Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
Uygur Türkleri..
Bu iki kelimeyi yazarken bile gurur duyuyorum..
Türk dünyasının inkar edilemez kalbi..
Sürekli olarak medyada Uygur Türklerine yapılan işkence, Çin toplama kamplarında yüzbinlercesinin hapsedildiği, işkence edildiği, bilim adamlarının öldürüldüğü, Uygur kızlarının Çinlilerle evliliğe zorlandığı, esir tutulan Uygurların organlarının Araplara pazarlandığı şeklinde haberler okuyoruz..
Tarihte büyük devletler ve imparatorluklar kurmuş olan Türkler bölünüp kendilerini koruyamaz oldukları zaman çeşitli işkencelere maruz kaldılar..
Zamanımızda Türk dünyası Türkiye Cumhuriyeti’ni amiral gemisi olarak görüyor. Aslında ülkemizde çalışan Türki devletlerden çok sayıda insan da mevcut.. Bu durumun getirdiği sorumluluklar da var..
Uygur Türkleri kelimenin tam anlamıyla bir soykırıma tabi olmaktalar. Bütün dünyanın gözü önünde..
Soykırım denince.. Bizi soykırım yapmakla suçlayan oldukça fazla devlet mevcut..
Parlamentolarında bir karar alıyorlar ve kendilerini insani değerlere sahip olarak gördükleri iddiasında olmak istiyorlar..
“100 yıl önce öyle mi olmuş, böyle mi olmuş” diye konuşana kadar şu anda olana bir dur demek gerekiyor..
Bunu herkesten önce Türkiye’nin demesi lazım..
Şimdiye kadar demedi.. Hatta “Uygur Tükleri şöyledir, böyledir” diye Çinlilerle fikir birliğinde olduğunu düşündürecek ifadeleri de mevcut yetkililerin..
Ancak Amerika 2 gün önce bu konuda bir adım attı:
“ABD Temsilciler Meclisi, Çin yönetimindeki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türklerine yönelik politikalarından dolayı Çinli yetkililere yaptırım uygulanmasını öngören yasa tasarısını kabul etti.
Demokrat Kaliforniya vekili Brad Sherman tarafından sunulan tasarı, her iki partinin de yoğun desteğini alarak genel kurul oylamasında 1’e karşı 407 oyla geçti.” tr.sputniknews.com
Amerika hakikaten bu duruma sıkıldı mı, yoksa arasında çeşitli anlaşmazlıklar bulunan Çin’e karşı eline bir koz geçtiğini mi düşündü, bilemeyiz ama, böyle bir adım attı.
Güçlüye karşı gelmekten hoşlanmayan Türkiye için de o zaman fırsat bu fırsattır.
Dünya çapında bu konuda alınmış kararlara imzasını koymak ve bu katliamı durdurmaya çalışmak zorundadır.
İşkenceye uğrayanların bizim kanımızdan olmaları, Türk olmaları bir yana, ortada bir insanlık dramı vardır.
Kendisi soykırımla suçlanan bir ülke olan Türkiye, şu anda gündemde olan bu soykırıma bütün gücü ile karşı çıkmalıdır..
Karşısına çıkan her devlet başkanını da bu konuda suçlayıp (neredeyse hepsi Türkiye’yi soykırımla suçladı. Gerçekten inanarak mı yaptılar ayrı, ama sonuçta suçladılar) harekete geçirme gücü en çok elinde olan ülke Türkiye’dir..
“Soykırıma karşı ne kadar hassas olduğunuzu 100 yıl önce ne olduğunu bilmediğiniz konularda kararlar alarak göstermeye çalıştınız, işte karşınızda gerçek bir soykırım, bunu önlemek için ne yapıyorsunuz, görelim” diyecek olan ülke Türkiye’dir..
Ve bunu bir an önce yapmak zorundadır..
Dilimizde “Çin işkencesi” diye bir terim vardır. Şu anda olanlara göz yummak insanlık suçudur.