Amiral Soner Polat / Ulusalkanal
Rusya geleneksel olarak bir güvenlik ve istihbarat devletidir. Moskova’daki ABD Büyükelçiliği’nin uzun yıllar adeta fotokopisi çekildi. ABD’nin ruhu bile duymadı! Belki de zamanında dünyadaki en etkili örgüt olan KGB’nin köklü istihbarat geleneği olduğu gibi FSB’ye (Rusya Federal Güvenlik Teşkilatı) devredildi. İngiltere şunu iddia ediyor: “Sergey Skripal ve kızı Yulia, 4 Mart 2018 günü sadece Rus envanterinde mevcut olan “noviçok” isimli sinir gazı ile öldürüldü. İngiltere lehine casusluk yaptığı için yargılanan ve 13 yıl hapis cezası alan Skripal ve kızını Ruslar infaz etti.”
İngilizler, Rusya gibi istihbaratın profesörü bir devletin böyle bir olayda amatörce parmak izini bıraktığına inanmamızı bekliyor! Ruslar yapsaydı, ya iz bırakmaz ya da yanıltıcı mesajlar verirdi! Avrupa’nın göbeğinde kimyasal silah kullanmanın ne anlama geldiğini Rus devleti bilmiyor mu?
TETİĞİ KİM ÇEKTİ?
Olay sonrasında bir merkez düğmeye basıyor. Şimdiye dek toplam 26 ülke ve NATO’dan 141 Rus diplomatı sınır dışı ediliyor. Bu girişimin başını ise sınır dışı edilen 60 diplomat ile ABD çekiyor. Bu bir derin WASP (White Anglo Sakson Protestan) operasyonudur. ABD ve İngiltere derin devletleri dünyayı yeniden soğuk savaş günlerine döndürmek için harekete geçmiştir. Çünkü ideolojik olarak tükenen ve gücünü kaybeden emperyalizmin gerilim, kriz ve çatışmadan beslenme dışında başka çaresi kalmamıştır. Ayrıca ABD ve İngiltere suni çatışma alanları yaratarak dağılma eğilimi gösteren Batı dünyasını tahkim etmeye çalışmaktadır. İngiltere’nin şakalara konu olan Dışişleri Bakanı Boris Johnson’ın, “Bu tepki tarihte Rus istihbaratçıların sınır dışı edildiği en geniş örnektir” sözleri anlamlıdır.
YENİDEN UYDULAR DÖNEMİ
Bağımsız hareket etme gücü, yeteneği ve ulusal onur duygusu olmayan 24 ülkenin bu çılgın ikilinin peşine takılması gezegendeki barış ve istikrar açısından son kerte tehlikelidir. Çünkü sadece baskı ile bir ülke harekete geçiyorsa, sağlıklı ve dengeli analiz yapma yeteneğini kaybetmiştir. En azından, Rus uzmanların da katılacağı, BM gözetiminde uluslararası bir araştırma yapılmasını talep edebilir ve sonucunu bekleyebilirlerdi. Alman ve Fransız istihbarat örgütlerinin İngilizlerin bu basit numarasına kanması eşyanın tabiatına aykırıdır. Avrupa Birliği’nin (AB) iki lider ülkesi olan Almanya ve Fransa bu olayda figüran rolüne soyunmuştur.
Atlantik’in çöplerini taşımaya gönüllü bu ikilinin yön verdiği AB’nin gerçek güç ve ağırlığını bu olayla çok daha iyi anlıyoruz. Son dönemlerde Merkel ve Macron’da görülen Türkiye karşıtı retoriğin köklerini de bu olayda buluyoruz. Kuyrukçu iki ülkenin yön verdiği AB gemisi önünde sonunda kayalıklara toslar! Avrupa’daki uydulara ilave olarak dışarıdan Kanada ve Avustralyada koroya katıldı. İşte dünya bu 26 ülke nedeniyle güvenli bir yer değildir. Bu ülkeler yeni soğuk savaşın Batı kanadıdır. Bu grup içindeki 3-4 ülke yerküreyi karıştırmakta, diğerleri de küçük beklentiler, korku ve kaygılar nedeniyle yardım ve yataklık yapmaktadır. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, “Avrupa’da birkaç bağımsız ülke kaldığını vurguladığımızda, haklı olduğumuz sonucunu görmezden gelmek zor!” açıklaması da iplerin koptuğunu göstermektedir.
TÜRKİYE FARK YARATTI
Batı’nın kurduğu sinsi ve kirli tuzakları nihayet anlayan Türkiye, kurgulanan istihbarat sahnesinde ucuz bir oyuncu olmayı reddetmiştir. Bugün itibarıyla Batı dünyasında başı dik olan belki de tek ülke Türkiye’dir. Bağımsız hareket eden Türkiye’nin gücü, etkisi ve saygınlığı dünyanın her yerinde artmaktadır. Türkiye’de basının büyük bölümü ve birçok kişi dünyayı Avrupa ve Kuzey Amerika’dan ibaret sandığı için Türk milleti henüz bu farkı göremiyor. Ama özgürleşen Türkiye, artık dünyadaki herkes için büyük bir oyuncudur. Batı güç merkezleri de yaşayarak Türkiye gerçeğini öğrenmiştir. Türkiye’yi sindirerek, itip kakarak sonuç alma dönemi sona ermiştir. Türkiye bağımsız hareket yeteneğini sürdürürse ulusal çıkarlarını çok daha iyi koruyup kollayacaktır. İçimizdeki köle ruhlu insanlara rağmen bağımsızlığımıza kıskançlıkla sahip çıkmalıyız…