Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
Lozan anlaşması..
Oraya gelene kadar konuyu biraz irdeleyelim..
1. Dünya Savaşı neden çıktı?
Bu savaş, Almanya askeri açıdan kuvvetlenince Avrupa devletleri, en çok da İngiltere ve Fransa, bu durumdan rahatsız olunca çıktı. Burada iki taraf vardı. Almanya ve müttefikleri, İngiltere-Fransa ve müttefikleri.
Savaşı İngiltere-Fransa ve müttefikleri kazandı. Yenilen tarafla da çeşitli anlaşmalar yaptılar.
Osmanlı İmparatorluğu Almanya’nın müttefiki olarak savaşa katılmıştı ve yenilen tarafta yer aldı.
Karşısına ilk getirilen anlaşma Mondros Ateşkes Anlaşması (30 Ekim 1918) oldu. Askeri okulların kapatılması, orduların terhis edilmesi gibi maddeler içeriyordu.
Sonra karşısına Sevr anlaşması getirildi. 10 Ağustos 1920’de İstanbul Hükümeti bu anlaşmayı imzaladı. Bu Mondros’un başladığını tamamlıyor ve ülkeyi tamamen parçalıyordu.
Mustafa Kemal önderliğindeki Ankara Hükümeti’nin bu duruma tepkisi sert oldu. Anlaşmayı imzalayan 3 kişiyi ve Sadrazam Damat Ferit Paşa’yı İstiklal Mahkemesi kararı ile idama mahkum etti. Bu anlaşmayı Yunanistan dışında hiç bir ülke meclis onayından geçiremedi ve bu nedenle bu bir taslak olarak kaldı.
Bu arada büyük güçlüklerle nizami ordu kurmayı başaran Ankara hükümeti Yunanlıları yenince Mudanya Ateşkes anlaşması imzalandı. Sonra Lozan’da başmüzakereci İsmet İnönü’nün başkanlığındaki Türk heyeti ile müzakereler sürdü ve sonunda genç Türkiye Cumhuriyeti’ni varlığını garanti altına alan Lozan Anlaşması imzalandı.
Bu çok zorlu süreçte üzerinde en çok konuşulan konu boğazlardı.
Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti’nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir. (haberturk.com/lozan-baris-antlasmasi-96-yasinda-lozan-baris-antlasmasi-nedir-lozan-neden-onemli-hts-2507189)
Boğazlar’ı herkes istiyordu. Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin sıcak denizlere inmesi için en önemli geçiş noktasıydı. Cumhuriyet’in kurulmasından 13 yıl sonra ancak bizim istediğimiz şekilde bir egemenlik sistemi oluşturulabildi. Dünya Savaşı’nın başında da boğazlarımızı koruyalım diye giriştiğimiz ve sayısız şehit verdiğimiz Çanakkale Savaşları var.
Şimdi ortaya Kanal İstanbul diye bir konu getirildi.
Montrö anlaşması ile elde ettiğimiz egemenlik hakları burada geçerli değil. Yeni bir sistem tesis etmek de kolay değil. Bu tip konular savaş sebebi.
Yani boğazlarımız ve güvenliğimiz çok net bir şekilde savunmasız hale geliyor. Üstelik de durup dururken.
Eko sisteme bu durumun vereceği zararlar ayrı, bunlar da çok yazılıp çizildi.
Ama bir şey olağanüstü net: Bu ülkemiz için olağanüstü bir güvenlik açığı oluşturacak bir proje.
Bunu ülkenin güvenlik birimleri görmüyor ise, bu birimlerde yetkin kişiler yoklar sonucunu çıkartmak elzem hale geliyor.
Bu konu rant olaylarının fersah fersah üzerindedir.
Bu konunun sorumluluğu kimsenin taşıyamayacağı kadar ağırdır.
Yani açıkça Cumhuriyet’imizin çizdiği sınırların tahrip olması anlamı taşımaktadır.
TBMM, Savunma Bakanlığı, Askeri Kaynaklar konuyu kırmızı alarm olarak gündemlerine almak durumundadırlar.