SEDA AKYÜZ / ANKARA
Sendika temsilcileri ve pancar çiftçisi hükümetin şeker fabrikalarını özelleştirme girişimine karşı Türk-İş’e ‘meydanlara inelim’ çağrısında bulundu. Pancar çiftçisi Nihat Babaözlü, ‘Cepte 1 lira para yok! Hâlâ neyi kaybetmekten bahsediyorsunuz?’ diyerek meydanlara inme önerisi yaptı
Hükümetin 14 şeker fabrikasını özelleştirme girişimine tepkiler her geçen gün artıyor. Alpullu Şeker Fabrikası’nın bölge şefliğinin de arasında bulunduğu arazinin satışının iptal edilmesi geri adım olsa da şeker fabrikalarının özelleştirilmesi hâlâ gündemde. Dün 14 şeker fabrikasından Bor, Çorum, Kırşehir ve Yozgat fabrikalarının ihalesi için son teklifler verildi.
Hükümetin özelleştirmedeki ısrarını sendika temsilcileri ve pancar çiftçisiyle konuştuk. Aydınlık’a konuşan pancar çiftçisi özelleştirme girişimine karşı için meydanlara inmek gerektiğini belirtirken, sendika temsilcileri de bu talebe desteklerini açıkladı.
‘KORKMAYIN, SESİNİZİ ÇIKARTIN’
Pancar çiftçisi Nihat Babaözlü: İlk günden beri söylüyorum; kapalı kapılar ardından yapılan toplantılarla bu iş yürümez. Meydanlarda hakkımızı aramamız şart. Sokaktan başka yol yok.
İnsanların üzerine ölü toprağı serilmiş gibi. Yahu meydana insek ne olur? En fazla bir iki gün içeride tutarlar. Artık bıçak kemiğe dayandı. Ekmeğimi kaybederim diye kimse sesini çıkartamıyor. Allah aşkına cepte 1 lira yok! Hâlâ neyi kaybetmekten bahsediyorsunuz? Zaten kuru ekmek veriyorsunuz. Onu da 3 gün yemesem ne olur? Karşındakiler seni düşünerek hareket etmiyor. 10 milyon imza toplasanız ne olur? Bu saatten sonra yapılacak iş belli; konfederasyon, sendikalar, milletvekilleri, demokratik kitle örgütleri özelleştirmeye karşı meydanlara çıkmalı. Küçük şeyler koparmanın peşinde olmayın! Evet, olağanüstü süreçten geçiyoruz. Herkes milliyetçi olmak zorunda. Ancak yapılan yanlışa karşı çıkınca da vatan haini ilan edilmekten korkan insanlar var. Korkmayın kardeşim, korkmayın. Sesinizi çıkartın, doğru bildiğinizi haykırın. Felakete gidiyoruz görmüyor musunuz?
‘FABRİKALARIN ÖNÜNDE YATMAYA HAZIRIZ’
Toleyis Genel Başkanı Cemail Bayındı: 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi durumunda işçiler, çiftçiler, üreticiler her şeye rağmen yine bir direniş gösterecektir. Şeker fabrikalarından geçimini sağlayan tüm işçilerimiz sokaklara dökülmeli. Konfederasyon, sendikalar üzerine düşeni yaparak işçilerle birlikte fabrikaların önüne yatmalı. Satın alanlara ‘Gel gelebiliyorsan’ demeli. Başka yolu kalmadı. Sendika olarak bu eylemlere sonuna kadar destek veririz. Özelleştirmeye karşı işçi kardeşlerimizle birlikte fabrikalarımızın önünde yatmaya hazırız. Düşmanlar topraklarımızı işgal ettiğinde Türkiye teslim olsaydı ne olurdu? İşte bu özelleştirme girişimine karşı da teslim olmayacağız.
Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul: Ülkemizde 3 büyük konfederasyon var. Konfederasyon temsilcileri ülkesini, milletini ve temsil ettiği insanları düşünmeli ve buna uygun politikalar üretmelidir. Ancak üç konfederasyonun özelleştirme konusunda kıblesi belli değil. Kimi özelleştirme taraftarı, kimisi ne taraftarı ne değil gibi. Suya sabuna karışmıyor! Bunları biz Belediye-İş olarak yaşadık. Cumhuriyetimizin birikimleri elden çıkarıldı ve binlerce arkadaşımız işlerinden oldu. Özelleştirmeye karşı çıkanları vatan haini ilan ettiler. Şimdi ateş bacayı sardığında iş kendilerine de geldiğinde özelleştirmeye karşı çıkanlar oldu. Özelleştirmeye karşı ciddi bir duruş sergilenmediği için bu durumlara geldik! Bu saatten sonra konfederasyonlar özelleştirmeye karşı duruşlarını millete göstermelidir.
‘ANKARA’YA DOĞRU MÜCADELE BAŞLAMALI’
Petrol-İş Genel Merkez Yöneticisi Turgut Düşova: Şeker fabrikaları ülkemizin son kalelerden biri. Şeker fabrikalarının sadece çalışanlara değil bölgeye de çok ciddi bir yararı var. Biz yıllardır özelleştirmeye karşı mücadele eden sendikalardan biriyiz. Şeker-İş’in de özelleştirmeye karşı verdiği mücadeleyi destekliyoruz.
Geçen hafta bölgemizde yapılan açıklamalara da, yürüyüşe de destek verdik. Ancak bunun geri püskürtülmesi için daha etkili, daha kararlı eylemler yapılması gerektiğini söylüyoruz.
Türk-İş’in şekerle ilgili girişimlerini görüyoruz. Bu yeterli değil. Bu eylemler bölgesel kalmamalı. Artık Türk-İş’in önderliğinde bölgelerden Ankara’ya doğru etkili büyük mücadele örgütlenmelidir.
aydınlık
