Petrol fiyatlarının küresel piyasalardaki negatif seyrinden en çok etkilenen ülke şüphesiz Suudi Arabistan oldu.
Ekonomisindeki ciddi daralmalar nedeniyle önlemleri sıklaştıran ve yeni arayışlara giren Krallık çok sayıda proje için yapılan sözleşmeleri durdurduğu bildirildi.
Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’nın haberine göre, Ekonomik İşler ve Kalkınma Konseyi Başkanı Veliaht Prens Muhammed bin Selman başkanlığında, yapılan toplantıda 266 milyar 600 milyon dolar değerinde çok sayıda proje sözleşmesinin durdurulmasına karar verildi. Her ne kadar projelerin isimleri açıklanmasa da daha çok gösterişli cami, stadyum vb tarzdaki inşaat yatırımlarının durdurulduğu biliniyor.
Hatırlanacağı üzere geçen yıl sonunda aralarında akaryakıt, su ve elektriğin de bulunduğu birçok tüketim maddesine büyük oranlarda zam yapmıştı. Yetmezmiş gibi; 26 Eylül’de açıklanan son kemer sıkma paketinde bakanlar, devlet memurları ve Şura Meclisi üyelerinin maaş ve diğer ödeneklerinde kesintiye gidilmişti. Tek başına bu kesintiler bile gösterişli harcamalarıyla saygınlık elde ettiğini düşünen ülke için ciddi bir gerileme göstergesiydi. Kaldı ki ülkemizdeki turistlerinin sayısında da geçtiğimiz altı ayla kıyaslandığında ciddi bir azalma gözleniyor.
Belirlenen 2030 vizyonu çerçevesinde petrole dayalı ekonomisini yeniden yapılandırmayı ve gelirlerini çeşitlendirmeyi amaçlayan Suudi Arabistan, geçen sene 98 milyar dolar olan bütçe açığının 2016’da 87 milyar dolara çekileceğini açıklamıştı (sputniknews.com)
DEVLET TAHVİLLERİ SATIŞA ÇIKACAK
Alman haber ajansı DWN (Deutsche Wirtschafts Nachrichten) belirttiğine göre ülkenin vadeleri 5, 7 ve 10 yıl olan 27 milyar dolar değerindeki devlet tahvillerini satışa çıkartacak. Nitekim ay başında tarihteki en yüklü tahvil satışlarını gerçekleştirmiş oldu. Kraliyet petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle oluşan bütçe açığını kapatmak için 2007’den bu yana ilk kez temmuz ayında devlet tahvili satmıştı.
Suudi Arabistan ve diğer OPEC ülkelerinin bütçe açıklarını önlemek için petrol varil fiyatlarının en az 100 dolar olması gerekiyor. Ancak bir süredir 50 doların altında seyreden petrolün yakın gelecekte 100 dolar seviyelerine yükselmesi pek olası görülmüyor. İran’ın piyasaya geri gelmesi, Irak petrollerinin payının artması ve daha da artma olasılığı, Kanada’nın başını çektiği kaya gazı üretimi, ABD’nin kendi rezervlerini devreye alması gibi arz temelli engeller bile yeterli gerekçeler. Bir de kimi stratejik mevzular düşünülecek olursa Suudi Arabistan’ın işi zor görünüyor.
Focus Economics’in verilerine göre. 2013 yılında 24,815 Amerikan Doları olan kişi başı yıllık gelir, 2015 yılında 20,813’e gerilemiş. İşsizlik değişmemiş, hatta önemsiz bir miktar gerilediği bile söylenebilir. Fakat döviz rezervleri 2013’e kıyasla %14,5 azalmış. Reuters’in verilerine göre 2016 bütçe açığı 87 milyar Amerikan Doları olarak belirtildi. Petrol dışı gelirlerini arttırmayı hedefleyen ülkenin bütçe kalemlerine bakıldığında oranın arttığı görülüyor fakat bu artışın önemli miktarı petrol gelirlerinin gerilemesine bağlı oransal bir artış. Zira özgün ve kayda değer hiç bir katma değerli ürünü olmayan Arabistan’ın petrol fiyatlarının artmasını beklediği süre içinde o açığı kapatacak bir girişimi söz konusu değil.
NET İHRACATÇIYKEN NET İTHALATÇI OLACAK
Suudi Arabistanın günlük petrol üretim kapasitesi 10.3 milyon varil. Bunun 7.15’i ihraç edilirken kalanı 3.15’i ise iç talep için kullanılıyor. Saudi Aramco’nun verilerine göre iç talep hızlı bir şekilde artmaya devam ediyor ve 2030’a gelindiğinde iç talebin günde 8.2 milyon varile ulaşacağını tahmin ediyorlar. Bir çok akademik çalışmada (en çok dikkate alınanı: https://www.chathamhouse.org/sites/files/chathamhouse/public/Research/Energy,%20Environment%20and%20Development/1211pr_lahn_stevens.pdf)belirtildiğine göre Kraliyet’in yüzüncü yılına varılmadan (2032) Suudi Arabistan’ın net ihracatçı konumundan net ithalatçı konumuna geleceğinden bahsediliyor (brookings.edu). Bu da ciddi bir kriz anlamına geliyor. Bunu aşmanın yolu fiyat ne olursa olsun daha fazla petrol üretmek olacaktır, çevresel etkiler yetmiyormuş gibi bir de bu denli yara alan Vahabi zihniyet bölgede netür yangınlara sebep olur düşünmesi bile sinir bozucu.
Bütün bu gelişmelerin Yemen’le girişilen savaşı olumlu etkilemesi bekleniyor fakat silah harcamaları hala azaltılmış değil. Ülke halen ABD’nin bölgedeki, özellikle İran karşıtı cephede, en önemli müttefiki olma özeliğini koruyor.
Fikri takip için incelenebilir: https://ozguratak.wordpress.com/2015/12/20/bataklik-her-gecen-gun-daha-da-kotu-kokuyordu/
Özgür Atak
Odatv.com