TESUD’un yeni yönetimi gerçek anlamda bu kuruluşa bambaşka bir ruh, taptaze bir heyecan verdi. Geçmişte geziler düzenleyen bu kurum, artık ülke sorunlarına duyarlı gurur duyulan bir yapıya kavuştu. TSK’nın maruz kaldığı darbe konusunda TESUD bir bildiri yayımladı. Kısaltarak ve ara başlıklar ekleyerek naklediyorum:
DEMOKRATİK KONTROL MÜ NEŞTER OPERASYONU MU?
Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmesini ve alınan tedbirlerin bir kısmını anlayışla karşılıyoruz.
Bununla birlikte; şu ana kadar Kanun Hükmünde Kararnamelerle alınmış olan kararlarla, maalesef karşı karşıya olunan tehdidin bertaraf edilmesinden ziyade, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)’nin “demokratik kontrol altına alınması” gerekçesi ile onlarca, hatta yüzlerce yıl boyunca oluşan, tarihimizin derinliklerinden gelen yapı ve kurumlarkapsamlı bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan, birkaç günlük yüzeysel çalışmalarla tamamen değiştirilmiştir. Bundan derin üzüntü duymaktayız. FETÖ’nünoluşturduğu tehditle mücadelenin, TSK’nın mevcut ana yapısını değiştirmekten geçmediği son derece açıktır.
HERKES SADECE PARDON DERKEN TSK GÜNAH KEÇİSİ OLDU!
Bütün bunları göz ardı ederek 2011 yılına kadar FETÖ ile hiçbir sorunu olmayan, hatta “ne istedilerse verdiklerini” ifade eden siyasi iktidarın hiçbir sorumluluğu olmadığını düşünerek, yaşananların tek sorumlusu sanki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mevcut yapısı imiş gibi bu değişiklikleri yapmaya kalkışmak, eğer art niyet yoksa en azından teşhisin yanlış konulduğunun göstergesidir.
TSK’nın bu yapıyla etkin mücadele edememiş olmasının, kendi personelini dahi izleme, takip ve araştırma yetkisinin hiçbir şekilde olmamasından ve Genelkurmay’ın teknik istihbarat kaynağı olan GES K.lığının da bir süre önce elinden alınmış olmasından kaynaklandığı unutulmamalıdır.
HARP PRENSİPLERİ Mİ SİYASET Mİ ÖNE ÇIKSIN?
Kuvvet Komutanlıklarının MSB’ye bağlanmış olması ve MSB, Başbakan veya Cumhurbaşkanı’nın doğrudan ast kademelere emir verme düşüncesi, tüm dünya askerlik tarihi bakımından en önemli harp prensibi olan “Emir Komuta Birliğini” ortadan kaldırmıştır. Bu durum milli güvenliğimizi ciddi şekilde tehlikeye düşürecek sonuçlar doğurabilir.
Yüksek Askeri Şura’nın yapısının bu şekilde değiştirilmiş olmasının gerekçesi hiçbir şekilde anlaşılamamıştır. Eğer ana görevi liyakat derecelerine göre terfilere karar vermek olan YAŞ’ta siyasi iktidara yakın olanların terfileri amaçlanıyor ise, bunun sonuçlarının, tarihimizdeki Balkan Harbinde yaşandığı gibi çok ağır olacağı bilinmelidir. Bu düzenlemelerle Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin siyasete karışmaması istenirken aksine siyasetin içine çekilmiş olacağı değerlendirilmektedir.
Askeri liselere FETÖ mensuplarının sızması, aslında buna göz yumanların uygulamalarının sonucu olmasına rağmen, sistemi yeniden düzeltmek çok kolay iken, değer ve önemini şanlı tarihimizden alan bu kurumları kapatmanın uygun olmadığı değerlendirilmektedir.
Yukarıda belirtilen ve kararnamelerle yapılan çok kapsamlı değişikliklerin FETÖ ile mücadeleden ziyade, bu kalkışma bahane edilerek TSK’nın üzerinde iktidarın istediği operasyonları icra etmesi fırsatını yakalamış olduğu düşüncesi ile hareket ettiği izlenimini vermektedir.
Bu değişikliklerin, Cumhuriyet tarihi boyunca özenle siyaset dışı kalmaya gayret eden TSK’yı siyasetin içine çekeceği bilinmelidir.
Sonuç olarak; Kanun Hükmünde Kararnameler ile alınan kararların sağduyu ile bir kez daha değerlendirilmesini,aksi takdirde aceleyle alınmış bu kararların acısının yakın gelecekte fazlasıyla çekileceği Yüce Türk Milletine saygıyla duyurulur.
Emekli subayları temsil eden TESUD Genel Merkezi gelişmeleri böyle değerlendiriyor… Son kerte sade, açık ve anlaşılır. Kavramlar yerli yerine oturtulmuş! Kurum tarihe not düşmüş! Başka söze gerek var mı?
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr
görsel: istihbaratsahasi.wordpress.com