidara sesleniyorum: Fabrikaları adrese teslim ihalelerle peşkeş çekmekten derhâl vazgeçin. Hükümet geçmeyen araca, yatmayan hastaya garanti veriyor. Bazı iş adamlarının kesesine girecek 25-30 yıllık geliri dolar ve euro olarak garanti ediyor. Şeker fabrikaları milletin elinde kalmalıdır. Halkımıza da bunun garantisi verilmelidir. Bunun öncelikli yolu fabrikaların devlette kalmasıdır. Yok, illa bu fabrikaları ben işletemiyorum, beceremiyorum diyorsan Alpullu’ya sahip çıkmak isteyen köylü burada, üretici burada, kooperatifler burada, yerel yönetimler burada. Bu fabrikaları nasıl kurduysak şanıyla şerefiyle öyle de işletiriz. Alpullu sahipsiz değil. Alpullu’yu asıl sahiplerine, millete devredin olsun bitsin. Bugün bu fabrikalar satılır ve ardından değerli arazilerine AVM dikmek için kapatılırsa yarın çocuklarımızın, torunlarımızın bedduaları sizi iki cihanda da rahat bırakmaz. Bunun vebali büyüktür, yakanıza yapışır. Yanlışta ısrar etmeyin. Gelin yol yakınken yanlıştan dönün. Burada toplanan ve ülkesine sahip çıkan köylünün, üreticinin, milletin haklı sesine kulak verin.”
birgün